75. Bölüm

41.4K 2.5K 838
                                    


Afiş için guiltyplea5ure bebeğime teşekkürler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Afiş için guiltyplea5ure bebeğime teşekkürler. ❤

--


Henüz şaşkınlığımı üstümden atamamışken benden bir karar vermemi bekliyordu. Bu karar da; gitmek ve kalıp dinlemek kadar kolay tercihlere ayrılmıştı. Bir ona, bir hazırladığı masaya bir de geldiğim yola baktım. Ya onu dinleyecektim ya da dinlemeyi bile reddedip geldiğim gibi geri dönerek her şeyi burada sonlandıracaktım. Ne de olsa bunun son şansım olduğunu söylemişti. Eğer onu dinlemez ve gidersem bizim masalımız geri dönüşü olmamak üzere bitecekti. Üstelik diğer masallar gibi mutlu sonla değil.

Peki ya onu dinledikten sonra kalmak isteyeceğimin garantisi var mıydı? Duyduklarımdan hoşlanmazsam, ona rağmen yanında kalmaya devam edemezdim ki. Her ne kadar bunu daha önce başaramamış ve şimdi başaracağımdan çok emin olmasam da kendimi buna hazırlayarak gelmiştim. Bir kadın bir adamdan daha kaç kez ayrılabilir, bir veda daha kaç kere yaşanabilirdi?

Ama eğer dinlemezsem cevapsız sorularımla buradan dönecektim ki, bu da yeni bir hatalar silsilesinin başlangıcı olurdu. Ve benim hayatımda bir hataya daha yer yoktu artık. Her ne olacaksa, ben cevaplarımı aldıktan sonra olacaktı.

"Sorularımın cevaplarını almadan buradan gitmeyeceğim," dedim, konuşma gücünü kendimde bulduğumda. En çok merak ettiğim şey, Bahar olduğumu nasıl ve ne zaman öğrendiğiydi elbette. Şu anki gündemimiz buydu ve yaptığım tüm hataların sebebinin de bu olduğu düşünülürse bana büyük bir açıklama borçluydu. Çok ince ama bir o kadar da keskin bir noktaydı. Fakat Bahar'a gelmeden önce hep merak ettiğim bir soru vardı ki, işte o her şeyin başlangıcıydı. Gerçekten de en büyük hatayı yapanın ben mi yoksa o mu olduğunu, tüm bu sorulara vereceği cevaplar çıkaracaktı ortaya. "Seni dinledikten sonra son şansımı iyi kullanıp kararımı vereceğim." Ona doğru bir adım atıp gözlerinin içine bakarken ekledim. "Dikkat et, bu benim olduğu kadar senin de son şansın." Ardından onu orada bırakıp gölün kıyısına doğru ilerledim. Masayı es geçerek göl kıyısında yavaş bir tempoyla yürümeye başladığımda o da yanımda bitmişti.

"Yemek yemiyorsun yani? Pekala, bana uyar." Ellerini montunun cebine soktuğunda adımlarını bana uydurarak yürümeye başlamıştı o da. "Her şeyden önce," diye başladığında ses tonunun az önceki kadar baskın çıkmayışı gözümden kaçmamıştı. "Sana cevaplarını vermeden önce daha doğrusu, benim öğrenmem gereken bir şey var."

Yürümeyi bırakıp ona baktığımda kollarımı göğsümde birleştirerek, "Neymiş?" diye sordum. Ondan saklayacak bir şeyim kalmamıştı artık. Neyi merak edebilirdi ki?

Bir elini cebinden çıkarıp işaret parmağını rastgele bir yere doğrulturken, "O adama..." dedi yutkunarak. "O adama karşı bir şey hissettin mi? Bir an bile olsun kalbin şüpheye düştü mü?" Bakışlarını gözlerimden kaçırırken havadaki elini indirmişti.

USLANMAZ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin