Hello bacımlar:) Naber?
Kız bir bölümle geldim. Dönüş bölümü gibi bişey olacak.
Uzun zamandır beklediğiniz şeyi yapacağım. Sonunda artık kabullenmeye başladık.
Ay çok heyecanlıyım. Hadi vakit kaybetmeden bölüme. Oy ve yorum lütfen.
İyi okumalar<33
Gözlerimi açtığımda siyah tavanla karşılaştım. İlk önce kaşlarım çatılsa da ellerimle yatakdan destek alarak kalktım. Burası benim odamdı. Yani Alaz'ın evindeki odam. Buraya nasıl gelmiştim ki ben?
Üzerimdeki pikeyi kenara iterek yataktan kalktım ve dolaba ilerleyerek üzerime beyaz sporcu sütyeni ve siyah kumaş bir şort geçirerek saçlarımı açtım. Odadan çıkarak mutfağa indiğimde Alaz'ı gördüm. Yanına ilerleyerek masadaki kahvaltılıklara baktım. Tezgahda bir şeyler yapıyordu.
Arkası dönük olduğu için beni fark etmemişti. Yanına ilerleyerek kollarımı gövdesine doladım ve yanağımı sırtına yasladım. İlk önce irkilse de ben olduğumu anlamış olacak ki yavaşca arkasını döndü. Ona gülümsedim. Tezgahtaki tahtayı kenara çekerek beni kucağına aldı ve tezgahın üzerine bıraktı. Ellerini iki yanıma koyarak üzerime eğildi ve yanağıma güçlü bir öpücük kondurdu. "Günaydın meleğim."
Bende yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "Günaydın." Bende yanağını öptüm.
"Sen nedense şu sıralar fazla sevecensin. Ne iş?" diye sordu tek kaşını kaldırarak.
Kaşlarımı çattım. "Tamam. İstemiyorsan öpmem bir daha!" dedim ve tezgahtan inmak için hareketlendim. Ama buna izin vermedi. "Onun için söylemiyorum. Sadece bir az şaşırdım." Tam cevap verecekken benimle birlikte konuştu.
"Daha çok şaşıracaksın."
İkimiz de aynı anda aynı şeyi söylerken güldük. Artık kelimelerimi bile tahmin edebiliyordu. Çok kısa sürede ona alışmıştım. Kollarımı boynuna dolayınca kulağımın arkasına küçük bir öpücük kondurdu. Beni yeniden kucağına alarak tezgahtan indirdi. "Yok! Sen baya baya iyileştin. Baksana beni taşıyabiliyorsun."
Derin bir nefes aldı. "Sabah sabah senin yaramazlıklarına katlanamayacağım." Kaşlarımı çattım ve masaya oturdum. Alaz da oturunca kahvaltı etmeye başladık. Telefonumu çıkardım ve bir az araştırma yaptım. Yarın Alaz'ın doğum günüydü ve ben iyi bir hediye almalıydım.
Araba mı alsam? Salak, galerisi var adamın! Peki, otel zinciri? Cık sönük kalır. Altın, pırlanta işlemeli bir saat? Olmaz, çok klasik. Üzerinde isminin yazdığı bir jet, ya da gemi? Var zaten. Of! Ne yapacağım ben?
"Ne düşünüyorsun sen?" Alaz'ın sesiyle düşüncelerimden arındım ve ona döndüm. "Efendim?"
"Ne düşünüyorsun diyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYAN DEDEKTİF (+18)
Mystery / ThrillerBaştan aşağı siyah olan takım elbisesi ve ellerinde dövmeleri vardı. Beni görünce sırıttı ve oturduğu yerden kalkarak yanıma gelmeye başladı. Bana yaklaştıkca aramızdaki boy farkı kendini belli ediyordu. Yanıma gelerek dibimde durdu. Ağzımdaki bantı...