Baştan aşağı siyah olan takım elbisesi ve ellerinde dövmeleri vardı. Beni görünce sırıttı ve oturduğu yerden kalkarak yanıma gelmeye başladı. Bana yaklaştıkca aramızdaki boy farkı kendini belli ediyordu. Yanıma gelerek dibimde durdu. Ağzımdaki bantı...
Eminim yukarıdaki yazı hepinizin yüzünde bir şaşkınlık yarattı. İnanın, bende bu kadar çabuk beklemiyordum ama hayat sürprizlerle dolu:)
İçimden geçenleri bölümün sonunda belirteceğim.
Son kez hepinize iyi okumalar<33
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Osman'ım nereye gidersin?" Selim ve Fatih yatağımın üzerine oturmuş, sabahtan beri aynı videoyu tekrar tekrar izleyip deliler gibi kahkaha atıyorlardı.
Dahası izledikleri komik bir şey değildi!
Sıkıntılı bir nefes vererek önünde saatlerdir yüzümü boyayan makyaj sanatçısına ters bir bakış attım. "Bitmedi mi daha?"
Adam yüzünü buruşturarak kendini geri çekti. "Ayol sen nasıl bir gelinsin? Paçoz!" dedi şakacı bir tavırla.
Tek kaşımı kaldırarak belimdeki silahı çıkardım. Adam gözlerini irileştirdi. "Bir daha düşün bakalım kimmiş paçoz?" dedim tehditkar bir tavırla.
Silahın emniyet kilidini açınca Selim ve Fatih bakışlarını bana çevirdi ve güldü. "Benim yengemi kızdırırsan sonun hiç iyi olmaz kuaför bey!" dedi Selim gülerek.
Kuaför elindeki fırçayı makyaj masasına bırakarak ellerini kaldırdı. "Allahım nerden geldim ben buraya yarabbim. Okudunuz üflediniz mi ne yaptınız?" dedi korkuyla. Korkarken bile şaka yapabiliyordu. "Ayol sen gelinsin! Neden belinde silah var?!"
Sırıttım. "Güvenlik önemli" Burnunu kıvırdı.
Gözlerimi devridim ve silahı sertçe makyaj masasının üzerine bıraktım. "Ay nereden buldunuz bunu?" dedim Fatih ve Selim'e dönerek.
Fatih ellerini kaldırdı. "Valla ben bulmadım yenge." Sıkıntılı bir nefes vererek önüme döndüm. "İyi hadi devam et. Geç kalacağız."
Kuaför yeniden fırçayı eline aldı ve güldü. "Ay kız biraz psikopatsın ama çok sevdim seni!" dedi gülerek. Kafamı iki yana sallayarak güldüm. "Hah şöyle! Bak gülmek sana ne kadar yakışıyor. Evleneceğin adam yer yüzünde cenneti bulacak yeminle!" Alaz bunu duysa ne yapar acaba?
Kuaför makyaja devam ederken kapı sertçe çalındı. Elim hemen masanın üzerindeki silaha giderken Fatih ve Selim ayağa fırladı. Onlar da silahlarını aldığında kuaför korkuyla dibime kadar girdi. "Bitmedi mi daha?"
Kapının dışından Alaz'ın sesini duyduğumda derin bir nefes alarak silahımı yeniden masanın üzerine bıraktım. "Ay damat da ne sabırsız!" Kuaför söylenerek doğrulduğunda Fatih ve Selim de yerlerine geçtiler. "Az sabır abiciğim. Az sabır!" Diye bağırdı Fatih.
"Sikerim lan sabrını! Karımı görmek istiyorum!" Diye bağırdı. Sabahtan beri karım da karım diye ortalıklarda deli gibi dönüyordu. Götünde kurt mu var dediğimde bile heyecandan bana cevap verememişti.
