Ege'yle vedalaşmamız üzerine 3 gün geçmişti...
Otobüs hareket etmeye çalışırken bana el salladı. Otobüs girdiği '37' yazan park alanından geri geri çıktıktan sonra yola hazır bir hale geldi. Ben hâlâ gülümseyip Ege'ye el sallıyordum. Ege de bana.
Oldum olası, otobüsle başka şehire giderken yapılan vedalari hiç ama hiç sevmezdim. Her kim olsa arkasından en az birkaç damla gözyaşı dökmüşümdür. Bazen o kişinin gitmesine üzüldüğüm için, bazen yolda kaza olur da bir daha asla göremem, bu ona ettiğim son veda olur diye; bazen de yalnız kalacağımı hissettiğim için... Duygulanırdım işte.
Ege'ye el sallarken gözlerim doldu. Tutamayacağımı hissettim birkaç damla gözyaşım yuvalarından çıkıp yanaklarımla buluşurken Ege'nin fark etmemesi için dua ediyordum.
Otobüs yoluna dümdüz bir istikametle yol alacağını anladığı açıya varınca geri gitmeyi kesip hızla otogarın çıkışına yöneldi. Arkasında bıraktığı büyük rüzgarlar eşliğinde yüzüme çarpan saçlarımı geriye attım ve elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.
Tam o anda telefonumdan mesaj sesi geldi.
Kimden : EGE :)
Yakalandın küçük kız. Ağladığını gördüm. Niye ağlıyorsun? (13.48)Yazdığı mesaja küçük bir tebessümle bakıp mesaj yazdım :
Kime : EGE :)
Yanlış görmüş olmayasın? (13.49)Anında görüldü atıp yazmaya başladı.
EGE :) : Hı hı. Eminim öyledir. Ağlama!
Nehir : Tamam. Eee, nasıl gidiyor yolculuk?
EGE :) : İyi de daha yeni kalktık. Bismillah demi?Yazdığı mesaja gülümseyip telefon kilidine bastım ve bir taksi çevirdim. Taksiye binip evin yolunu söyledim ve yolculuk ederken Ege'yle mesajlaştım.
***
Gittiğinin ilk dakikasında bile mesaj atmıştı. Ondan sonra her gün konuşmaya başlamıştık. Akşamları pek konuşamıyorduk. Ders çalışıcam, diyip hemen çıkıyordu. Ama neredeyse her gün birkaç saat sohbet ediyorduk.
Konuşmalarımızla birbirimizi daha çok tanıyorduk. Biraz öküzdü, romantikliği pek sevmez gibi gözüküyordu.
Her Allah'ın günü okulda geçen olaylardan, dedikodulardan bahsediyorduk.
Onun da benim de, okuldan sevdiğimiz birileri vardı. Her gün onlarla yaşadığımız olayları birbirimize anlatıp yorum yapıyorduk. Napalım, başka yapacak bir şeyimiz mi var ki?
Sevdiği kıza baya iyi yaklaşıyordu anlattığına göre. Her gün çikolata alıp kız yalnız kalmasın diye yanında olup onunla dolaşmak nedir ya? Öp başına koy böyle çocuğu. Daha ne istiyon? Ama kızdaki inat da inat yani. Çocuğa hiç pas vermiyo. Yazık valla.
Şimdi, Ege kankamla tanıştığım yerdeyim. Deniz kenarında...
Ama farklı olarak elimde bira değil, o en sevdiğim limonlu sodalardan bir şişe var.
Oturuyorum deniz kenarında, kayaların üstüne... Ay'a bakıyorum. Dolunay... Bembeyaz, dopdolu...
Sonra gökyüzüne bakıyorum. Yıldızlara... Ne kadar da güzeller...
Gökyüzünün sessiz ve boğucu karanlığını süsleyen küçük yıldızla ve beyazlarla dolup taşmış bi Ay...
Acaba benim sevdiğim de bakıyor mu şimdi bu gökyüzüne? Düşünüyor mu beni? Seviyor mu? Ahh, niye beni sevsin ki? O başkasını seviyor. Ama ben hâlâ bunu bilmeme rağmen, 2 yıldır şans vermesini bekliyorum. N'olur ki bir şans verse?
Sevdiğim çocuk... Anıl. Evet, Anıl. Diğer adı da Ege. Anıl Ege. 2 senedir karşılıksız seviyorum. Platoniğim yani. Ama biliyor, benim onu sevdiğimi. Ben söyledim. 'Salak' dediginizi hissedebiliyorum ama... Dayanamadim işte. Söyledim. Verdiği tepki benim, onun için bir hiç olduğumu belli etmeye yeterliydi. Ama ben yine de ona göz yumup hep sevdim. Yanlış kişiymiş ama.
Vazgeçmeye çalıştım ama olmadı. Başka biri lazımdı bana. Anıl'ı unutturacak biri. Öyle biri lazımdı ki, Anıl'dan kalbimi kurtarıp kendisi saklamalıydı. Ben o kişiyi Berke zanmedip ona vermeye çalışmıştım kalbimi. Anıl'ı da yavaş yavaş unutuyordum ne güzel. Ama Berke sandığım kişi değilmiş. O sadece beni bir süreliğine oyuncak olarak kullanmış ve eskimiş bir oyuncak gibi yere fırlatmıştı.
Anıl'ı hayatımdan tam olarak sildim zannederken yine ona muhtaç kalmıştım. Berke'yi unutmak için bu kez de.
Acılarımı dindirmek için geldiğim deniz kenarında o gün, kankamla tanışmıştık işte. Onun yüzünden acılarımı dindirememiştim ama ertesi gün YENİ sevgilisiyle benden öc almaya gelen Berke salağının götünü korkuttuğu için acılarımı biraz olsun unutturmuştu Ege.
Olaylardan çıkmış, durum içine düşmüşken beni yeni olaylara çeken kişi olmuştu Ege. Anıl ve Berke'yle uğraşırken yaşadığım olaylar son bulmuştu ve ben artık aşk olaylarıma ara verip kafa dinlemek isterken Ege beni nasıl olduysa yine Anıl'a bağlamış ve yine Anıl'la ilgili olayların içine düşmüştüm.
Eğer şimdi okula giderken gülümseyebiliyorsam, onun sayesinde. O sevdiği kız için yaptığı şebekliklere gülmek bile beni mutlu ediyor. Daha ne kadar iyi bir arkadaş olsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyımızdaki Dalgalar
RomanceBelki de tüm yaşananları unutmak... Kendini bir şeye kaptırıp hayatını mahvetmek... Hayır, bu yolu tercih edenlerin sonunu görmüştüm. Bu yolu seçemeyeceğimi biliyordum. Devam etmem gerekiyordu. Nehir'in serüvenine hazır mısınız? Kemerleri bağlayın...