Yardım Et

5.1K 233 14
                                    

Hafta sonu bittiğinde Bora'nın yanından ayrılıp eve geçtim. Her ne kadar Bora bu durumdan memnum olmasa da Burcu'yu çok fazla yalnız bıraktığımın farkındaydım. Burcu bana iki saat boyunca onu yalnız bıraktığım için söylendi. Ve iki saat boyunca da Engin'le yaşadıkları romantik anları anlattı. Bundan kendime pay biçip ben gittiğim için yalnız kaldıklarını söylesem de tekrar söylenmeye başlıyordu.

Eve gelir gelmez üzerimi değiştirip yatağa yattım. Gözüm kitaplığıma ilişince dağınıklığı beni rahatsız etti. Kitaplarımın dağınık olmasına tahammülüm yoktu. Kendimi zorla yataktan kaldırıp raflara yöneldim. Tüm kitapları masamın üzerine yığdım. Önce rafların tozunu aldım. Ve sonra da kitapları yerleştirmeye başladım. Alfabetik bir sıraya göre diziyordum hep. Bu sefer de öyle yaptım. Tüm kitapları dizdiğimde gözüme Yağmur'un aradığı kitap takıldı. Ona kitabın bende olmadığını söylemiştim. Çünkü böyle söyleseydim kitabı ona yollamamı isterdi. En iyisi onu buraya getirmeye çalışmaktı. Tekrar kitaplığa döndüğümde bu sefer günlüğüm dikkatimi çekti. Bir şeyler yazmayı seviyordum. Hemen defteri elime alıp masama oturdum. Bu günlük Bora'ya özeldi. Onun dışında hiçbir şey yazmıyordum. Bu benim en büyük hayallerimden biriydi. Bir gün aşık olduğum adama böyle bir sürpriz hazırlayacaktım. Günlüğü açıp yazmaya başladım. Ama önce tarih atmam gerekiyordu. Takvime baktığımda yutkundum. Haftaya sevgililer günüydü! Ve ben harika bir sevgili gibi davranıp bunu hatırlamıştım(!) Bir süre düşündüm. Ona alabileceğim hediyeleri gözden geçirdim. Hepsi bana basit geliyordu. Çünkü bana göre Bora daha özel bir şeyler hakediyordu. Birden jeton düştü ve aklıma dahiyane bir fikir geldi. Bora'ya günlüğü hediye edecektim! Tabii ya! Sevinç doldum birden. Çünkü bu bence süper ötesi bir hediyeydi. Hemen yazmaya başladım.

Aşkın beni gelip bulabileceği ihtimalini hiç düşünmezdim. Bora'yı tanıyana kadar düşünmezdim. Küçük bir kız çocuğuyken aşkın kutsal bir şey olduğunu ve beni asla bulamayacağını düşünürdüm. Aşk bana asla uğrayamazdı. Evren beni lanetledi sanırdım. Ama yanılmışım. Evren bana tokat atar gibi onu gönderdi karşıma. Ben aşık oldum. Ona resmen aşık oldum. İnsan bu kadar kısa sürede aşık olur mu demeyin. Öyle bi olur ki şaşar kalırsınız. Belki ilk görüşte bile aşık olabilirsiniz. Evrenin karşınıza neler çıkaracağı belli olmaz.  Sadece sabırlı olmalısınız. Bir gün o kişi doğru zamanda karşınıza çıkacak. Benim karşıma doğru zamanda doğru insan çıktı. Bu benim şansım. Bu yüzden onu asla kaybetmemeliyim. Beni sevdiği için değil onu sevmeme izin verdiği için teşekkür etmeliyim. Gözlerinin maviliğinde sonsuzluğa açılmama izin verdiği için teşekkür etmeliyim. Hatta varlığı için teşekkür etmeliyim. Teşekkür ederim Bora! Seni seviyorum ve bu yüzden bile teşekkür ederim sana benim doğru insanım...

Günlüğün kapağını kapatıp yatağıma geçtim. Artık rahatlıkla uyuyabilirdim. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Gece telefonun sesiyle yatağımdan sıçradım. Saat üçe geliyordu. Telefonun ekranında Bora'nın ismini görmek beni telaşlandırdı. Hızla telefonu açtım.

"Bora?"

"Hanımefendi ben polis memuru Halil Sönmez." Korkum en yükseklere tırmanırken nefesim kesildi.

"Bora...Bora'ya bir şey mi oldu?"

"Bora Bey bir kaza geçirmiş. Hastanede şu an." Elimle ağzımı kapattım. Yataktan hızla çıktım ve ağlayarak konuşmaya başladım.

"Nerede şimdi, hangi hastanede?" Polis memurunun söylediği hastaneyi not ettim. Telefonu kapattığım zaman elim ayağım titriyordu. Ona bir şey olması fikri beni kahrediyordu. Titreyen ellerimle Hasan'ın numarasını tuşladım. Uzun bir çalıştan sonra telefon açıldı.

"Hasan çabuk gel beni al, hastaneye gitmemiz lazım." Hasan uykulu şaşkın sesiyle konuştu.

"Ne? Ne oldu?"

Çünkü Sen BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin