Kendime gelecek kadar zaman geçip de gücümü yeniden topladığımda oturduğum yerden kalkarak aşağıya, ofise indim. İçeriye girer girmez asistanım Yeşim'in bakışları da sabahtan beri beni gören herkes gibiydi. Soru sormasını engellemek adına elimi kaldırıp onu susturdum çünkü şu an sadece kendimle ilgilenmek istiyordum. Çantamın içinden makyaj çantamı alarak, fermuarını açık bıraktığım çantayı gelişi güzel sandalyeme fırlattım. Tam çıkmak üzereydim ki ayağımın altında ezilmek üzere olan telefon çarptı gözüme. Üstüne basıp geçmek istiyordum ama Karaormanlı'nın yaptıklarını pahalı bir telefondan çıkaramazdım. Yere eğilip elime alarak ekranına baktım ilk iş, çok şükür ki sağlamdı. Ama şimdi onunla işim olmadığı için masaya bıraktım ve yenilenmek için lavaboya geçtim. Temizleyicim yanımda değildi fakat krem de iş görürdü. Yüzümdeki rimel ve göz kalemi lekesini krem yardımıyla geçirdikten sonra kalan makyajımı da silip baştan yenisini yaptım. Daha koyu, daha keskin ve daha göz alıcı. Aynadaki aksimi beğenmiştim. İşte bu gerçek bir İklim Acar'dı. Sadece İklim. İşim bittikten sonra lavabodan çıkıp ofise geçtim.
"Personel alımı için form girildi mi siteye?" Az önce dağıttığım çantayı toparlayarak sandalyeme otururken Yeşim'i soru yağmuruna tutuyordum.
"Evet, İklim Hanım. Dün halloldu."
"İşe yarar başvuru var mı?"
"Birkaç tane var."
"Çıktılarını alabilir miyim onların?" Her şeyin elimde dosya halinde olmasını seviyordum. "Referansları olmayanları direkt çöpe atabilirsin."
"Hazırlamıştım çıktılarını, vereyim hemen." İşte tam bana göre bir asistan.
Dosyayı getirip önüme koyduğunda ona hak ettiği gülümsemeyi verdim. "Teşekkürler Yeşim. Sen takipte kal ve son başvuru gününe kadar güncelle. Ayrıca güzel bir eğitim çizelgesi çıkaralım şimdiden. Son haftaya koyup sıkışmayalım."
"Nasıl isterseniz İklim Hanım."
"Ben Arslan Bey'e onaylatıp geliyorum şunları." Tuhaf olan hiçbir şey olmamalıydı, her şey her zamanki gibi normal seyrinde ilerlemeliydi. Bir stajyer değildim ve hayatımda ilk kez ona bir şey onaylatmayacaktım. Her profesyonel iş insanı gibi gidip işimi yapıp gelecektim. Eğer asistanımla gönderirsem kaçtığımı düşünecek ve belki de sırf gıcıklığına beni arayıp çağıracaktı. Bunları göze alamayacak kadar güveniyordum kendime. Hadi bakalım, kalktım yerimden.
Odasının önüne geldiğimde sekreteri içeride olduğunu söyledi ve ben de kapısını iki kez tıklattıktan sonra açtım. Devasa camın önündeki beyaz masasında kurulmuş, üzerindeki açık renk takımıyla heykel gibi oturuyordu. Esmer tenine uyumlu olan her şey gibi tezat olan her renk de çok yakışıyordu. Ben hareketlenmeden önce yüzüme kısaca bakıp eliyle gelmemi işaret ettiğinde ayaklarım ince notalarla ona doğru yol aldı. Masasının önüne geldiğimde durup dosyayı zarif bir şekilde önüne bıraktım.
"İstediğiniz personel başvuruları. Kayda değer olanları toparladım şimdilik. Eğer onay verirseniz yüz yüze görüşmek için çağıracağım."
Ben ayakta beklemeye devam ederken o da dosyayı açıp dikkatli bir şekilde incelemeye koyuldu. Gerçekten okuyor muydu yoksa beni böyle bekletmek için mi yapıyordu bilmiyordum ama ilkokulda okuma yazma öğreten öğretmenini güzel dileklerle anıyordum şu an. Tahmini bir on dakika sonra dosyanın kapağını kapattığında yüzündeki kendini beğenmiş ifadenin ortasına bir tane çakmak istedim. Burada dikilen bir hanımefendiydi, siz nerenin öküzüydünüz acaba? Yine de tüm hislerime rağmen sahte bir şekilde gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
USLANMAZ | Yarı Texting
General FictionBoşandıktan sonra popüler bir arkadaş bulma sitesinde yeniden karşılaşan bir çiftin zaman zaman eğlenceli, zaman zaman da acı anılarına şahitlik edeceğiniz bir hikaye. ... İklim Acar'ın planlı, programlı hayatında yaptığı tek çılgınlık okulunu bitir...