-44-

898 64 7
                                    

Helloo bacımsular:)

Nabersiniz?

Umarım iyisinizdir. Beni soracaksanız aynı işte kurslara gidiyorum, yollardayım tüm gün. 

Küçük yıldıza dokunarak oy vermeyi ve satır altlarına yorum bırakmayı unutmayın. 

İyi okumalar<33

İyi okumalar<33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir elimdeki ses kayıt cihazına, bir önümdeki bilgisayara bakıyordum.

Gerçekten bunu yapmalı mıydım? Bu ihanet sayılır mıydı? 

Kafamı iki yana salladım ve elimdeki ses kayıt cihazını yere attım. Elimle alnımı sertce sıvazladım. Ne yapıyorum ben!

Herkesin özel hayatı olduğunu savunan bendim. Ama şimdi sevgilimin üzerine ses kayıt cihazı yerleştirmiştim. Ben iyi değildim! Hiç iyi değildim. 

Bilgisayarı kapattım ve koşar adımlarla balkona çıktım. Derin nefesler aldım. Tedirgin olmuştum. Ellerim titriyordu. Göğüs kafesim kendiliğinden içeri çökmüştü. Tekli koltuğa oturarak nefeslerimi düzenlemeye çalıştım. Bu yaptığım hainlikti! İhanetti!

Dinlemeyecektim! Dinleyemezdim. Öyle haince bir düşünceye nasıl sahip olduğumu sorguluyordum. Hayatı sorguluyordum. Beni bu hallere düşüren hayatımı sorguluyordum.

Ben dedektiftim. İnsanların özeline girmek benim mecburi mesleğimdi. Kötü bir niyetim yoktu. Ben çalışıyordum. Ama Alaz'a yaptığım kesinlikte kötü niyetin göstergesiydi. Kafamı arkaya attım ve derin nefesler aldım. Gecenin karanlığında, ruhumun karanlığıyla boğuşuyor, oradan çıkmaya çalışıyordum. Bir odaya kapatılmıştım ve dört tarafım kapalıydı. Çıkamıyordum. 

Gözlerimi kapattım ve kendimden bile kirli düşüncelerimle baş etmeye çalıştım.

*****

Sabah uyandığımda hala balkondaydım. Bedenim buz gibiydi. Burada uyuduktan sonra hasta olmam olasıydı. Siktir! Hemde masanın toplanmasına 1 hafta kala! Umarım hasta olmazdım. 

Kolumu sıvazlayarak içeri geçtim. Saat öğlen ikiye geliyordu. Üzgün ve ya düşünceli olduğumda uyku beni kendine çekiyordu. Ve ben bununla baş edemiyordum. Uzun bir şal alarak omuzlarıma attım ve kendimi sararak kapıya ilerledim. 

Kapıyı açmamla Savaş'ı karşımda görmem bir oldu. Beni görünce gülümsedi ve ellerini kollarıma yerleştirdi. Yüzüme bakınca gülümsemesi söndü ve kaşlarını çattı. "Alev? İyi misin sen?" 

Kafamı salladım. "İyiyim Savaş." Çatılı kaşları düzelmedi. Beni kendine çekerek dudaklarını alnıma bastırdı. Benden uzaklaşınca kaşlarının daha çok çatıldığını gördüm. "Tenin buz gibi." 

BAYAN DEDEKTİF (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin