Merhabalar sevgili okurlarım:)
Oy vermeyi ve satır altlarına yorum bırakmayı unutmayalım lütfen.
İyi okumalar<33
~10 nisan 1994~Levent sevdiği kadının gözlerinin içine baktı uzunca. Ellerini tutarak dudaklarına götürdü. Koklayarak öptü parmaklarını. Tuğçe yüzündeki gülümsemeyle izliyordu Levent'i. Levent bakışlarını yeniden Tuğçe'nin belki de yeşilin en açık tonu olan gözlerine çevirdi. "Gitmesen mi?" diye sordu gitmemesini umut ederek.
Tuğçe elindeki bavulu yanına çekti. Hafifce güldü ve avucunu Levent'in yanağına yaslayarak uzamasına hiç izin vermediği kirli sakallarını okşadı. "Yapma böyle. Sonunda ölüm yok ya. Bir haftaya döneceğim." dedi sevdiği adamı rahatlatmak için.
Tuğçe ilkokul öğretmeniydi. Bir gün öğrencilerinden biri okula gelmedi. Evlerini arayınca oğlan çocuğunun Ankarada olduğunu öğrendi. Babası okutmak istemediği için kendi yanına almıştı. Çocuk o kadar hevesliydi ki, Tuğçe'nin gönlü el vermemişti. Ailesiyle konuşmak için kısa süreliğine Ankaraya gidiyordu. Levent her ne kadar gitmesini istemese de Tuğçe'yle inatlaşmaması gerektiğini çok iyi biliyordu.
Levent iç çekti. "Senden bir saniye bile ayrı kalmak ölümle eşdeğer zümrüt gözlüm." dedi kısık sesle. Hep böyle seslenirdi sevdiği kadına. Üç yıldır böyle sesleniyordu. Vicdanı o kadar rahatsızdı ki Levent'in. Tuğçe'yi baş tacı yapmıştı. Babasının zoruyla evlense de zamanla alışmıştı Tuğçe'ye.
Tuğçe gülümsedi. Levent'in yüzünü avuçları arasına aldı. "İlk fırsatta döneceğim sevgilim. Bende senden ayrı kalmak istemiyorum." Levent Tuğçe'yi kendine çekti. Sıkıca sarıldı sevdiği kadına. Sadece ona has olan manolya kokusunu çekti içine. Levent onun kokusuna aşıktı. Levent Tuğçe'ye ait olan herşeye aşıktı.
Tuğçe Levent'ten ayrılınca duyduğu sesle arkasını döndü. "Anne!" Dizlerinin üzerine çökerek kollarını açtı. Oğlu uzun kolidorda koşarak annesine sarıldı. "Ömrüm." dedi Tuğçe oğlunun gür saçlarını okşarken.
Küçük çocuk annesinden ayrıldı ve alnına dökülen saçlarını elinin tersiyle geriye itti. "Nereye gidiyorsun anne?" diye sordu merakla. Tuğçe güldü ve Tuğsan'ın burnunu parmakları arasına sıkıştırdı. Yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Küçük bir işim var bebeğim. Babanı üzme olur mu?" Tuğsan iri gözlerini çekinerek babasına çevirdi. Sonra kafasını salladı. "Tamam anne! Çabuk gel ama." Tuğçe gülümseyerek kafasını salladı. Tuğsan koşarak odasına ilerledi.
Tuğçe ayağa kalkarak yeniden Levent'in karşısında durdu. Levent gülümsedi. "Çabuk gel." dedi yumuşacık sesiyle. Tuğçe güldü ve Levent'in dudaklarına minik bir buse kondurdu. Levent gözlerini kapatırken Tuğçe "En kısa zamanda döneceğim. Seni seviyorum!" diyerek evden çıkmıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYAN DEDEKTİF (+18)
Mystery / ThrillerBaştan aşağı siyah olan takım elbisesi ve ellerinde dövmeleri vardı. Beni görünce sırıttı ve oturduğu yerden kalkarak yanıma gelmeye başladı. Bana yaklaştıkca aramızdaki boy farkı kendini belli ediyordu. Yanıma gelerek dibimde durdu. Ağzımdaki bantı...