"Nehir, benim yüzümden aranızın bozulmasını istemem." dedi Serdar hüzünlü ifadesiyle. Yine de içinde bir öfke olduğunu biliyordum.
"Hayır Serdar, dert etme. Zaten senin yüzünden değil. Onun benden sakladığı bir şeyler var. Dün beni ziyarete gelmiş sözde, sonra apar topar çıktı, gitti. Ona kızgın olduğum konular var yani. Kendini suçlu hissetme, lütfen!"
Elimi omzuna koydum. Bana bakıp gülümsedi.
"Seni üzerse hemen bana gel, tamam mı?"
Gülümsedim. Tamam demek istemiyordum. Sonuçta her şeyi bilmesine gerek yoktu ya da benim yüzümden kavga etmesine.
"Bakalım." dedim.
********************************************
O günün ardından 2 hafta geçmişti. O 2 haftada Serdar ve Gamze'yle takıldım. Okulda Kerem'i görmemek için elimden geleni yaptım ve sanırım başarılı da olmuştum. Onu sınıf haricinde görmemiştim. Umarım görmem de!
"Gamze! Dolaşalım mı?"
Uzun teneffüsümü her zamanki gibi kankişimle harcayacaktım tabii ki de! Çizdiği kadın resminden kafasını kaldırıp baktı, başını salladı. Çizimini kaldırıp bana doğru yaklaştı.
"Bahçeye?"
"Aynen öyle!" dedim ve gülümsedim. Koluma girdi ve hızlı adımlar atmaya başladı.
"Kızım ne acelen var? Az yavaş!" dedim. En sinir olduğum şeylerden birini yapıyordu.
Oflayarak benimle aynı hızda yürümeye başladı.
Merdivenlere geldiğimizde ona ne olduğunu sordum. Keyfi yokmuş gibiydi.
Gamze cevap verirken ben merdivenlerin yanındaki demirlerden kaymakla meşguldüm (Çizgi filmlerde cadıların kaydığı şekilde). Bana anlamsız bakışlar atıp konuştu:
"Sadece... hastayım ve yanımda sevgilim olacak beyinsiz yok!"
Konuya direkt dalmasını beklemiyordum tabii. Yüzüne baktığımda burnu kızarmamıştı, boğazı şiş değildi zaten. Eee, bunun neyi var?
Yüzüne anlamadım bakışları attığımda beni anlamış olmalı: "Karnım ağrıyor kanka!" dedi bıkkın sesiyle.
"Ha sen..." diyecekken sözümü kesti.
"Evet, o."
Son merdiven basamaklarından inerken karşıdan gelen ikiliye baktım. Hoş(!), salak Kerem'le göz göze gelmek cidden çok hoş!!!
Bakışlarımı tekrar basamağa yönlendirirken Demir'in sesini duydum.
"Gamze, benle geliyosun!" Sesi ürkütücü derecede sert çıkmıştı. Arkamda kalan üçlüye döndüğümde Gamze mahçup bakışlar atıp Demir'in kendisini kolundan çekerek sürüklemesine izin veriyordu. O anki sinirimle Gamze'nin diğer kolundan çekip onu kurtarmaya çalıştım. Maalesef ki amacıma ulaşamamıştım.
Kerem elimi Gamze'nin kolundan ayırdı. Gamze ve Demir kaçarcasına giderken eli hâlâ bileğimdeydi.
"N'apıyorsun sen?" diyerek çıkıştım çatık kaşlarımla.
"Yapmam gerekeni!" dedi fısıltıyla. Bileğimi hızla elinden çektim ve tek başıma bahçeye indim. Onun arkamdan gelmemesine şaşmamıştım çünkü son zamanlarda artık beni rahat bırakıyordu. Peşimden gelmiyordu. Zaten onunla uğraşmak istemiyordum!
Birkaç dakika derin nefesler alıp bulutları izleyerek sinirimi hafifletmeye çalıştım. Zil çalınca hâlâ sinirim tam olarak yatışmamıştı. Elimi sinirle ağaca vurdum. Amacım neydi, tab2 sinir yatıştırmak! İşe yaradı mı peki? Noooo!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyımızdaki Dalgalar
RomanceBelki de tüm yaşananları unutmak... Kendini bir şeye kaptırıp hayatını mahvetmek... Hayır, bu yolu tercih edenlerin sonunu görmüştüm. Bu yolu seçemeyeceğimi biliyordum. Devam etmem gerekiyordu. Nehir'in serüvenine hazır mısınız? Kemerleri bağlayın...