-48-

990 65 16
                                    

Hello bacımsular:) Nasılsınız?

Evet kaldığımız yerden devam ediyoruz. Özel bölümden sonra sizi toparlamak isterdim ama maalesef aşkımsular. 

Küçük yıldıza dokunarak oy vermeyi ve satır altlarına yorum bırakmayı unutmayın

İyi okumalar<33

İyi okumalar<33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kulaklarım uğulduyor, belki de duyduklarına bir anlam yüklemeye çalışıyordu. Ama başaramıyordu. 

Etrafımdaki sesleri duymuyordum, sesleniyorlardı, bağırıyorlardı, biliyordum, ama duyamıyordum. Bedenim uyuşmuştu sanki, gitmek istiyordum, koşmak istiyordum, gidemiyordum.

Alaz'ın beni omuzlarımdan tutarak sarsması bile beni kendime getiremiyordu. 

En sonunda zorlanarak bakışlarımı Alaz'a çevirdim. Yüzünün aldığı hali görünce içten içe acıdım ona. "Alev..." İlk kez sesini hiç bir uğultu olmadan duymuştum. 

"Doğru mu Alaz?" diye sordum sadece. "Doğru mu?" dedim son gücümle. Sesim öyle güçsüz çıkmıştı ki, titremesi bile kısık sesimin yanında sönük kalıyordu. Alaz'ın her an ağlamaya müsait yüz ifadesi daha çok çöktü, siyah bulutlar koyu yeşil gözlerini kapladı. Gözlerimi gözlerinden çekmiyordum. Hayran olduğum gözlerin bana yalan söylemesini kaldıramıyordum. Gözlerini gözlerimden çekmeden hafifce kafasını salladı. 

Bir süre daha baktım gözlerine. Sonra kafamı sallayarak dudaklarımı bir birine bastırdım. Ardından sevdiğim adama veda etme gereği duymadan bahçenin çıkışına doğru ilerledim seri adımlarla. Alaz arkamdan gelse de durmuyordum. Durmaya da niyetim yoktu. Sol gözümden yanağıma doğru süzülen yaşı elimin tersiyle sildim. O kadar yanıyordu ki canım, hayatımda hiç bu kadar aptal hissetmemiştim kendimi. 

Koşar adımlarla arabaya doğru ilerledim. "Alev beni dinler misin?" Alaz bileğimi tutunca kaşlarımı çattım ve bileğimi kurtararak arabaya bindim. Tüm kapıları kitledim ve gözlerimde biriken yaşları yanaklarıma akıttım. Alaz kapıları açmaya çalışsa da başarılı olamıyordu. "Alev aç şu siktiğimin kapısını!" diye bağırdı. Bakışlarını yanağımda süzülen bir damla göz yaşına dikti. Elini saçlarının arasına daldırdı. "Sikeyim, ağlama! Lütfen ağlama!" Kafamı iki yana salladım ve arabayı çalıştırarak gaza yüklendim. 

Göz yaşlarım görüş açımı daraltıyordu. Güçlüce yutkundum, boğazım ağrıyordu, bedenim uyuşuyordu. Kendimi dayak yemiş gibi hissediyordum. 

Ağlamamı durdurmaya çalıştım. Durduramadım. 

İçimde biriken tüm sinirle elimi direksiyona geçirdim. Var güçümle bağırdım göz yaşlarımın arasından. Neden bu kadar acı çektiğimi sorgulamıyordum artık. Çünkü hak ettiğimi biliyordum.

BAYAN DEDEKTİF (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin