- 5. Unnamed Section -

102 37 6
                                    

"Aşkım, sen beni 5 dakika dışarıda bekler misin?" dedi yanındaki kısa, hafif toplu çakma sarışına.

"Tamam hayatım." diyerek bahçe kapısından çıktı kız.

Kız giderken arkasından bakakalmıştım. Özellikle o iğrenç görünen saçlarına. Saçları güzel bir kahverengi tonlarına hâkimdi ama uçlarını sarıya boyattığı için çingeneye dönmüştü. Gidip yüzüne karşı söylemek isterdim ama henüz o kadar çılgın değilim. Ancak bir gün düşündüğüm tüm çılgınlıkları yapacağıma emindim.

Berke, kızın arkasından baktığımı fark etmiş olacak ki sessizliği bozmak için konuştu :

"Ne o, hatunum çok mu güzel? Beğendiysen..."

"Umrumda değilsiniz." diye tıslayarak sözünü kestim. Ve devam ettim:

- Ne işin var evimde?

"Aaa canım, oluyor mu şimdi böyle? Sevgilinle nasıl böyle konuşuyorsun sen?" dedi ve bana doğru adım attı.

Onun bana yaklaşması üzerine ben de bir adım geri attım.

"Aaah, küçük tavşan korkuyor mu yoksa?" diyerek daha çok adım atarak üstüme yürümeye başladı.

Yutkundum. Korkuyordum...

Bu şerefsizin üstüme gelmesinden korkuyordum ve refleks olarak, o bana geldikçe ben geri kaçıyordum.

Hayır, hayır... Bu it heriften korkacak mıyım? Geri adım atmam, ona güçsüz görünmemi sağlıyordu. Ama ben bunu istemiyorum. Karşısında dimdik ve güçlü durabileceğimi göstermek istiyorum.

Ondan korkuyor muyum?

Hayır.

Sanırım biraz...

Ondan korkmamalıyım.

Hayır, hayır korkmuyorum.

O zaman bir şey yapmam gerek. Hâlâ üstüme geliyor!!!

Aniden geri adım atmayı kesip onun üstüme gelmesine aldırmadan bekledim. Çok yakınıma gelse bile n'apabilirdi ki? Sevgilisi dışarıda. Her an gelebilir.

Bu herif bana bir bok yapamaz.

Aramızda 20 santime yakın mesafe kala durdu ve başını eğdi benimle yüz hizasını birleştirmek için.

Bu kez yavaş adımlarla üstüme gelicekti ki refleks olarak elimi göğsüne bastırdım ve adım atmayı kesti.

"Eğer bana daha fazla yaklaşırsan sevgilinin, olayları yanlış anlaşmasını sağlayabilirim. Ne dersin?" dedim keyifli çıkarmaya çalıştığım sesimle.

"Vaay, tehdit ha?" dedi kaşlarını kaldırarak.

Ağzımdan bir şey çıkamayacağını bildiğim için kafamı salladım.

Dediklerim üzerine bir şey söylemeden yüzünü ciddileştirip bir adim geri gitti. Kafasını dikleştirdi. Göğsünü gerdi ve gökyüzüne baktı.

N'apıyor bu beyinsiz?

"Biliyor musun? Senin ne kadar boş bir kız olduğunu söylemek için gelmiştim aslında." dedi ve daha önce hiç ayrıntısıyla bakmama izin vermediği mavi gözlerini bana dikti.

Bakışları önce yüzümde gezinmeye başladı.

"Çok boş, saf, aciz bir kızsın!" dedi.

Bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki elini dudağıma batırıp,

Kıyımızdaki DalgalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin