-14-

2.1K 150 47
                                    

Hello bacımsular:) Nabersiniz?

100 oyu da geçtik çok şükür! Hepinize tekrardan teşekkürler.

Küçük yıldıza dokunarak oy verirseniz ve satır altlarına yorum bırakırsanız çok mutlu olurum.

Bu arada kitabımı arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın aşkolar. Hepinize kucak dolusu sevgiler💕

İyi okumalar<33


Çok yakınımdan gelen müzik ve gülme sesleriyle gözlerimi hafifce araladım. İlk önce bulanık görsem de kirpiklerimi bir kaç kez kırpıştırdım ve görüşümü netleştirdim. Alaz ve Ekin yatağın içinde oturmuş, telefondan bir şarkı açmış izliyorlardı.

Alaz sırtını yatak başlığına yaslamış, Ekini kucağına alarak telefonu tutmuş, kırmızı balık izliyorlardı. Ekin gülüyor, Alaz hayranlıkla onu izliyordu. 

Yatakta bir az doğruldum. İkisinin de bakışları bana çevrildi. "Günaydın." Ekin beni görünce ellerini onu kucağıma almamı ister gibi bana uzattı. Güldüm ve onu Alaz'ın kucağından aldım. Yüzüne rastgele minik öpücükler kondurdum. "Günaydın küçük hanım."

Bakışlarımı Alaz'a çevirdim. Gülümseyerek bize bakıyordu. Ekin ellerini gözlerime kapattı ve Alaz'a bakmamı engelledi. Bakışlarımı ona çevirdim. Alaz'ın güldüğünü duydum "Kıskandı." 

"Yanlız çok sevdi seni. Benim yanımdayken bu kadar gülmüyor." dedim. Alaz omuzlarını dikleştirdi. "Beni herkes sever."

Gözlerimi devirdim. Bu sırada Ekin'den gelen seslerle ona döndüm. Kafasını göğüsüme yaslamış, dudaklarını büzmüştü. Ağladı ağlayacaktı. Alaz'a baktığımada bana anlamazca bakıyordu. Çok geçmeden ağlamaya başladı. Neden ağlıyordu şimdi?

Onu kucağımda daha dik tutarak yüzüne baktım. "Bebeğim, neden ağlıyorsun?" ağlamaya devam etti. "Karnın mı aç?"

"Cevap verecek ya Alev. Sormaya devam et sen." Alaz'ın sesiyle ona döndüm. Sanırım annesini özlemişti. Bebekler annesinden çok ayrı kalmamalıydı. Zaten birazdan Berfinler gelirdi.

Ekin'i onun kucağına bıraktım ve yataktan kalktım. "Madem seni herkes sever, o zaman sustur çocuğu. Bende mamasını hazırlayayım." dedim ve çantasından mamasını alarak aşağı indim.

Mutfağa gidip mamayı hazırlamaya başladım. Yarın cinayet olayı için araştırma yapmalıydım ve daha hiç bir şey ilmiyordum. Suyun ısınmasını beklerken dışarıdan gelen seslerle bakışlarımı büyük cam kapıya çevirdim. Savaş belinde büyükce bir çantayla buraya doğru geliyordu. Cam kapıyı açtı ve içeri girerek çantayı tezgahın üzerine bıraktı. "Naber?"

"İyidir. Neredeydin sen?" Tezgahın üzerine koyduğu çantaya baktı. 

"Bebeklerimi yenilemeye gitmiştim." dedi ve çantayı açarak içinden parıl parıl parıldayan bir silah çıkardı. Savaş silahlara takıntılıydı. Her ay onları temizler, gözü gibi bakardı.

Su ısınınca elimdeki biberona doldurdum. Mamadan da bir kaç kaşık içine attım. "Bu ne?"

Savaşın sorusuyla ona döndüm. "Neye benziyor Savaş? Biberon işte!" 

"Biberon olduğunu görüyorum da,kimin için?" Tam cevap verecekken sözümü kesti. "Lan yoksa bal porsuğu mu burda?" dedi sevinçle. Mamayı çalkalarken gülerek kafamı salladım. İkimiz de merdivenlere yönelirken Savaş koşmaya başladı. Merdivenleri bitirip odaya girince Savaş ilerleyerek Ekin'i Alaz'ın kucağından aldı. "Bal porsuğu! Çok özledim seni!" 

BAYAN DEDEKTİF (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin