BAYAN DEDEKTİF (+18)

-1-

~20 nisan, 2021~

Karanlık.

Gözlerimi açtığımda gördüğün tek şey karanlıktı. Oysa ki ben hiç bir zaman zifiri karanlıkta uyumazdım. Zifiri karanlık, benim yer yüzündeki cehennemimdi. Nefret ederdim karanlıktan. Bana öyle şeyler hatırlatırdı ki anlatmakta bile zorluk çekiyordum. Aynı zamanda o olayı düşününce nefes almakta da.

Bana nefes almayı çok görmüşlerdi.

Ellerim ve ayaklarım bağlı, ağzım bantla kapatılmıştı. Yüksek bir yerde oturmuş, başım çok dönüyordu. Etrafdaki kan kokusu midemi bulandırmasa da rahatsız ediyordu. Uzun, siyah saçlarım dağılmış, kahküllerim gözlerimin önüne düşerek görüş açımı daraltıyordu. Gerçi yine hiç bir şey göremiyordum. En son babam annemi bıçakladığında karanlıkta kalmıştım. Karanlığa bir türlü alışamamıştım. Geceleri çok dışarıya çıkmazdım. Cinayet olaylarını araştırmaya bile çoğu zaman sabahları giderdim. Cinayet olayı...

Her şey kafama yeni yeni oturmaya başlarken, içeri ince bir ışık sızdı. Karşımdaki demir kapıyı görmem uzun sürmedi. Çok geçmeden demir kapı büyük bir gürültüyle açıldı.

-9 SAAT ÖNCE-

"Avni Çağıran cinayeti. Sabah 7-8 sularında evden holdinge gitmek için çıkmış. Arabasında oğlu ve karısı varmış. İlk önce arabayı kurşunlamışlar. Ara sokaklardan birine girmiş. Karısının dediğine göre sakallı ve iri yarı 2 adam Avni beyi arabanın kırık olan camından zorla çıkarmış ve sürükleyerek sokağın köşesindeki binanın bodrum katına girmiş." Savaş önündeki bilgisayardan bu gün işlenen Avni Çağıran cinayetinin detaylarını bana aktarırken elimdeki sert kahveyle koltuğa oturmuş onu dinliyordum.

Yine büyük bir cinayetin ortasına düşmüştük. Avni Çağıran, Çağıran Holdingin sabihiydi aynı zamanda pis işlerle uğraşıyordu. Anlarsınız ya, uyuşturucu ticareti ve silah satıcılığı. Ama esas gelir kaynağı, yurt dışından getirip sattığı uyuşturuculardı. Haliyle düşmanı çoktu. Ölmesine şaşırmamıştım.

Koltuğa iyice yayıldım. Önüme düşen kahküllerimi elimle geriye ittim. "Arabayı kurşunladıkları caddenin kamera kayıtları ve otopsi raporu istiyorum. Hemen." Bu akşam bu cinayeti çözmeliydim. Aksi taktirde çok büyük bir para kaybediyorduk. Avni Çağıranın babası, mirasının tamamını büyük oğluna bırakmış, dünyaca ünlü milyarder Ferhat Çağıran. Oğlunun cinayetini çözmem için yüklü miktarda bir para teklif etmişti. Yaklaşık 7 milyon türk lirası.

Savaş bir az önündeki bilgisayarda oyalandıktan sonra "Caddenin kamera kayıtlarının büyük bir kısmı silinmiş. Ara sokağın kayıtları yok. Sadece arabanın siyah bmw m3 sedan olduğunu biliyoruz. Plakası elimizde. Otopsi raporu da yarım saate elimizde olacak." Derin bir nefes aldım ve Savaş'ın önündeki diz üsü bilgisayarı alarak kamera kayıtlarını izlemeye başladım. "Saatlerdir uğraşıyorum. Sadece bu kadarını kurtara bildim. 8 dakikada bütün kayıtlar silinmiş. Adamlar çok iyi çalışıyor." Gerçekten kamera kayıtları ya silinmişti ya da çok iyi gizleniyordu. "Yanlız cinayeti işleyen her kimse yeni düşmanlarından olmalı. Ya da çok eskilerden. Bu düşman ya çok güçlüdür, ya da uzun zamandır bu cinayeti planlıyordur. Avni Çağıran çok iyi korunuyordu."

"Nah iyi korunuyordu. Bu mu lan korunmak? Bu kayıtlarda bir Allahın kulu yok. Zaten şerefsizin tekiydi. Ölmesine şaşımadım." Derin bir nefes aldım."Bu cinayeti bu gece çözmeliyiz. Karısının ifadesinde çok bir bilgi yok. İşimize yaramaz. Oğlunun ifadesi daha ayrıntılı. Oğluyla bizzat kendim görüşmek istiyorum. 1 saat sonra malikaneye yönlendir." dedim ve sıkıntılı bir nefes vererek yerimden kalktım.