Tutukevindeler Bölüm 22

98 6 4
                                    

Manolya- Bölüm22

Arsuz'dan döndükten sonra idmanları aksatmadan sürdüren Ekrem, bu arada Sevda'nın ikmali veremediğini ve sınıfta kaldığını öğrendi. Buna üzüldü, zira onu bu yıl kaptan yapmayı düşünüyordu. Ama lise birinci sınıfta okuyan bir sporcuyu lise üçüncü sınıfta okuyan bir sporcuya kaptan yapması olanaksızdı. Bazı günler, Ahmet, Sevda, Ekrem, Süheyla buluşup, hep beraber ya sahile gidiyorlar, ya da bir pastanede buluşuyorlardı. Zaman zaman da Kanatlı Sineması'na gidiyorlardı. Sinema faslı hepsini memnun ediyordu. Zira dışarıda el ele tutuşamayan gençler, filmi el ele izleyerek bu açığı kapatıyorlardı. Tabii, karanlıkta etraftakilere çaktırmadan alınan buseler de ikramiye oluyordu. Ekrem, bu gezmelerden birinde Sevda'ya takımdaki arkadaşları ile konuşup onların ekstra idman isteyip istemediklerini öğrenmesini istedi. Amacı kız takımını da geliştirmekti. Aldığı yanıt onu memnun etti. Artık kızlar da erkek idmanlarından sonra idman yapıyorlardı ve muhtemelen okullar açıldığında iki takım da oldukça önemli mesafe kat etmiş olacaktı.

***

Akşam gazetesinin genç polis muhabiri Kenan, bir yandan polis telsizinden gelen anonslar arasından önemli olabilecekler haberleri kaçırmamaya çalışırken, bir yandan da yakaladığı haberleri yarınki baskı için hazırlıyordu. Uykusuz kalmasına rağmen gece sorumlusu olarak gazetede kalmak hoşuna gidiyordu. Sessizlik, istediğini yapma özgürlüğü ona iyi geliyordu. Kız arkadaşı ile telefonda daha rahat ve yüksek sesle konuşabilmek de cabasıydı. Yeni bir eleman olarak, yükselmek için iyi bir haber yakalaması gerektiğini biliyordu. Amacı gazetecilikte iyi bir yere gelerek hem isim, hem de iyi bir aylık sahibi olmaktı. Raporlara ara verdiği sürelerde polis kanalındaki anonslara yoğunlaşıyordu.

"Bağcılar'da bir kavga ihbarı alındı. En yakın ekip otosu olay mahalline..."

"Etiler'de sürat yapan iki motosikletten birinin bariyerlere çarpığı ve yaralının durumunun ağır olduğu ihbarı alındı..."

"Karacaahmet Mezarlığı'nda iki kişinin mezar açarken yakalandığı ihbarı alındı. İki mezar açıcı da mezarlık özel güvenliği tarafından gözaltında tutuluyor. En yakın ekibin mezarlığa gidip, failleri alması..."

"Gültepe'de dört anarşistin ana caddedeki beş aracı kundaklayarak yaktığı ihbarı. En yakın ekibin itfaiye ile birlikte olay mahalline sevki..."

Çalışma hayatı fazla olmamasına rağmen Kenan, polis muhabiri olduğundan bu tür anonsları binlerce kez duymasına rağmen insanların birbirlerine şiddet uygulamasına bir türlü alışamamıştı. Bir insanın diğerine şiddet uygulaması, onun dövdüğü kişiyi kişiliği ile ikna edemediğini, bu yüzden de bu işi şiddet uygulayarak yaptığını gösteriyordu. Ayrıca bir insanın diğerine hangi nedenle olursa olsun, şiddet uygulama hakkı olamazdı. Ama her ne kadar hoşgörülü bir toplum olduğumuz söylense de Kenan, hiç de hoşgörülü bir toplum olduğumuzu düşünmüyordu. Hele, kendi ideolojisini devlete dayatmak için araba yakanları hiç anlamıyordu. Zaten gelir seviyesi yüksek olmayan halkın, dişinden tırnağından biriktirdiği parayla aldığı ve sokakta park etmek zorunda kaldığı arabalarının yakılmasının kime ne faydası olacaktı? Zenginlerin arabalarını yakamazlardı. Zira onlar ya villalarının bahçesinde, ya da lüks sitelerinin kapalı otoparkındalar. Olan zavallı halka oluyordu. Akılları sıra anarşi yaratarak devletin itibarını düşüreceklerdi.

Dinlediği anonslar arasında ilgisini çeken bir tek olay bile yoktu. Hemen hepsi her gün yüzlerce kez yaşanan olaylardı. Mezar açma işi biraz ilgisini çekti. Kahvesinden bir yudum alıp, birazdan Bağlarbaşı Karakolu'nu aramaya karar verdi.

***

Yaşlı adam, uzun süre ayakta ve hareket halinde olduğu için perişan durumdaydı. Önde oturan polise su içmesinin mümkün olup olmadığını nazik bir şekilde sorunca, polis arabası biraz ilerideki açık bir büfenin önünde durdu. Ve genç polis memuru arabadan inerek, bü- feden adama ufak bir şişe su alıp arabaya bindi ve yaşlı adama uzattı. Adam parasını vermeye kalkınca:

"Bir şişe suyun lafı mı olur dayı, içmene bak" diyerek bu isteği geri çevirdi.

Adam cebinden acele ile bir kutu çıkartarak, içindeki haplardan birini çabucak ağzına attı ve suyu ağzına dayamadan içerek, elindeki hapı da yuttu. Hap midesine gittikten sonra, sudan yine ağzını değdirmeden bir parça daha içip, şişeyi suç ortağı genç adama uzattı. Adam başıyla teşekkür ettikten sonra suyu bir dikişte içip, şişenin kapağını kapatarak araca bırakmaktan çekindiği için elinde tuttu.

VAraç kısa bir süre sonra karakolun kapısında durdu. Öndeki polis araçtan inerek arka kapıyı açtı ve zanlıları koluyla karakola yönlendirdi. İki polis ve iki zanlı karakola girdiklerinde içerideki polisler alışkın bir şekilde olayı sordular ve gezici ekipten zanlıları alarak, üzerindeki eşyaları zabıt ile teslim alıp, arka taraftaki nezarethaneye götürüp kapıyı üzerlerine kilitlediler.

Yaşlı adam ilk kez girdiği polis nezarethanesinin kapısı kapanır kapanmaz kendisini duvara monte, üzerindeki boyalar yıpranmış gri renkli tahta bankın üzerine atarak uzandı. Çok yorgun ve halsizdi, tek düşündüğü şey iyi bir uykuydu. Genç olan ise hiçbir şey söylemeden daha uzak bir noktaya hiç de memnun olmayan bir yüz ifadesi ile oturdu. Kafasındaki tek düşünce patronununbu işi öğrenip öğrenmeyeceğiydi.

Karakoldaki gezici ekipteki polislerden biri:

"Sanırım yaşlı adam hasta. Su ve yiyeceğe ihtiyacı olabilir, ayrıca adamı tanıyor gibiyim ama çıkartamadım" dedi.

Birazdan, sadece ikisinin olduğu nezarethanenin kapısına gelen genç bir polis memuru:

"Büfeye gidiyorum, karnı aç olan varsa söylesin."

Bitkin bir şekilde yatmakta olan yaşlı adam yavaşça doğruldu ve polisin bu nezaketi karşısında memnun olarak:

"Zahmet olmazsa iki büyük şişe su ile birkaç paket diyet bisküvi alırsanız memnun olurum" dedi. Bir yandan da genç suç ortağına bakarak onun ne istediğini anlamaya çalışıyordu. Genç adam sesini çıkartmayınca cebinden çıkarttığı parayı polise uzattı. Parayı alan genç polis, biraz sonra elindeki naylon bir poşeti onlara teslim etti. Bisküvilerin fazla olduğunu görünce iki suç ortağı da burada fazla kalacakları düşüncesine kapıldılar.

55

ManolyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin