- 79. Sayın Bayan-

5 2 7
                                    

Oğuz karşımda cebinden çıkardığı araba anahtarını salladı.

"Bizim de öyle." dedi Serdar'a.

Kerem Serdar'a bir şeyler fısıldayınca Serdar fikir değiştirip "Ayrı ayrı gidelim o zaman, madem herkesin arabası var..." dedi ve son kelimeleri söylerken Oğuz'a iğneleyici bakışlar attı ve ufacıcık bir tebessümle baktı. Sebebini anlayamamıştım. Oğuz arabasıyla hava falan atmıyordu ki!

Beraber arabaya binerken kapımı açmadığı için minnettardım. Öyle daha çok strese giriyordum ve eminim binerken ayağımı falan burkardım.

İkimiz de yerleşip kemerlerimizi bağladık. Serdar'ların arabası çoktan park alanından çıkmıştı. Oğuz arabayı çalıştırmadan önce bana baktı.

"Bir an beni döveceklerini düşündüm." dedi sırıtarak. Salonun ortasında öptüğünden bahsediyordu.

"Onları kışkırtmak için mi yaptın? Salak seni!' dedim omzuma vurarak. Aptallıktan başka bir şey değildi eğer cidden amacı buysa. Tüm ümidim kırılmak üzereydi.

Dirseğini aramızdaki kolluğa dayayıp bana yaklaştı. İşaret parmağını çenemin altına koyup başparmağıyla dudağımın kenarını okşadı.

"Hayır, asla öyle bir şey değildi. Sadece kendimi tutamadım." dediğinde bir şeyler olacağı az çok belliydi.

"Hımm?" diye mırıldandım. Gözlerimi kapattım.

Dudaklarını dudaklarımda hissedene kadarki birkaç saniye ölümcül gibiydi. Yıllar sürmüştü sanki...

...

Kendini benden uzaklaştırıp arabayı çalıştırdı.

"Yeri biliyor musun?" diye sordum henüz caddeye çıkmadan.

"Tam bilmiyorum ya, yaklaşınca konum açar mısın güzelim?"

"Hayhay majesteleri." dedim tebessümle. Başını bana çevirip gözlerinin içiyle gülümsedi. Elini elime uzattı. Avucuna elimi alıp dudaklarına götürdü ve nazikçe öptü. Kibarlığından bayılmak üzereydim. Az önceki hâlinden eser kalmamıştı. Şu az önce Serdar'la kavga ederkenki hâli.

Odun gibi duracağım birkaç saatimde Oğuz'un da bana eşlik edeceğinden şüphem yoktu. O da istemeyerek gidiyordu.

Bir müddet sonra yolumuz deniz kenarından devam etti. Denizi yüzeyden süsleyen dalgalara gözüm takılmışken aklıma gelen soruyu sordum.

"Plaj düğünü mü olacak?"

"Hımhım. Lanet olsun ki benden önce yaptılar."

"Neyi?" deyip, anlam veremeyerek ona döndüm.

"Düğünü mü?" diye sordum ardından.

"Düğünü plajda yapma fikri işte." deyip, kestirip attı.

Yine bana karşı oynayacağından şüphelendiğim için konuyu irdelemedim. Utançtan kırpkırmızı yanaklarla çıkmak istemezdim arabadan. Çünkü sonrasında, eminim Serdar beni sıkıştırırdı.

Kumsala geldiğimizde, park yeri ararken önümüzden gözlerimi alamadığım bir güzellikte kadın geçti. Yanındaki uzun boylu adamı neredeyse saçlarından tanıyacaktım. Ama kime benzettiğimi anlayamadan uzaklaştık birbirimizden. Oğuz park yeri bulmuştu sonunda. En az 10 dakikadır yer arıyorduk.

Beraber arabadan indik, Oğuz kapıları kontrol edip yanıma yaklaştı.

"Burada kameralar yok, beraber gidelim mi?" derken sesindeki tını o kadar nazikti ki... Uzattığı elini narince tuttum. Parmaklarımızı birbirine kenetledi.

Kıyımızdaki DalgalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin