Konuştuğumuz gibi dün akşam geç vakitte dönmüş, Tuna'nın ısrarlarına rağmen onu annesinin evine postalamıştım. Yine kendi evimde, kendi yatağımda ve yalnız uyanmıştım. Bir süre, üstelik çok az bir süre daha böyle olması gerekiyordu ve sonunun güzel bir yere bağlanacağını bildiğim için dert etmiyordum. Nikahtan sonra burada mı yaşardık yoksa eski eve mi geçerdik bilmiyordum ama nerede olduğumuzun bir önemi yoktu bundan böyle. Biz birlikte olalım da, ben komşu savar olmaya devam ederdim her türlü.
Yolda yemek için yaptığım tostu peçeteye sararak evden çıktığımda Tuna'nın henüz uyanmadığını bilsem de ona bir mesaj attım.
İklim: Günaydın sevgilim.
Şirkete geldiğimde herkeste dünün ve haliyle önceki gecenin rehaveti vardı. Belli köşelerde birkaç kişilik gruplar, bir günlük tatilin nasıl geçtiğinin kritiğini yapıyorlardı. Ben de ofise geçerek bizimkilerle selamlaştıktan sonra çantamı bırakıp çay almak için mutfağa geçtim. Kahvaltımı yolda yaptığım için bir çay iyi gelecekti.
"Günaydın!" diye cıvıldadı arkamdan gelen Meltem.
"Günaydın," dedim ona dönüp gülümseyerek. "Çay?"
"Olur, alırım." Ona da bir bardak alıp çay doldurduktan sonra uzattım. Tezgaha yaslanmış beni süzerken bardağı elimden aldı. "Neşe saçıyorsun?" Elimdeki bardağın çevresinde parmağımı dolaştırırken liseli aşıklar gibi sırıttım. "Kız bu ne?" Parmağımdaki yüzüğü görünce ufak çaplı bir şok geçirerek çayını bıraktı ve elimi elinin arasına alarak yüzüğü incelemeye başladı. Sosyal medyada bizimkiler art arda paylaşım yapsa da, ben bir şey paylaşmadığım için arkadaşlarımın son durumdan haberdar olması zordu. Haliyle şaşırması normaldi. "Kız kimle?"
"Tahmin yürüt?" dedim uzatarak.
Ciddi ciddi düşündü ve "Yok ya, patron değildir. Kapandı o mesele dedin."
'Eh, haliyle,' dercesine kafamı salladım.
"Burnuma, kürkçü dükkanına geri dönen tilki kokusu geliyor," dedikten sonra kahkaha attım. "Vallaha dönmüş." Yüzüğe bakma işini bitirdiğini düşünüp elimi geri çektim ve çayımdan içtim. "Tebrik ederim güzelim," dediğinde içten görünüyordu. "Umarım bir daha sorun yaşamaz, hep mutlu olursunuz."
"Umarım," dedim iç çekerek. "Teşekkür ederim." Ayak üstü biraz lafladıktan sonra ofislerimize dağıldık.
Tuna'dan beklenen mesaj on bir gibi gelmişti.
Tuna: Günaydın çikolatalı ekmeğim. Günaydın demli çayım. Günaydın siyah zeytinim.
İklim: Merhaba İklim ben, sabah kahvaltın değil.
Tuna: Kahvaltım, öğle yemeğim, akşam yemeğim, gece öğünüm...
İklim: Uyan da gel.
Tuna: Uyandırsana.
İklim: Arıyorum anneni?
Tuna: En güzel anların katilisin kızım sen.
Sırıttım.
İklim: Kalk hadi, iyice tembel bir şey oldun.
Tuna: Seni görmeyeceğim için kalkmama gerek yok.
İklim: Akşam için sözleşirsek peki?
Tuna: Akşama doğru kalkarım.
İklim: Sana laf yetiştiremeyeceğim. İstediğinde kalk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
USLANMAZ | Yarı Texting
Narrativa generaleBoşandıktan sonra popüler bir arkadaş bulma sitesinde yeniden karşılaşan bir çiftin zaman zaman eğlenceli, zaman zaman da acı anılarına şahitlik edeceğiniz bir hikaye. ... İklim Acar'ın planlı, programlı hayatında yaptığı tek çılgınlık okulunu bitir...