-2-

7.8K 416 181
                                    

Merhaba millet:)

Küçük yıldıza dokunarak oy verirseniz çok mutlu olurum.

İyi okumalar<33


"Sonunda tanışabildik Alev Adin"

Bu boğuk ve kalın ses tonu içimi ürpertirken, koyu yeşil gözleriyle doğrudan gözlerimin içine bakan bu adamı tanımıyordum. Dilim tutulmuştu sanki. Bakışlarım tüm yüzünde dolaştı. Bir dakika...

Kaşının üzerinde bir yara izi vardı. Derin bir yara izi...

"Evet kaşında derin bir yara izi vardı. Yüzündeki en belirgin nokta orasıydı."

Berke'nin söyledikleri kulağımda yankılanırken bakışlarım adamın kaşının üzerindeki derin yara izinde takılı kalmıştı. Kirli sakalları arasındaki imalı sırıtmayı görebiliyordum. "Ne o? O yara iziyle çok mu çirkin görünüyorum? Yoksa korkutucu mu?" Konuşurken soluğu yüzüme çarpıyordu. Ellerini ellerime attı ve bağladıkları halatı çözdü. Teninden gelen yoğun tarçın kokusu içime işlerken o sırıtmaya devam ediyordu. "Noldu? Dilini mi yuttun?" Gerçekten dilimi yutmuş gibiydim. Dibimde duran bu iri adam bir anda üstüme gelmeye başladı. Arkaya doğru bir adım attım. Durmadı. Sonra bir adım daha. Bir tane daha. Son adımda sırtım büyük kapıyla buluştu.

O da son adımını atarak daha yakınıma geldi. Yüzü yüzüme o kadar yakındı ki, aldığı nefesleri duyuyordum. "Ben cevap vereyim." diye fısıldadı ve boğazını temizledi. "Eski kırıklarım o yara izinin beni daha çekici yaptığını söylerler. Tabii senin için ne ifade ediyor bilmiyorum ama, öğreneceğimden emin olabilirsin." Bakışları kısa bir an göğüs dekolteme kaydı. Sonra hemen kendini toparladı ve benden uzaklaştı. Kimdi bu adam? Neden beni buraya getirmişti? Hepsini öğrenecektim.

Benden uzaklaşarak masasına geçti. Kendimi toparlamam lazımdı. Bende hızlı adımlarla masaya ilerledim ve karşısına oturdum. Beni süzdü ve alt dudağı ağzının içine yuvarlandı. Bakışlarını benden çekmeden masanın üzerindeki sigarasını aldı ve yaktı. İçine çektiği dumanı dışarı üflerken dudaklarını bir birine bastırdı "Oturmana izin verdiğimi hatırlamıyorum."

Oturduğum yerde daha da dikleştim ve sağ bacağımı diğerinin üzerine attım. "Bende izin aldığımı hatırlamıyorum." Kaşları havalandı. Sigarasını söndürdü ve eğilerek dirseklerini dizlerine yasladı.

Sesli bir şekilde güldü "Bu cesaret nereden geliyor?"

Bende güldüm. "Hiç bir yerden. Zaten vardı." Kaşları çatıldı.

"Beni tanımıyorsun."

İnanmazcasına baktım. "Tanıt o zaman kendini. Ben de tanıyayım."

Yerinden büyük bir hışımla kalktı. Arkasındaki sandalye geriye doğru düştü. Bu beni etkilemezken yerimden kalkmaya bile tenezzül etmedim. Bana doğru yaklaştı. Ellerini oturduğum sandalyenin kenarlarına bastırdı ve üzerime eğildi. Yerimden hiç kıpırdamadan durdum. Yüzümdeki sırıtmayı bozmadım. Bu sefer ben onun gözlerinin içine bakıyordum. Gözleri benim gözlerime benziyordu. Ama benim gözlerim açık yeşildi. Onun gözleri belki yeşilin en koyu tonuydu.

Alt dudağını dişledi ve güldü. "Ben Alaz Altınışık."

"Gerçekten çok açıklayıcı oldu. Bravo!" dedim yapmacık bir şekilde gülümseyerek. Sinirli bir soluk aldı. Ama onun siniri bana sökmezdi. Doğruldu ve odanın köşesindeki pencereye ilerledi. Arkası bana dönükken konuştu "Sen beni tanımıyorsun ama ben seni tanıyorum Alev Adin." Yüzündeki aptal gülümsemeyle birlikte bana doğru döndü.

BAYAN DEDEKTİF (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin