- 31. Bir Ayrılık Akşamı -

12 3 0
                                    

Ege'yi yanı başımda görünce şaşırdım.

"Kerem!" diyerek bağırdı Ege benim gözlerimi açtığımı görünce. Ağzında maskesi vardı ve telefonla uğraşıyordu. Zaten uyandığımdan bir 10-15 saniye sürmüştü beni fark etmesi.

"Noldu?" dedi Kerem endişeyle. Ege'ye baktı, o da kaşıyla beni işaret etti. Kerem hızla döndü ve yatağın kenarına oturdu. Onun da ağzında maske vardı.

"Günaydın." dedi beton sesiyle. Yüzünden benim için endişelendiği belli oluyordu ama sözleri hiç de öyle değildi.

Kafa sallamakla yetindim. Dudaklarımı açıp konuşmaya mecalim yoktu.

"Acıktın mı? Çorba getirdiler senin için."

Kafamı iki yana salladım. Sallarken de Ege'nin bizimle pek ilgilenmediğini de fark ettim.

"Tansiyonun düşmüş, yani bana öyle söylediler." dedi ve elimi tuttu. Tutmadan önce de maskesini çenesine indirdi. Bu hareketine kızmak istedim ama mecalim yoktu.

Elimi tutunca gözlerimi kapattım.

Kerem aniden kafamı avuçlarının arasına alınca korkuyla gözleri
mi açtım.

"İyisin demi?"

"Evet." dedim nihayet ağzımı açarak. Bu kadar fazla endişelenmesini saçma buldum.

Ama ilgilenmesi de kalbimdeki kırığı bir nebze olsa unutmamı sağlıyordu.

Ellerini yüzümden çekmedi, yanağımı okşayıp saçımı geriye attı.

"Korkuttun beni."

Sırıttım. "Her zamanki hâlim!"

Biraz sessizlikten sonra "Bu huyundan vazgeç!" dedi yalandan kızarak.

Gülümsemeye çalıştım. Ama yapamadım çünkü yanağımda bir sızı hissettim.

"Dur, çok hareketlenme. Dikişlerin patlayacak."

Kaşlarımı çattım.

"Dikiş mi?"

Hiçbir şey demedi, başını falan da sallamadı. Sadece gözlerime baktı masum masum.

"Telefonum nerde?" demeye çalıştım, dudaklarımı kıpırdatmaya özen gösterdim. Kerem cebinden çıkardı.

"Napıcaksın?" dedi elini yukarıda tutarak.

"Babamı aricam." dedim bıkkın bir ifadeyle.

"Napıcam Kerem! Yüzüme bakçam."

Kerem kamerayı açıp bana gösterdi. Ellemek istedim ama izin vermedi.

"Babana haber verdik. "

"Ne?"

Ege kafasını telefondan kaldırıp bana baktı.

"Haber verdik, yolda." diye ekledi bu kez Ege Beyimiz. Sağ olsun, kavgamız da onun yüzden çıkmıştı.

Kafamı kaldırdığımı fark ettim ve rahatsız olduğum için yastığa geri koydum.

Bu yara ne zaman olmuştu acaba? Ve yüzümde iz bırakmaz umarım. Neyse ki dikişler çok değil, umarım yara da büyük değildir.

Odanın kapısı aceleyle açıldı. Serdar direkt bana baktı girer girmez. Sonra da oğlanları süzdü sinirle. Kapıyı kapatıp yanıma geldi.

Yanağımdaki dikişlere baktı uzun uzun. Kerem rahatsızca kıpırdandı, sonra da yatağın kenarından kalktı. Ege de telefonunun çalmasıyla yerinden kalkıp dışarı çıktı.

Kıyımızdaki DalgalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin