-45-

922 64 5
                                    

Hello bacımsular:)

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. 

Beni sorarsanız hastayım bacımsular ölüyorum resmen. Kız okula da gidemedim sikik boğaz ağrısı yüzünden. Ama yazmaya devam ediyorum. Kız yeminle kafamı kesseler ben yine yazarım. Oradan bakınca vaz geçecek gibi durmuyorum demi?

Siz de vazgeçmemi istemezsiniz bence. Çünkü 3K ya çok az kaldı. Belki bu bölüm yayınlandığında çoktan olmuştur. Oy vermeyi ve satır altlarına yorum bırakmayı unutmayalım lütfen.

İyi okumalar<33

İyi okumalar<33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Göz kapaklarımın üzerindeki yoğun beyaz ışık yüzünden gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Bir süre beynimdeki düşünceleri bir kenara bırakarak hayatı sorguladım. Şu an nerede olduğumu deli gibi merak ediyordum mesela. 

Salak! Nerede olacaksın, tabii ki hastanedesin! Senin beynin de bayıldı herlade. 

Arada gün yüzüne çıkan iç sesimle didişmeyi bırakamıyordum. Çünkü ne dese haklıydı ve benden akıllıydı. Ama şu sıralar çok konuşmuyorduk. Gerçi hiç ihtiyaç da duymuyordum. Kızmayın, konunun buraya nasıl geldiği hakkında hiç bir fikrim yok. 

Çok geçmeden iki elim arasındaki sıcaklık değişimini hissettim. Sol elim hala buz gibiydi. Ama sağ elim ateşe düşmüştü sanki. Hatırladığım kadarıyla en son iki elim de buz tutmuştu. Sağ elimin üzerindeki hareketlilikle gözlerimi zorlukla araladım. 

Tam tahmin ettiğim gibi beyaz tavanla karşılaşmıştım. Doğrusu hastane odalarını sevmem. Her ne kadar doktor olsam da hastanelerde çok iyi anılarım yoktu. Kolidor köşelerinde Alaz'ın uyanmasını beklediğim günler gelmişti aklıma. 

Kafamı yavaşca sağ tarafa çevirince serum takılmayan elimi tutan Alaz'ı gördüm. Bakışlarını yere dikmişti. Gözleri kapalıydı. Bakışlarımı odanın penceresinden dışarı çevirdim. Hava çoktan kararmıştı. Serumum bitmek üzereydi. Artık buradan çıkmamız gerekiyordu. 

Alaz'a seslenmeyi denedim ama sesim çıkmıyordu. Sanki ses çıkarırsam yüzlerce iğne boğazıma batacakmış gibi hissediyordum. Kaşlarımı çattım ve tuttuğum elini sıktım. Gözlerini anında açınca kafasını kaldırarak bakışlarını bana çevirdi. 

Yüzünde endişeyle harmanlanmış bir gülümseme belirirken ayaklandı ve yüzümü avuçları arasına aldı. "Bebeğim, iyi misin?" diye sordu endişeli bir sesle. Gülümsedim ve kafamı salladım. Derin bir nefes aldı. Yanağıma yasladığı eliyle yanağımı okşarken yumuşak bir ifadeyle yüzümü izliyordu. "Ne oldu sana anlamadım ki."

Omuzlarımı silktim ve zorlukla da olsa konuştum. "Bende bilmiyorum." Sesim düşündüğümden de kötü çıkmıştı. Bir kaç kez öksürdüm. Boğazım feci şekilde ağrıyordu. Alaz kaşlarını çatarak yüzüme bakmaya devam ederken odanın kapısının açılmasıyla ikimiz de bakışlarımızı oraya çevirdik. 

BAYAN DEDEKTİF (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin