Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar huzurla uyumanın verdiği gevşemeyle gözlerimi araladığımda dün gecenin her saniyesi aklımdaydı. Yüzümdeki aptal gülümsemenin sebebi de buydu zaten. Asır gibi gelen zamanın ardından sevdiğim adamın kollarında uyumanın etkisiydi bunlar.
Sevdiğim adam demişken, yataktaki yerinin boş olduğunu fark etmiştim. Benden önce kalkması şaşılacak bir şeydi doğrusu. Eğer ben de mayışmayı bırakabilirsem kalkacaktım ama birkaç dakika daha uzanmak istiyordum. O sırada kapının açılmasıyla başımı çevirdiğimde Tuna'yı, üstünde bornozu ve nemli saçlarıyla gördüm. Onu gördüğümde gülümsemem daha da genişlemişti.
"Ooo, uyanmışsın?" dedi kapıyı kapatıp elindeki küçük havluyu omzuna atarken.
"Günaydın," dedim kalkacağım yerde yatağa iyice yerleşirken. "Sen de erkencisin."
Yanıma gelip yatağın kenarına oturdu ve eğilerek alnıma bir öpücük kondurdu. Dudakları tenime değdiğinde gözlerimi kapatıp şampuan kokusunu içime çektim.
"Günaydın sevgilim." Geri çekilmeden dirseklerini yatağa yaslayarak yüzüme bakmaya devam etti. "Seninle duş almayı hayal etmiştim ama uyandırmaya kıyamadım." Dudaklarımdan öptü bu sefer. İlk kez öpüşüyormuşum gibi üstüme yapışan utançla gülümsedim. "Ne oldu?" diye sordu muzipçe. "Utandın mı?"
"Ne alakası var?"
"Utandın, utandın," diye söylenirken ağzına laf verdiğimin farkındaydım. "Sahi dün gece ne yaptın öyle ya?"
"Ne..." diye yutkundum. "Neyden bahsediyorsun?"
"Valla benim hatırladığım kadarıyla milletin içinde beni yukarıya çıkarıp odaya attın."
Yanaklarım an itibariyle domatese dönerken yüzümü buruşturdum. "Öyle yaptım, değil mi?"
Usulca kafasını salladı. "İçine ben kaçmışım gibi davranıyordun."
"Anladılar mı sence?" diye masumca sordum, cevabını bildiğim soruyu.
"Yani..." dedi beni gıcık etmek için uzatarak. "Salak değillerse ki, bence değiller."
"Of!" diye çarşafı kafama kadar çektim. "Yerin dibine girmek istiyorum." Bir kahkaha koyuverdi. "Gülme sen de!" diye ona da sataştım. "İnsan bir uyarır, engel olur."
Yüzümden çarşafı indirdi. "Ayağıma gelen fırsatı geri çevirecek kadar aptal mıyım?" diye sırıttı. "Aş sen de bunu, olan oldu artık."
"Tabii, senin için söylemesi kolay."
"Evlenmeden olmaz sözünü de tutamadın," diyerek iyice üstüme geldi.
"Konuş sen konuş," dedim. "Avucunu yalarken de konuşursun artık."
"Valla ben ona o kadar emin değilim artık." Valla ben de değilim.
"Çekil üstümden," dedim doğrulurken. "Banyoya gireceğim."
Söz dinleyerek yatağın kenarından kalkıp sadece iki kat kıyafetinin olduğu dolabını açtı. Ben de çarşafla bedenimi kapatarak kalktım ve odadan çıkarak banyoya geçtim. Azıcık, ne azıcığı, epey rezil olmam dışında her şey güzeldi bence. Harikaydı yani, daha ne olsun?
Banyodan çıkıp odaya geçtiğimde yatağın üzerinde benim için aldığı kıyafetleri gördüm. Spor tayt ve kapüşonlu bir sweatshirt. Üzerimi değiştirdikten sonra saçlarımı da iyice kuruttuktan sonra tepeden topladım. Şimdi aşağıya inecektim ve Özgür abiyle yüz yüze kahvaltı edecektim. Harika. Telefonumu yanıma alarak aşağı indiğimde salondaki masada kahvaltı hazırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
USLANMAZ | Yarı Texting
Fiksi UmumBoşandıktan sonra popüler bir arkadaş bulma sitesinde yeniden karşılaşan bir çiftin zaman zaman eğlenceli, zaman zaman da acı anılarına şahitlik edeceğiniz bir hikaye. ... İklim Acar'ın planlı, programlı hayatında yaptığı tek çılgınlık okulunu bitir...