93. Bölüm

16.7K 1K 190
                                    


Nazlı'yla birlikte çıktığımız alışverişin yorgunluğunun acısı ayaklarımızdan belli oluyordu. Sabahtan beri toplamda bir haftada gezeceğimiz kadar mağaza gezmiş, sayısız elbise denemiştik. O benden daha hevesli gibi görünse de ben de her şeyin kusursuz olmasını istiyordum. Bunu ikinci yaşayışımdı ve ilkiyle aynı heyecana sahiptim. Her sene yeniden yaşasam yine heyecanımdan bir şey eksilmezdi sanırım. Aman Allah korusun, bu son olsundu.

Babamlar balayından döneli birkaç gün olmuştu ve onlara biraz dinlenme izni verdikten sonra konuyu açmıştım. Handan abla hepimizden çok heveslenerek evdeki hazırlıkları üstlenmişti bile. Ne yalan söyleyeyim, canıma minnetti valla. Biz de böylece kendimizle ilgilenebiliyorduk. Yarın akşam Karaormanlı familyası bizim eve hayırlı bir iş için gelecekti. Füsun annem bu hazırlıkları yaparken yanımda özellikle Nazlı'nın olmasını tembihlemişti. Nazlı'yı heveslendirip, Özgür'e bir şey çaktırmamaktı amaç. Ben de karışmamış, he deyip geçmiştim.

"Şurada biraz soluklanalım mı?" Alışveriş merkezinin alt katına indiğimizde girişteki kafeyi işaret ettim Nazlı'ya. "Daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum." Kız isteme merasimi bahanesiyle uzun zamandır da alışveriş yapmadığım için epey bir açılmıştım bugün. Kıyafetinden ayakkabısına, iç giyimine kadar gözüme takılan ne varsa toplamıştım. Bir müddet daha alışveriş yapmasam yeriydi artık.

"Olur valla," dedi o da. Birlikte kafeye girip ellerimizdeki torbaları uygun bir yere koyup oturduk. "İklim, ben acıktım da."

"Galiba ben de bir şey yiyeceğim."

"Yalnız olmadığıma sevindim." Menüden birer makarna seçip söyledikten sonra ellerimizi yıkayıp geri geldik ve yeniden oturduk masaya. "E, heyecan var mı?"

"Var tabii." Güldüm. "Yıllarca gelini olduğum aile gelip beni tekrar isteyecek. Tuhaf ama güzel." Önden gelen içeceğimi açıp bir yudum aldım. "Bu sefer herkes birbirini tanıdığı için iş biraz da dalga geçmeye kayacak, hissediyorum. Özellikle bizim çocuklar varken."

"Eğer geçmezlerse hatırım kalır. Aksini sakın bekleme."

"Yok, beklemiyorum zaten."

Yemeğimiz geldiğinde aniden bir sessizlik çöktü ve önce aç karnımızı doyurduk. Sonra da arkamıza yaslanıp rahat rahat kahvelerimizi içtik.

"Sizin nasıl gidiyor?" Benim evdeki o günden bu yana iki haftayı devirmiştik ve bu sürede bir araya gelmediğimiz için merak ediyordum. Onlar daha yeni sayılırdı ve ilişki henüz yeniyken iki taraf da her türlü yüksek olurdu.

"Olması gerektiği gibi sanırım."

"Sanırım mı?"

"Ya İklim," diyerek dökülmeye başladı. "Biz aileleri bir araya getirmekle iyi mi yaptık sence?"

"Neden ki?"

"Acaba Özgür'ün üzerine farkında olmadan sorumluluk mu bindirdim? Son günlerde biraz mesafeli gibi ya da bana öyle geliyor."

"Ama sizinkiler tanışalı bir ay oluyor ve sen son günlerde mesafeli diyorsun. Onunla bir alakası yoktur. Başka bir şeye takılmıştır kafası."

"Bilmiyorum." Sıkıntıyla iç çekti. "Açık açık soramıyorum da ben huylanıyorum zannetmesin diye."

"Sıkma canını," dedim. "Yarın akşamı atlatalım, gözlemlerim ben onu." Annem, oğlu korkmasın diye rol çevirirken Nazlı böyle söylüyordu. Umarım ucu kötü bir yere çıkmazdı.

"Neyse ya, belki de ben kuruyorumdur. İşleri de durgunlaştı bu ara, ona kafayı takıyor olabilir."

"Muhtemelen öyledir. İş konusunda hassastır o." Kendi hislerimi bir kenara bırakıp arkadaşımı rahatlatmak için konuşmaya çalıştım.

USLANMAZ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin