- 22. Atar, Tutar -

46 5 2
                                    

NABEEEER? ÖZLEDİM  SİZİ :) KEREM VE NEHİR DE ÖZLEDI SANIRSAM...

"Nehir ben İzmir'e taşınma kararı aldım.  Yani... ailemle." dedi.

NE??

"Hey?"

"Tamam, duydum. Hadi bakalım..." dedim kısık sesimle. Şok olmuştum ama belli edemiyordum.

Ve aslında aramıza mesafe girmişti Ege'yle. Hem mecaz hem gerçek anlamda. Telefondan konuşmakla olmuyordu bu işler. Yüz yüzeyken (konuşuruz) daha iyiydi.

"Bu kadar mı sevindin?" dedi gülerek.

"Ya ne bekliyorsun?" dedim güldüm ben de.

"Ben öküzüm  biraz. " dedim.

"Aaa, estağfurullah! Deme öyle!" dedi güldü.

"Öyleyim  biraz." dedim ve ekledim.

"O zamaaaan... Gelince görüşelim olur mu? Konuşamadığımız  4 ayın  zevkini çıkarıcaz geldiğimde. " dedi.  Gülümseme  belirdi  yüzümde. Telefonu kapattım.

Ama cidden 4 ay olmuş muydu ya?

Baya olmuş harbiden. Yalnız... O zaman bizim Kerem ile 2 buçuk ay olmuş, öyle mi? Gelince sorayım bakalım. 

Telefonu tezgaha koydum. İşlerime  devam ettim.

"Ben geldiiiiim!" dedi Kerem elinde poşetlerle.

"Hoş geldin çirkin!" dedim ona doğru yaklaşırken. 

Olduğu yerde donakaldı.

"N'oldu  lan?" dedim içimden düşünürken dışıma vurmuştum. Neden birden durdu böyle?

Omuzlarından tutup silkeledim. Hâlâ yüzüme boş boş bakıyordu.

"Ben çirkin mıyım cidden?" dedi sesini incelterek.

"Gerizekalı!" dedim ve omzuna vurdum sertçe. Kahkaha attı. NE GÜZEL GÜLÜYORSUN SEN ÖYLE ÇOCUK? OYY!

Elindeki poşetleri  aldım. Poşet de 25 kuruş oldu ha!!

"Kerem?" dedim sakince.

O ise çoktan masaya oturmuş telefonla uğraşmaya başlamıştı  bile.

"Hı?" dedi.

"Bizim 2 aylık ilişkimiz olduğunu biliyor muydun?" dedim.

"Hı Hı." dedi. Hiç takmıyordu beni.

Yanına gidip tişörtünü  çekiştirdim. En son rahatsız oldu ve ne istediğimi sordu.

"Kalk yardım et! Sadece benim görevim  değil kahvaltı hazırlamak!!!" diye bağırdım. 

Telefonunu masaya bırakıp yardım etti bana.

Güzelce kahvaltımızı yaptık. 2 ay olduğunu yine söyledim ve bu kez verdiği tepki daha acayipti.

"Hassiktir!" diye bağırdı.

"N'oldu be?" dedim domatesimle ilgilenmeyi bırakıp.

"Neden hiç kutlama yaptırmadın  bize?" dedi  şaşırmışçasına.

"Bilmem ki! Unuttum." dedim.

Derin bir oh çekti.

Bu kez ben garip garip bakıyordum.

"Yok bir şey canım ya! Kahvaltı harika olmuş. Ellerine sağlık!"

Çayını dikmeye çalıştı. Halbuki ben yeni tazelemiştim  onu...

Kıyımızdaki DalgalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin