Bir an kalpten gidivereceğim zannettim yine. Böyle ani cevaplar vermese iyi olacaktı. Kahvemi bitirip de kendime geldiğimde yeniden cevap yazdım.
Bahar: Ne yaptı bu kadar?
Ne yaptığımı biliyordum tabii ki.
Tuna: Bunu da konuşmuştuk.
Bahar: Şu başka bir adam mevzusu mu?
Tuna: Eh, yani.
Bahar: Çok mu zor senin için?
Biraz daha sorarsam adam beni anlamasa bile avukatı falan zannedecekti.
Tuna: Zor tabii ki. Sen kolayca unutabilir miydin böyle bir şeyi?
Ben yolda ezmeye falan kalkıyorum, sen ne diyorsun?
Bahar: Hayır.
Tuna: Haklı olduğumu duyayım?
Pislik.
Bahar: Haklısın.
Tuna: Bir de büyük harflerle alayım.
Bahar: Kendini mi tatmin etmeye çalışıyorsun?
Tuna: En azından bir kişi haklı olduğumu söylesin istiyorum.
Bahar: HAKLISIN.
Tuna: Biliyorum, teşekkürler.
Gözlerimi devirdim.
Bahar: Ben de senden bir şey isteyebilir miyim?
Tuna: En azından deneyebilirsin.
Bahar: Bir fotoğrafını atar mısın?
Tuna: Sen yüzünü gösterme ama ben sana fotoğraf yağdırayım öyle mi?
Bahar: Ama bunu konuşmuştuk.
Kolumu bacağımı atsam da tanırdı ki bu adam. Başka bir kızın fotoğrafını da atamazdım.
Tuna: Neyse hadi, bu değerli yüzden mahrum kalmaman için atacağım. Anlık atıyorum bak, sakin kalmaya çalış.
Tövbe estağfirullah, ne gelecekti lan şimdi?
Tuna: Vücuduma bakıp hallenme diye üstüme battaniye örtüp de çektim.
Aferin kocacığım, edepli ol böyle. Fotoğrafı açıp da büyüttüğümde ekranın içinde kaybolmak istedim. Mavi inci tanelerinin bu kadar çekici olması büyük haksızlıktı.
Tuna: Tüm önlemlerime rağmen yine de düşüp bayıldı herhalde kız. Alo?
Bahar: Hı?
Tuna: Nefes alabiliyor musun?
Bahar: Alıyorum tabii ki. Nefesimi kesecek kadar iddialı değilsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
USLANMAZ | Yarı Texting
General FictionBoşandıktan sonra popüler bir arkadaş bulma sitesinde yeniden karşılaşan bir çiftin zaman zaman eğlenceli, zaman zaman da acı anılarına şahitlik edeceğiniz bir hikaye. ... İklim Acar'ın planlı, programlı hayatında yaptığı tek çılgınlık okulunu bitir...