Merhaba millet:)
Tüm destekleriniz için çok teşekkür ederim.
Küçük yıldıza dokunarak oy verirseniz çok mutlu olurum.
İyi okumalar<33
Silah sesi...
Kulaklarımı sağır eden bu ses çok yakından gelmişti. Silah kullanan biri olarak bu ses beni ürkütmemişti. İnsanların bağırışları, bir birinin ardınca koşanlar, kendi silahlarını çıkararak ateş edenler, tüm sesler bir birine karışmıştı. Bedenim olduğu yerde kilitlenmiş, hareket etmekte zorluk çekiyordum. Çok geçmeden üzerimdeki şoku atlattım ve Alaz'ın omzundan basarak yere eğilmesini sağladım. "Alev!"
Alaz'ın bağırışına aldırış etmeden, elbisemin altından bacağıma gizlediğim silahı çıkardım ve Alaz'ın üzerine eğilerek gövdemi ona siper ettim. Silah sesleri yaklaşmaya başlamıştı. Alaz beni belimden tutarak yerlerimizi değiştirmeye çalışsa da buna izin vermedim ve kapıdan giren maskeli adamlardan ikisine ateş ettim. "Alev! Kalk üstümden!" İlk atışlarımı Alaz sayesinde kaçırsam da omzunu sıkarak yerinde durmasını sağladım ve tekrardan ateş ettim.
Adamlardan biri omzundan, diğeri göğüsünden yaralanmıştı. İkisi de yere yığılırken silah sesleri arkamızdan da geliyordu. Bu adamlar her kimse, bu saldırıyı planladıkları belliydi. Çatışmanın ortasında birde adamların yüzünü tanımaya çalışıyordum. Adamlardan birinin maskesinin yere düştüğünü gördüm. Adamın yüzünü iyice inceledim. Sonra bakışlarım ateş eden Frank'a kaydı. Silahını maskesi düşen adama doğru çevirince bağırarak "O adamı vurma Frank!" dedim. Almanca söylediğim için kimse anlamamıştı. Frank bana baktı ve kafasıyla onaylayarak silahını başka yöne çevirdi.
Silah sesleri susmuyordu. Büyük ihtimalle arka kapıdan da girmişlerdi. Tuğsan yanındaki sarışın kadınla birlikte bir köşeye eğilmiş, rahat bir şekilde ateş eden adamları izliyordu.
Garip olan şuydu: adamlar sadece boşluğa ateş ediyordu. Şimdiye kadar yanlış saymıyorsam sadece 7 kişi yaralanmıştı. Belli ki bu adamlar sadece göz korkutmak için yapıyorlardı. Kim KYD üyelerinin katıldığı bir davete silahlı saldırı düzenlemeye cesaret eder ki?
Alaz iki elini belime koymuş beni alta almaya devam ediyordu. Ama ateş ettiğim için çok ta zorlamıyordu. Sol kolumu omzunun üzerinden geçirdim ve göğüsüne baskı yaparak sırtını göğüsüme yaslamasını sağladım. "Koru beni!"
Alaz'ın arkasına geçtim ve ön kapıdaki adamları zorlanmadan indirdim. Hepsi yere yığılırken sadece bir kaç tanesi kalmıştı. Silahımdaki mermiler bitmek üzereydi. Son mermilerimi boşa harcamamak için ateş etmeyi bıraktım ve Alazın üzerine daha çok eğildim. Fısıldayarak "Ne yapıyordun?" dedi.
Derin bir nefes aldım. Bende onun gibi fısıldayarak "Kıpırdama." dedim. Bu sırada silahlı adamlar çoğalmaya başlamıştı. Onları vurmaya çalışırken sağ bacağımda hissettiğim keskin acıyla inlememek için dişlerimi sıktım. Hemen arkamı döndüm ve arkamdaki iki adama ateş ettim. Dizim beni taşımıyordu. Hemen Alaz'ın gömleğinin yakasından tuttum ve aceleyle ikimizi de ağacın yanındaki büyük servis masasının arkasına geçirdim.
Ayağımın acısıyla kısık sesle inledim ve sırtımı ağaca yasladım. Bakışlarımı giriş kapısına çevirdim. Frank ve diğer üyeler kapıdan geçen adamlara ateş etmeye devam ediyordu. Alaz'a baktım. Endişeli gözlerle beni süzüyordu. Elbisem bacağımı kapattığı için vurulduğumu anlamamıştı.
Elleriyle yüzümü avuçladı ve gözlerini, gözlerime kenetledi. "Alev?! İyi misin?!" Kafamı salladım. "Silahın yanında mı?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Hay amına koyayım! Lan niye gelirken silahını getirmiyorsun?!" dedim ve elini yüzümden çekerek silahımı eline tutuşturdum. "Ben iyiyim. Arkadaki adamların işini bitir. Bekliyorum. Çabuk ol!" dedim nefes nefese. Sıkıca tuttuğu elimi bıraktı ve kafasını sallayarak arka kapıya doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYAN DEDEKTİF (+18)
Mystery / ThrillerBaştan aşağı siyah olan takım elbisesi ve ellerinde dövmeleri vardı. Beni görünce sırıttı ve oturduğu yerden kalkarak yanıma gelmeye başladı. Bana yaklaştıkca aramızdaki boy farkı kendini belli ediyordu. Yanıma gelerek dibimde durdu. Ağzımdaki bantı...