Seninle normal bir gün imkansız

17.1K 490 10
                                    

"Hasan! Beklesenize bizi." Burcu'yla koşar adım yürürken Hasan'a durması için emirler yağdırdım. Hasan mutluluktan yüzüme bile bakmayınca koşup bir koluna asıldım. Şehir merkezine 20 dakika uzaklıkta bir festival kurulmuştu. Hasan'ların grubu yaklaşık 300 amatör grup arasında başvurusu kabul edilmiş ve sahne almaya hak kazanmıştı. Heyecanını gözlerinden okuyabiliyordum. Hatta biraz sözlerinden.

"Nilay. İnanamıyorum. Gerçekten. O gün geldi. Sonunda bir kafede çalıp söylemekten daha fazlasını yapabileceğim gün geldi. Bir şeyleri ispatlayacağım gün geldi." Sesindeki mutluluk dudaklarıma yansıdı. Gülerek omzunu sıvazladım.

"Ben sana hep söylüyorum. Sen inanma daha bana." Elindeki gitarı yere bırakıp beni güçlü kolları arasına aldı. Birkaç kez döndürdükten sonra yere bıraktı. Çığlık çığlığa kaldığımdan herkes dönüp bana bakarken kimse umrumda olmadı. Gözlerimin içine bakıp konuşmaya başladığında gözlerindeki parıltıyı görebiliyordum. Hasan'ın bu kadar mutlu olması beni dünyanın en mutlu insanı etmeye yeterdi.

"İyiki o başvuruyu yapmaya zorlamışsın beni. Nilay sen olmasaydın buna cesaret edemezdim." Bir kaç hafta önce okuldaki duyuru panosunda başvuruların başladığını görmüştüm. Hasan'ın başının etini hatrı sayılır bir süre yedikten sonra inadıma dayanamamış ve başvuru yapmıştı.

"Ben olmasaydım da senin gibi bir yeteneği keşfedecek birileri vardır elbette. Ben sadece aracı oldum ve halimden de çok mutluyum. Ünlü bir arkadaşım olsa fena mı olur hem?" Göz kırptım. Ve ekledim. "Bana bak sakın ünlü olunca beni unutayım deme seni öldürürüm."

"Seni unutursam önce ben öldürürüm kendimi fındık burun." İçimden Hasan'ın ne kadar doğru bir arkadaş seçimi olduğunu tekrar düşünürken ona yalnızca ufak bir gülücükle yanıt verdim.

Engin biraz sonra yanımıza gelip gitarını Hasan'dan aldı ve Burcu'ya sarılıp şans öpücüğünü almayı ihmal etmedi. Ben de Hasan'ın yanağına bir öpücük kondurdum. Hasan bagetlerini çantamdan aldı sonra kulise yürüdüler. Hasan'ın onca bagetinin arasından böylesine önemli bir gün için benim ona doğum gününde aldığım bagetleri kullanması beni acayip mutlu etmişti.

Önce amatör gruplar çıkacaktı ve Hasanlar 12. sıradalardı. İlk 11 grup sahne aldıktan sonra sıra Hasanlara gelmişti. Sanki ben sahne alacakmışım gibi heyecanlanmıştım. Yaklaşık 4000 kişiye karşı kendi yaptıkları besteyi çalacaklardı.Bu Hasan ve arkadaşları için harika bir şeydi. Herhangi bir yetenek avcısı onları keşfedebilirdi. Hepsinin hayatı değişebilirdi. O kadar emindim ki onlardan. Çok iyilerdi. İlk 11 grup onların yanında amatörün amatörü kalıyordu. Hasan sahneye çıktığı anda yüzündeki heyecanı gözlerinden okuyabiliyordum. Gözleri bir an beni aradı önlerde bir yerlerde olduğum için kolaylıkla buldu. Ona el salladım. Beni gördüğünde yüzündeki heyecan biraz olsun savrulup gitmişti. Grup çalmaya başlamadan önce solistleri Cengiz konuşmaya başladı.

"Arkadaşlar öncelikle herkese meraba. Sizlere bugün sözü ve bestesi bateristimiz Hasan'a ait olan bir parçayı çalacağız. Umarız ki beğenirsiniz."

Şarkı çalmadan önce şarkıyı bildiğimi düşünmüştüm. Ama bu şarkı daha önce duyduğum bir şarkı değildi. Hasan'ın yeni bestelediği bir şeyler olduğunu düşündüm. Şarkı o kadar güzeldi ki bittiğinde alkış tufanı koptu. Herkes şarkının bir kere daha çalınmasını bekliyordu. Biraz romantik biraz eğlenceli bir şarkıydı. Ama en çok sözleri beğenilmiş gibiydi. Öyle güzel sözlerdi ki sanki bir şiirden kopup gelmiş gibilerdi.

Hasanlardan sonra 18 grup daha çıktı. Arkadaşım olduğunu bir kenara koyarak düşündüğümde bile Hasanlar hepsinden çok daha iyilerdi. Hasanlar kendi sıraları geçince yanımıza geldiler saat bire kadar süren festivali beraber geçirdik. Burcu adını unutucak kadar kafayı bulunca biraz daha erken çıktık. Burcu'nun kendi ismini unutsa da Engin'in ismini unutmaması Engin'i epey bir mutlu etti. Grubun hepsini tebrik ettikten sonra yola çıktık. Engin'ler bizi eve bıraktı. Burcu'nun kustuğu zamanlar dışında onu ayıltmaya çalıştım. Sonunda kendini derin ve baş ağrısıyla uyanacağı bir uykuya bıraktı. Ben de kafamı yastığa koyar koymaz uyudum. İlk defa düşünmeden uyumak garip ama mutlu hissetirmişti. Ne zaman düşünsem düşüncelerimi çarmıha geresim geldiğinden böyledir heralde.

Çünkü Sen BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin