-9-

3.2K 223 84
                                    

Naber bacılar?

Bayan Dedektif 100 okunmayı geçti! Hepinize çok teşekkür ederim. Her sabah +20 bildirimle uyanıyorum ve bunun beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsiniz. Şimdiye kadar okuyup her bölümüne oy veren okuyucularıma kucak dolusu sevgiler💕

Küçük yıldıza dokunarak oy verirseniz ve satır altlarına yorum bırakırsanız çok mutlu olurum.

İyi okumalar<33


İlk kez onu hissediyordum.

Bu hissi kendim istediğim için yaşıyordum. Onu hissetmek istiyordum. Bundan önce bir çok kez temas halinde olmuştuk ama onu hiç bir zaman bu kadar hissetmemiştim. Şu an onun sadece bedeniyle değil, ruhuyla da sarılıyordum. Kendimi hiç olmadığım kadar güvende hissediyordum. Annemin öldüğü günden bu yana bu hissi ikinci defa yaşamıştım.

Saçlarımı okşuyor, kafasını boynuma gömerek derin derin nefesler alıyor, belimdeki eliyle beni kendine bastırıyordu. Ona bu kadar yakın olmayı sevmemin bir diğer nedeni de insanın ruhuna işleyen ağır tarçın kokusuydu. Bu koku hem beni rahatlatıyor, hem de vücudumda şok etkisi yaratıyordu. Bilinmemezlik, tüm bedenimi ele geçirmişti.

Aramızdaki boy farkı yüzünden, ona sarılmak için parmak uçlarımda durmam gerekiyordu. Kollarımı boynuna dolamış, bırakmak istemiyordum. Sanki bırakırsam kollarımın arasından uçup gidecekmiş gibi. 

Onun da bırakmak gibi bir niyeti yoktu. En sonunda kafamı omzundan kaldırarak yüzüne baktım. Yüzünde yine bir gülümseme vardı. Ama bu gülümseme buruk değildi. İçten bir gülümsemeydi. Bu gülümsemeyi ilk kez evime girdiği gün görmüştüm. Evet, bana 'Güzelliğine kıyamadım' dediği gün. 

Gülümsemesini bozmadan alnını alnıma yasladı. Nefesim bir kez daha kesildi. Gözlerindeki küçük, ışıltılı yıldızları görmek zor değildi. O yıldızların yansımalarını kendi gözlerimde hissediyordum. 

Diliyle dudaklarını ıslattı. "Sensin..." Kimseyi duymuyordum. Duymak istemiyordum. Ama onun dediğini duymuştum. Sensin demişti. Sadece 'sensin' demişti. Bendim. Ne bendim?

İşte böyleydi, bazen çok net, bazen anlaşılmaz. Bazen kolay, bazen zor. Bazen nefes kesici, bazen rahatlatıcı. Belirsizlik buydu işte. Ben bu belirsizliği Alaz'la iliklerime kadar hissediyordum.

Öylece durdu. Yüzümü inceledi, yüzündeki kocaman gülümsemeyle beraber. Gözlerimin en içine baktı. 

Konuşmayacağını anladığım için ben konuştum. "İyi misin şimdi?" diye sordum fısıltı gibi çıkan sesimle. Her ne kadar kendime engel olmaya çalışsam da sesim hafif de olsa titremişti.

Kesik kesik nefesler aldı. Gözlerini kapatarak yıldızlarını sakladı. Ama o yıldızların yansıması hala benim gözlerimdeydi. Dudaklarını araladı. "Hiç olmadığım kadar..." dedi benim gibi fısıltıyla. İyiydi. Bunu bilmek, daha önemlisi hissetmek beni de iyileştiriyordu. 

Yüzümde beliren gülümsemeye engel olamadım. "İyi ol." Gözlerini açtı. Bakışları gülümsememde takılı kaldı. "Hep iyi ol." Göz bebeklerindeki yıldızlar yine kendi yerini almıştı. Tabii benim gözlerimdeki yansımaları da. 

Belki de gördüğüm, yeşilin en koyu tonuna sahip gözlerini gözlerimden çekmeden elimi tuttu. Diğer elini tekrardan belime koyarak, beni kendine yasladı. "Hadi gidelim." dedi yumuşak bir sesle. Kafamla onayladım ve ona tutundum.

Beni bırakmadan kapıya doğru yürümeye başladı. Gözlerimi ondan çekememiştim. Merdivenleri de benimle birlikte yavaş yavaş inmeye başladı. "Ayağın acıyor mu?"

BAYAN DEDEKTİF (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin