Hello bacımsular:) Nasılsınızz?
Aylardır beklediğim bölümü BUGÜN yazacağım! Çok heyecanlı ve gerginim!
Yine de sizi şaşırtmak hoşuma gidiyor. Lütfen bana sövmeyin aşkımsular:(
Küçük yıldıza dokunarak oy vermeyi ve satır altlarına yorum bırakmayı unutmayın lütfen.
İyi okumalar<33
Parmaklarımın arasındaki hala yanmaya devam eden izmarite kısa bir bakış attım. Ardından karşımdaki iri yarı adama.Oturduğum sandalyeden hışımla kalktım. Hatta öyle hışımla kalkmıştım ki sandalye arkaya devrilmişti. Çıkan sesin depoda yankılanmasıyla adam bakışlarını yerden kaldırarak anında yüzüme çevirdi. Korku dolu gözleri beni iyi hissettiriyordu.
Keyifle güldüm ve siyah, kalıntabanlı botlarımı yere vurarak yanına yaklaştım. Kana bulanmış çenesini tutarak gözlerimi gözlerine diktim. Gözlerinde öyle bir korku görüyordum ki, her an ölecek gibi duruyordu. "Biliyor musun? Gündüzleri adam öldürmeyi sevmem." Yüzünü yana ittim. "Her ne kadar karanlıktan haz etmiyor olsam bile." Masama ilerleyerek bakışlarımı birazdan kana bulanacak temiz aletlerin üzerinde gezdirdim. "Ama karanlıkla kanın birleşmesini o kadar çok seviyorum ki." dedim demir bıçağı elime alarak.
Yeniden arkamı dönerek bıçağı havaya attım. Bıçak havada dönerek yeniden elime düştüğünde yüzüme sinsi bir sırıtma yerleştirdim. "İnanır mısın, şu an keyfim çok yerinde ve seni hemen öldürüp buradan def olmak istiyorum." Korkuyla harmanlanmış bakışlarını gözlerime çevirdi. "Ama bilirsin, kurbanlarımı süründürmeden öldürmeyi sevmem. İlla yalvarmaları gerek."
Küçük adımlarla bana korkuyla bakan adama yaklaştım. Her adımımda artıyordu gözlerindeki korku. Yorgun bakan gözlerimle ona daha çok yaklaştım. İçime çektiğim derin nefesle kan kokusu ciğerlerime dolmuştu.
Gözlerimi kapatarak içimdeki kusma isteğini bastırdım. Kafamı iki yana sallayarak gözlerimi açtım ve adamın yanına ilerleyerek ağzındaki bandı çıkardım. Çıkardığım gibi bağırmaya başladı. "Yardım edin! Lütfen yardım edin! Kimse yok mu?!"
Yüzümü buruşturdum ve elimdeki demir bıçağın ucunu hafifce dudaklarına değdirdim. "Şhh...Sakin ol küçük. Hiç acımayacak." dedim ve gülerek doğruldum. "Benden ne istiyorsun...?! Kimsin sen?!" diye bağırdı. Derin bir nefes aldım.
"Ay bıktım yeminle!" bana anlamazca baktı. "Herkes bunu sorar mı ya? Seni öldüreceğim kardeşim. Oldu mu?" Gözleri irileşti. Güldüm. "Ne o? Çok mu şaşırdın?" Dudakları bir parça açıldı. "Seni buraya getirip çay içerek karşılıklı dedikodu mu yapacaktık? Gerçi bu kadar şaşırman biraz anormal. Hepimiz bir gün öleceğiz sonuçta. Ha bugün, ha yarın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYAN DEDEKTİF (+18)
Mystery / ThrillerBaştan aşağı siyah olan takım elbisesi ve ellerinde dövmeleri vardı. Beni görünce sırıttı ve oturduğu yerden kalkarak yanıma gelmeye başladı. Bana yaklaştıkca aramızdaki boy farkı kendini belli ediyordu. Yanıma gelerek dibimde durdu. Ağzımdaki bantı...