"Bana gerçekten aşık olduğunu sanmıştım," dedi Arya, biz karşısında baygınlık geçirirken. "Ben de ona aşık olduğumu sanmıştım." Ardından elindeki kadehi tepesine dikti.
"Sence biz şu an senin aşk acını dinlemek istiyor muyuz?" diye hiddetle girdi Selim araya. "Zaten kıl oluyordum herife, bir de gelmiş aşıktım bilmem ne diye kafa ütülüyorsun."
O sırada Arya iç çekerek, "Sen ne anlarsın zaten aşktan be?" dedi. "Ruhsuz, duygusuz."
"Bak benimle düzgün konuş yoksa..."
"Yoksa ne?"
"Eh, yeter!" diye girdim araya. "Bıktım sizin kavganızdan da, senin aşk hayatından da." Selim'e döndüm. "Senden zaten tamamen bıktım. Bir huzur verin. Kafa dağıtalım diye şuraya geldik, burada bile didişiyorsunuz."
"Ama ben ayrılık acım için organize ettim bu geceyi," dedi Arya. "Sızlanmak en büyük hakkım." Selim ona ateş saçan gözlerle baktı.
"Ayrıldıysan dünyanın sonu değil ya?" dedim kardeşime cevap olarak. "Yaşarken her şey güzelse, bir pişmanlığın yoksa bırak güzel anılar kalsın aklında. Ha, içini dökmek mi istiyorsun? Dök ama bu gecede kalsın bu, yarınını etkilemesin." Sonra Selim'e döndüm. "Sen de karışma, bırak istediği kadar zırlasın."
"Zırlıyorum yani öyle mi?" diye alınganlık edeceği tuttu bu sefer. "Vay be! Abilerin abisi dedik, bağrımıza bastık."
"Tüysüz Emrah için de zırlamazsın be," dedi Selim bu sefer rahat durmayarak.
"Bak, senin var ya..."
"Anlaşıldı," diyerek oturduğum tabureden ayaklandım. "Siz kafanızın dikine gideceksiniz. Ben sizi yalnız bırakayım en iyisi."
"Abi nereye?" diye elimi tuttu Arya. "Beni bununla yalnız bırakma."
"Merak etme fazla uzaklaşmam. Biraz hava alıp geleceğim," dedikten sonra Selim'e baktım. "Çok içip sapıtmasın, sonra babama ben hesap veriyorum."
Selim benden aldığı bakışlarını kardeşime çevirerek sinsi bir şekilde, "Gözüm üstünde," dedi. Arya da ona hırladı ama onları duymazdan gelerek yanlarından kaçtım.
Arya'nın şu an ayrılık acısını bile sırf macera olsun diye çektiğine yemin edebilirdim. Çünkü kafaya taksa bile bize gösterecek biri değildi. Önceki yaşadıklarını da kendi içinde halletmeye çalışmıştı. Ama şimdi eğlence arıyordu ve bunu da bizi buraya toplayarak yapmayı seçmişti. Sabah hiçbir şey olmamış gibi kalkacağından emindim.
Emrah'ı sevmiştim. Başlarda bir uyuz olsam da kendisini sevdirmişti hergele ama aralarında uzun soluklu bir şeyler olmayacağının da bilincindeydim. Ne yaşayacaklarsa yaşayıp tüketmişlerdi ve ayrılık kaçınılmaz olmuştu. İkisi de gençti ve kardeşimin aklı bir karış havadaydı. Zamanı geldiğinde kendileri için doğru kişiyi bulacaklardı nasılsa.
Gerçi bana bakılacak olursa, bu konuda konuşması gereken en son insan olabilirdim. Bu yaşıma kadar henüz doğru kişiyi bulamamıştım. Bulduğumu zannettiğimde de onun aslında doğru kişi olmadığını fark etmiştim. Onun dünyasında bana yer yoktu ve ben de artık ona takılı değildim.
Kapının önüne çıktığımda müziğin sesi daha hafif geliyordu. Temiz havaya hasret kalmış bir şekilde soluklanırken yavaş adımlarla ilerledim. Aslında tam da şimdi onları burada bırakıp kaçabilirdim ama kız kardeşim bunu yanıma bırakmazdı. O yüzden yapmam gereken telefon görüşmesini yapıp içeriye dönmeye karar vererek kaldırıma çıktım. Telefonumu elime aldığım sırada az ileride bir kadının öfkeyle bağırdığını duymuştum. Dikkatimi ister istemez o tarafa verdiğimde yalnız olduğunu gördüm. Herhangi bir şey söylemeden içindeki hırsı bağırarak atıyor gibiydi. Etrafı hızlıca taradığımda ondan başka kimse olmadığına emin olmuştum. Ne olduğunu anlamasam da arkamı dönüp gidemeyeceğim için yanına doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
USLANMAZ | Yarı Texting
General FictionBoşandıktan sonra popüler bir arkadaş bulma sitesinde yeniden karşılaşan bir çiftin zaman zaman eğlenceli, zaman zaman da acı anılarına şahitlik edeceğiniz bir hikaye. ... İklim Acar'ın planlı, programlı hayatında yaptığı tek çılgınlık okulunu bitir...