Son Defa

3.5K 175 6
                                    

Sanki beynim kafatasımdan çıkmak istiyormuşcasına başım ağrıyordu. Yatakta biraz doğrulduktan sonra aynadaki halime baktım. Yüzümdeki makyaj akmış saçlarım terden birbirine girmişti. Sıkıntılı bir nefes verip yataktan kalktım. Mutfağa sürünerek giderken Burcu'nun sesi kulaklarımı doldurmaya başladı.

"Dün gece neler olmuş öyle?" Saçlarımı karıştırdım.

"Hiç açma şu konuyu."

"Güven kim?" Bakışlarımı Burcu'ya çevirdim.

"Sen nereden biliyorsun?" Burcu kahvaltı hazırlığını bırakıp içerden dizüstü bilgisayarını getirdi ve önüme koydu. Sosyal medya hesabım açıktı.

"Güven Bey mesaj atmış. Sizi merak etmiş." Gülümsedim.

"Nasıl saf bi çocuk ya. Kıyamam." Burcu ters ters bana bakıyordu.

"Hemen güvendin mi çocuğa?" Güven'in resimlerini açıp Burcu'ya gösterdim.

"Ya baksana şu surata. Çocuktan saflık akıyor resmen." Burcu uzun bir süre Güven'in fotoğrafını inceledi.

"Çok tanıdık geliyor."

"Bizim okulda zaten. Hatta Senem'in eski sevgilisi." Burcu önce şaşırdı sonra Güven'in diğer fotoğraflarına baktı.

"Yalnız Bora dün ondan bu kadar kudurmuştu. Saf ama yakışıklı." Bir süre duraksayıp bana döndü. "Yoksa.."

"Saçmalama Burcu. Çocuk benden küçük. Ayrıca sevgili yapacak kafada olduğumu düşünmüyorsundur umarım." Bana hak verir gibi kafa salladı. Sonra saçlarımın bir tutamını hafifçe tuttu.

"Git de yıkan. Hiç hoş gözükmüyorsun." Kafa sallayıp doğruca banyoya gittim.

Okulun devam zorunluluğu olmasa da evde tıkılıp kalmak istemiyordum. Ben de kalkıp okula gitmek için hazırlandım. Canım yürüyerek gitmek istediğinden en rahat kıyafetlerimden birini giyindim. Ve neredeyse hiç makyaj yapmadım. Okula vardığımda normalinden daha boştu. Zaten okula gelenlerin bir kısmı bütler için bir kısmı da araştırma konuları için geliyordu. Çünkü okulun büyük bir kütüphanesi vardı. Okulun kütüphanesini düşünmek beni bir süre hiçbir şey düşünememeye itti. Bir daha oraya girebileceğimi sanmıyordum.

Okulun çimenlerine oturduğumda tanıdık bir ses duydum.

"Nilay!" Bu kişi Güven'di. Biraz uzakta olduğundan ona elimi salladım. Bundan cesaret almış olacak ki yanıma geldi. "Nasılsın?"

"İyiyim Güven. Sen?" Kafasını hafifçe salladı.

"İyi sayılırım." Konu açmaya çabalıyordu ama çok da iyi sayılmazdı. "Sen neden geldin?" Yanlış bir şey söylemiş gibi duraksadı. "Yani şey.. bi sorun mu var? Yani okulla ilgili.." Bu halleri beni gülümsetiyordu. Sanırım benden hoşlanıyordu.

"Bir sebebi yok." Derin bir nefes aldım. "Öylesine geldim." Tekrar kafa salladı.

"Öyleyse benimle kütüphaneye gelir misin? Araştırma konum için bir şeyler bakacağım da. Hem güneşte oturmamış oluruz, kütüphane serindir." Böylesine sevimli bir çocuğa kütüphaneye gelmeyeceğimi söylemek acıydı ama yine de yaptım.

"Üzgünüm."

"Kütüphaneleri sevmez misin yoksa?"

"Hayır, bayılırım." Neden gelmediğimi sorar gibi bakınca konuşmaya devam ettim. "Sadece bana çok da güzel şeyler hatırlatmayan bir kütüphane. Bilirsin işte. Hatıralar çok güçlü silahlardır." Kafa salladı.

"Bence bununla başa çıkabilirdin. Dışarıdan bakıldığında çok da güçlü duruyordun oysaki. Her neyse. Sonra görüşürüz." Güven sırtını dönüp kütüphaneye yürümeye başladı. O arkasını dönüp gittiğinden beri birkaç saniye geçmişti ama bana düşünebileceğim bir asır gibi gelmişti. Cesaret hapı yutmuş gibi ayağa fırladım.

Çünkü Sen BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin