Baştan aşağı siyah olan takım elbisesi ve ellerinde dövmeleri vardı. Beni görünce sırıttı ve oturduğu yerden kalkarak yanıma gelmeye başladı. Bana yaklaştıkca aramızdaki boy farkı kendini belli ediyordu. Yanıma gelerek dibimde durdu. Ağzımdaki bantı...
700 okunma olmuşuz! Hepinize çok çok teşekkür ederim. #1Kson300
Evet enerjik bir yazarım bu gün! Şevval bebeğim sağ olsun<3 (Şevval'i tanımıyorsanız, tanıyın: O benim namusum)
Bu bölümde çok eğleneceğiz bacımlar. Arkanıza yaslanın ve çekirdeklerinizi alın bakim. İşkence okuyacaz eheheh.
Alaz beyciğimiz yaralı olduğu için +18 bölümler bir az geç gelebilir. Ama ısrar ederseniz zamanı azıcık ileri alabilirim ehe. Bakın yine çok konuştum. Neyse oy ve yorum atın ha.
İyi okumalar<33
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Savaş'ın attığı mesajla yüzümde bir sırıtma belirdi. E tabii, ben eğitirsem öyle olur. Zafer kazandığımı belli eden bir gülüşle arkama yaslandım. Gerçekten çok heyecanlıydım. Uzun zaman sonra işkence yapacaktım ve içim içime sığmıyordu. Hemde işkence ettiğim kişi böyle sikik bir pezevenk olursa zevkten 4 köşe oluyordum. Evet, psikopat bir ruh hastasıyım.
"Neye gülüyorsun sen öyle deminden beri?" Yanımdan gelen sesle Alaz'a döndüm. Gülmeye devam ettim. "Hiç. Sevgilimle mesajlaşıyordum da." dedim gülerek.
İfadesi yüzünde dondu. Boş gözlerle bana bakmaya başladı. Sanırım şoka girmişti. Elimi gözlerinin önünde salladım. "Alaz?" Cevap vermeden bana bakmaya devam etti. "Alaz! Lan valla şaka yapıyordum. Bak Savaş'la yazışıyorum." Gözlerini gözlerime çevirdi. İlk önce kaşlarını çattı. Sonra dudakları büzüldü. "Hiç komik değil." dedi kısık bir sesle ve önüne döndü.
Utanmasa, oturup ağlayacaktı. Sanırım onu kırmıştım. Bir anlığına kendimi kötü hissettim. Elimi elinin üzerine koydum. "Alaz?" Cevap vermedi. Gözlerini bir kaç kez sertce kırptı. Diliyle dudaklarını ıslattı. Bana baktı ama yine cevap vermedi. "Küsmedin değil mi?" Yine cevap vermedi. Derin bir nefes aldım. "Peki."
Önüme dönerek bakışlarımı pecereden dışarıya çevirdim. Sonra elimin hala elinin üzerinde olduğunu fark ettim. Elimi çekmek isteyince çekmeme izin vermedi ve parmaklarını parmaklarımın arasından geçirdi. Yüzüme bakmıyordu ama elimi tutuyordu. Gerçekten çok tatlı görünüyordu.
Elini daha sıkı tuttum. Bakışları kısa bir an elime kaysa da yeniden başka yöne çevirdi. Kafamı omzuna yasladım ve tuttuğum elini kucağıma çekerek oynamaya başladım. Kafasını çevirip bana baktı ama hiç bir tepki vermedi. Zaten çok geçmeden barışırdı. Unutur bir kaç saate. Yani, umarım.
Eliyle oynamaya devam ederken gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Günlerdir uyumuyordum ve şimdi ağır tarçın kokusu genzime dolarken uyku beni kendi kollarına çekiyordu. Eliyle oynamayı bıraktım ve tekrardan sıkıca tuttum. Gözlerim yavaşca kapanırken telefonumun çalmasıyla gözlerimi araladım. Şu an sadece uyumak istiyordum. Kimin aradığına bakmadan telefonu meşgule attım.
