Korkusuzluk

6.1K 355 7
                                    

Bora omuzlarımdan tutup beni hafifçe sarstı. Bir şeyler söylüyordu ama ne söylediğini duyamıyordum. Bir yandan da asansör kapısını yumrukluyordu. Telaşlandığı belliydi ama bunu hareketlerine yansıtmıyordu. Sadece hissediyordum. Yavaş yavaş nefes almaya başladığımda Bora bana sımsıkı sarılmıştı. Göğüs kafeslerimiz birleşecekti neredeyse. Beni sarmaladığı kollarını daha çok sıkarken yüzüm boynundaydı. Kalbim ilginç bir şekilde normal hızına döndü. Düzensiz de olsa nefes alabiliyordum. Kaskatı olan vücudum gevşerken Bora'yı duymaya başladım.

"Lütfen." Tekrar fısıldadı. "Lütfen, nefes al." Kesik iki nefes daha aldım. Kollarımı yavaş hareketlerle Bora'ya sardım. Tepki verdiğimi farkedince derin bir nefesi hızlıca yanaklarına doldurup dışarı üfledi. Sarışı hala sıkıydı. Kalp atışlarını göğüsümde hissediyordum. Kalbim de onun kalbinin ritmine uymak ister gibi yavaşça düzeldi. İlk defa bir krizi böylesine çabuk atlatmıştım. Normalde olsa kriz sonrası bile kalbimin ritmi yavaşlamazdı. Bora kollarını gevşetince ondan ayrılmak istemedim. Bu sefer var gücümle ben sarıldım ona. Gözyaşlarım istemsiz dökülürken Bora kabinin kenarına yaslanıp yavaşça yere çöktü. Beni de kucağına çekti. Birkaç dakika böyle kalınca konuşmak için gücümü toparladım. Ve fısıldadım.

"Bora." Tepkim karşısında dudaklarını saçlarıma bastırdı.

"Efendim."

"İyi ki varsın." Derin bir nefes aldım. Ben 12 yıl sonra kapalı alan korkumu yenmiştim. Bora sayesinde yenmiştim. Vücudum yorgun düştüğünden korkusuzluğun tadına henüz varamamıştım. Ancak kendime geldiğimde iyi hissettireceğini biliyordum. Bora elini yanağıma koydu. Baş parmağıyla yanağımı yavaşça okşadı. Arada bir sert nefesler aldım. Onun dışında herhangi bir sorunum yoktu. Bora'nın kucağındaydım. Ve yeterince güvende hissediyordum.

Yarım saat sonra bağırışlarımız karşılık buldu ve bizi kurtarmaya geldiler. 21 yaşında girdiğim asansör kabininden 40 yaşında çıkmıştım sanki. Bora beni kendisine çekip yürümeme yardım etti. Arabaya binmeme yardımcı olduktan sonra hızla sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. Vücudum yorgunluğa karşı koyamayıp yolculuk esnasında beni uykuya itti.

Gözlerimi yarım yamalak açtığımda Bora beni yatağıma yatırdı. Ayakkabılarımı çıkardıktan sonra üzerimi örttü. Alnıma ufak bir öpücük kondurup gidecekken onu tuttum.

"Bora."

"Tamam. Buradayım ben. Uyu artık. Hepsi geçti." Cümlesi bitince yatakta yavaşça kaydım. Ve tuttuğum elini kendime çektim. Gitmesini istemediğimi anlayınca montunu çıkarıp yanıma uzandı. Saçlarımla oynarken konuşmaya başladı. "Sana masal anlatmamı ister misin?" Kafamı hafifçe salladım. "Sana çok cesur bir prensesin masalını anlatacağım." Bora masala başlarken ben kendimi uykunun kollarına bıraktım. Hikayenin büyük bir çoğunu kaçırmıştım.

Uyandığımda Bora gitmişti. Başucuma küçük bir not bırakmıştı. "Günaydın benim cesur sevgilim. Tüm zorlukları birlikte aşacağımızı söylerken ciddiydim. Ben hep yanındayım ve seni hep seviyorum." Notu okuduktan gülümsedim. Pencereyi açmak için cama yöneldiğimde dışarısının bembeyaz olduğunu gördüm. Kar yağmıştı. Zaten uzun süredir havalar kötü olduğundan beklendik bir durumdu. Sevindim. Çünkü kışı seviyordum. Beni yansıtıyordu. Gri bir gökyüzü ve gri olmasına karşın bembeyaz karlar yağdıran kocaman bulutlar. Kimisi sıkıcı bulsa da bana göre en güzel mevsimdi.

"Kalk bakalım uykucu. Bugün ders çalışıyoruz." Burcu'nun sesini duymak da iyi gelmişti. Bugünün güzel bir gün olacağına karar verdim.

"Kahveler senden?" Gülümsedi.

"Tamam tamam. Gel hadi." Burcu kahveleri hazırlarken ben de çalışacağımız notları hazırladım. Yığınla konu vardı çalışılacak. Ve ben daha başlamamıştım bile. Hiçbir dersten kalmamam gerekiyordu. Kendime nasıl yapacağımı sorarken odama girdim. Not çıkaracağım defteri almak için raflara yöneldim. Burada bir küçük not daha karşıladı beni. Bora'dandı.

Çünkü Sen BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin