"Ne?" dedim sessizce. Hızlı kalp atışlarımın arasında soluklanmaya çalıştım.
"Öğrendin işte. Her şeyi benden de öğrenebiliyormuşsun demek ki." diyerek kaşını kaldırıp indirdi.
Gömleğinin yakalarından tutup onu kendime çektim. Ama öpmek için değildi bu.
"Seni yemin ederim asla affetmem eğer her şeyi, şu an anlatmazsan!"
Gözlerinden korkuya benzer bir şey çok kısa bir süreliğine orada durup hemen yerini rahatlığa bıraktı.
Yakasını bırakıp göğsünden ittim.
"Neyi anlatayım?" dedi ruhsuzca, gömleğini düzeltti. Şu günlerde yürüyen ölü gibi bir hâli vardı zaten.
"Neden Demir'le arkadaş olduğundan başlayabilirsin." diyerek kollarımı göğsümde bağladım.
Gözlerini kaçırdı. Arkamda bir yerlerde oyalandı bir müddet.
"İsviçre'de..." Yutkundu.
"annemin kocasıyla kavga ettim. Beni evden kovdu. Sonra okuldan atıldım."
Bunları birden duymak bana çok ağır gelmişti. Keşke biraz tane tane söyleseydi. İdrak edemiyordum.
"İstanbul'a gelmek zorunda kaldım. Babamla..."
Elini boğazında gezdirdi. Sanki boğuluyormuş gibi bir şeyler çekiştirdi.
"Ben onun varlığını bile bilmiyordum. Kim gönderdi beni İstanbul'a biliyor musun?"
Gözlerindeki kıvılcımları bana doğrulttu. Yanmak istemiyordum. Sonuçta konulurken bana bakmak zorunda değildi.
"O beni görmeye gelen annem var ya. Kocasına 2 laf edemedi diye benim lise hayatımı mahvetti."
"Sen benim kaç gün sokakta kaldığımı biliyor musun?"
Sanki onun boğazındaki ip şimdi beni boğuyordu. Boğazımda yumru oluştu. Ne nefes alabiliyordum ne de konuşabiliyor. Tüm kabiliyetim elimden alınmış gibiydi.
"Babam hakkında ne kadar yalan söylediğini?" dedi sorarcasına. Sanki bunlar benim suçummuş gibi öfkeli gözlerle baktı.
"Ve sonra seni kullanarak beni görmeye geliyor. Ölmekmiş! Keşke ölseydim Nehir! İnan umrunda olmazdı o kadının!"
"Ama deme öyle..."
"Orada dur bir dakika! Bana eğer onu savunacaksan şimdi git yoksa canını yakarım."
Başımı iki yana salladım. Söyledikleri beni rahatsız ediyordu. Kızıyordum ama korkuyordum da. Hepsinden öte söyleyeceklerini duymak için bunlara katlanabilirdim.
"Demir'le konuşuyorduk o zamanlar."
Ah, işte asıl mevzuya geldik.
"Sanki Gamze'yi öldürecekmiş gibi davranıyorsun ya ona... Ben bunu düşündüm. Çok düşündüm gerçekten. Ama o bunları hak etmedi." dedi başını iki yana sallayarak.
"Kerem..."
"Bir dur ya, bir dinle! Hem öğrenmek istiyorsun hem bölüyorsun. Sus!"
Dolu gözlerimi havaya çevirdim.
"Gamze'ye kıyamayacağından adım gibi eminim. O sadece mutlu olmak istiyor."
"Nasıl bu kadar emin olabilirsin?"
"Çünkü onu tanıyorum."
"Oğuz'a, Serdar'a neler yaptığını görmedin mi?"
"Hepsini Gamze için yaptı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyımızdaki Dalgalar
RomanceBelki de tüm yaşananları unutmak... Kendini bir şeye kaptırıp hayatını mahvetmek... Hayır, bu yolu tercih edenlerin sonunu görmüştüm. Bu yolu seçemeyeceğimi biliyordum. Devam etmem gerekiyordu. Nehir'in serüvenine hazır mısınız? Kemerleri bağlayın...