- 1. Paylıt (Pilot) -

427 50 18
                                    

Buraya nasıl ve neden geldin bilmiyoeum ama iyi ki geldin. :)

Hikayeyi okumaya başlamadan önce sana şunları söylemek istiyorum. Ben bunları 2017'de yazmaya başladım ve senin de bildiğin üzere insan geriye dönüp bakınca ne pişmanlıklar yaşıyor değil mi? Kesinlikle öyle ve ben bu hikayenin başlarını okuduğumda çok cringe olduğunu anlıyorum her seferinde. Ama ne yapalım? Hikayemiz böyle başlıyor.

Ama hiç merak etme, şimdi tatlı kısma geliyoruz. Bölümler ilerledikçe sevgili yazarınız gelişiyor. Ve sizi de güzel maceralara sürüklüyor.

Eğer belli bir aşamayı kendine güveniyorsan ve geçebilirsen durma! Devam et. İleride ışık var. Orası daha güzel emin ol.

Başlangıçlar hep zorlar zaten değil mi? Ne zaman kolay olmuştur ki? Sen de bunu öyle düşün. Güzel bir hikayeye başlamak için başta biraz saçma tanıtınları okuyacaksın. Ama karakterleri tanıyacaksın en azından. Bardağın dolu tarafından bak. Sağ kalabildiğin bölüme kadar oku, tıkanırsan ve baktın olmuyor, oraya yorum at. Ben seni tebrik edeceğim her türlü.

İyi okumalar şimdi sana. Hayatında mutluluk eksik olmasın :)

♤♤♤

Kulağımda kulaklık, elimde bira şişem... Usulca yürüyordum şehrimin çarpık yollarında.

"Gider mi insan çok seviyorken? Şimdi dur demem, nasıl olsa bir gün anlar, beni anlarsın !"

Kulağıma gelen şarkının melodisiyle mırıldanmaya başladım :

"Kalıp sevseydin beni keşke Berk ! Keşke... Keşke yalan söylemek yerine doğruları söyleseydin bana. Keşke..."

Şarkı beni duymuş gibi, o da sitem etmeye başladı Berk'e.

Yalanlarla bırakma beni böyle, gözlerime bak doğruyu söyle
ama korkak,
sen bir korkaksın!

Düşüncelerimle gözlerim dolmaya başladı. Kendimi avutmaya çalıştım.

"Hayır, hayır. Şimdi değil! Şu an olmaz, birazdan. Birazdan!" diyerek gözlerimi gökyüzüne çevirdim.

Şu an ağlayamazdım. Deniz kenarında... Orada ağlayacaktım. Orada... Sitem edecektim hayatıma.

Şimdi ağlarsam; deniz kenarına gidecek gücüm kalmaz, şişem boşalmaz, şarkılar sonunu bulur, içimdeki acıları tam olarak atamazdım.

Eğer ağlayacak kadar berbat bir durumdaysam huzurlu, sessiz bir yere gidip tek başıma yaşardım o duyguları. Kaldırım kenarları, güzel bir yer değildi ağlamak için. Yani en azından benim için.

Gözyaşlarımın yuvalarına dönmüş olması zaferiyle gözlerimi yola çevirip yoluma devam ettim.

Geri kalan yolu 5 dakikada sessizlik içinde yürüyüp deniz kenarına gelebildim sonunda.

Etrafta pek insan olmaması güzeldi. Kimseyle uğraşmayacaktım.

Babam evde olmadığı için kolayca çıkmıştım evden. Tekel bayiye girmeden dışardaki birinden yardım istedim. O benim için aldı biramı da.

Saat, gece 2'yi gösteriyordu. Hava soğuk, gökyüzü karanlık, deniz hırçındı.

Denize en yakın olabileceğim bir kayaya kurulup biramın kapağını açtım.

Kıyımızdaki DalgalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin