MANOLYA-11
Kahvesini bitiren Kenan, rehberine bakarak Bağlarbaşı Karakolu'nun numarasını buldu ve seyyar telefondan numarayı tuşladı. Karakolun amiri olan İlhan Komiseri çok iyi tanır ve severdi. Onun o saatte orada olmayacağını bildiği halde, orada olmasını diledi içinden. Ancak yanılmamıştı. Komiser yoktu, kendisini tanıtıp olayı sorduğunda, telefonu yanıtlayan polis iki kişinin bir mezarı açtığını, ancak hiçbir eylem yapamadan me- zarlık güvenlik birimi tarafından yakalandıklarını, yakalananlardan birinin yaşlı ve hasta olduğunu söyledi. Bu haber Kenan için hiçbir özellik taşımıyordu. Ama kısa da olsa haber olabilirdi. Zira yıllardır gazetelerde mezar hırsızlığı haberi olmadığını biliyordu.
Sabah karakoldan içeriye giren genç ve yakışıklı Komiser İlhan, polis arkadaşlarına, "Günaydın" dedikten sonra odasına giderek, masasına oturdu. Önce bırakılan birkaç notu inceledikten sonra, gece nöbetçi kalan kı- demli polis arkadaşının kapıyı çalarak verdiği raporları dinledi. Böylece gecenin bir olay dışında sakin geçtiğini öğrenmiş oldu. Tek olay ise, mezar açan iki kişiydi. Ko- miser karşısında ayakta duran orta yaşlı polise:
"Bu devirde mezar hırsızlığı mı kaldı, bu adamlar kafayı yemiş galiba?"
"Haklısınız amirim, biz gece ifadelerini almadık sizi bekledik."
"İyi alın bakalım, imzalardan sonra ben de göreyim ifadeleri."
"Tamam amirim."
Nezarethanenin kapısı açıldığında ikisi de uyuyorlardı. Anahtar sesi ile uyandılar. Gelen polis yaşlı adamı ilginç bulduğundan olacak, ifade için önce onu çağırdı. Yaşlı adam doğrulup, hafifçe gerildi ve polisin önündenezarethanenin yanındaki odaya doğru beraberce yürü- meye başladılar. Odada, üzerinde dosyalar ve bilgisayarlar olan dört masa ve bu masalarda oturan üç polis memuru vardı. Onu nezaretten alan polis, masalardan birinin arkasındaki boş iskemleye oturdu. Yaşlı adamı da masanın yanındaki bir iskemleye oturtarak, önce nü- fus bilgilerini, daha sonra da olayı en ince detayına kadar bilgisayara yazdı ve yazdıklarını hiç acele etmeden kontrol ettikten sonra gerekli evrak fotokopilerini çekip, aldığı çıktıyı adama imzalatıp, onu nezarethaneye götürerek diğer suç ortağı ile döndü. Aynı işlemleri onunla da yaptıktan sonra tekrar masasının başına dönerek, iki ifade ile birlikte İlhan Komiserin kapısını çalıp, içeri gir- dikten sonra masasına bırakıp dışarı çıktı.
İlhan Komiser alışkın olduğu şekilde bir müddet önündeki gazeteleri inceleyerek, dün olanlar hakkında bilgi sahibi oldu. Sevdiği muhabirlerden biri olan Kenan'ın mezarlık haberini okuyunca hafiften gülümsedi. Daha sonra gazeteleri biraz inceledikten sonra ifadeleri okumak üzere dosyaya uzandı.
İlk evrak, son olarak alınmış olan genç adamın ifadesiydi. Genç komiser, adamın ifadesini ve kimliğini inceledikten sonra ikinci dosyayı aldı. Bu yaşlı adamın ifade evrakıydı. İlk sayfadaki kimlik belgelerini gören komi- ser, kimlik bilgilerini yeniden ve yeniden inceledikten sonra mezarı açan iki adamdan biri olan yaşlı adamın ifadesini dikkatle okudu. Sonra bir kez daha okudu ve dosyayı şaşkınlıkla kapatarak odasından çıkıp, polis memurlarının olduğu odaya gitti ve:
"Nezarethanenin anahtarını verir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manolya
RomanceO, inanılmaz bir aşkın, inanılmaz başrol oyuncusuydu ve Manolya bize bu kitapta aşkın ne olduğunu hüzünle öğretiyor...