MANOLYA-2
Bu talimatla sessizce beklemeye başladı. İki güvenlikçi elinden küreği aldıkları yukarıdaki adamın kolunu arkaya bükerek etkisiz hale getirdiler. Diğer ikisi de mezarın başına gelerek el fenerlerini mezara doğrultup, durum değerlendirmesi yaptılar. Mezardaki adamı solgun ve bitkin görmüş olacaklar ki, ikisi birden ellerini uzatarak çıkmasına yardım ettiler. Atletik bir vücuda sahip olan yaşlı adam, aldığı yardıma rağmen mezardan zorlanarak çıktı.
Güvenlikçiler karşılarında duran uzun boylu, yakışıklı, pozitif bakışlı ancak oldukça solgun yüzlü adamı görünce şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Gördükleri insan ne mezar soyucusuna, ne de kadavra hırsızına benziyordu. Zaten uzun süredir ne mezar açılması, ne de kadavra hırsızlığı oluyordu.
Adam sakin bir şekilde:
"Arkadaşın hiçbir suçu yok. Tüm organizasyonu ben yaptım. O sadece ben rahatsız olduğum için, ricam üzerine bana yardım için burada. Lütfen onu serbest bırakın" dedi.
"Ona biz karar veremeyiz. O kararı polis yetkilileri verecek, şimdi bizimle gelin" diyerek ikisine de kelepçe takıp mezarlığın kapısındaki odaya götürdüler. Failleri yakalayan güvenlikçiler olayı en ince detayına kadar odada bulunan meslektaşlarına anlattılar. Güvenlik odasında onları karşılayan güvenlikçiler de yaşlı adamı görünce aynı şaşkınlığı yaşadılar. İçlerinden kıdemli ol- duğu anlaşılan:
"Şimdiye kadar çeşitli amaçlarla mezar açan birkaç kişi gördüm, ama senin gibi eli yüzü düzgün ve aklı ba- şında görünenine ilk kez rastlıyorum. Bu saatte ne işin var mezarın içinde arkadaş, yoksa kadavra peşinde misin?"
"Hayır! Sadece yapmam gereken bir şeyi yaptım. Cezam neyse razıyım, ancak bu arkadaşın en ufak bir suçu yoktur, lütfen onu serbest bırakın. O sadece bana yardım etmek için burada."
"Bizim görevimiz sizleri polise teslim etmek, ondan sonrasına karışmayız" diyen güvenlik şefi, daha sonra mezarı açan adamın yanındaki güvenlik memurlarına dönerek:
"Bu arkadaşı alın, mezarın taş kapaklarını kapatın ki hayvanlar girmesin, üzerine şimdilik toprak örtmeyin, polis incelemek isteyebilir" talimatını verdi.
Şef, iki güvenlikçi ve mezarı açan genç adam çıktıktan sonra, yaşlı adamın yanına gelerek kelepçelerini açtı, oturması için kapıdan uzakta bir sandalyeyi işaret etti. Yaşlı adam başıyla teşekkür ettikten sonra sandalyeye yığılır gibi oturdu. Yüzünde halsiz, yorgun ama huzur- lu bir ifade vardı. Sanki görevini yapmış insanların yüzündeki ifadeydi bu. O sırada cep telefonu çaldı. Birden sessizleşen odada karınca yürüse ayak sesi duyulurdu. Adam gülümsemeye çalışarak:
"Biz yakalandık canım, bizi bekleme, tamam sonra konuşuruz" diyerek telefonu acele ile kapattı, cebine koydu.
Şefin yanından böylece ayrılan iki güvenlikçi, mezarı açan adamla birlikte açılan mezara doğru giderlerken bir yandan da onu çaktırmadan sorguluyorlardı:
"Arkadaşın iyi birine benziyor."
"Arkadaşım değil ağabey! Daha dün bir arkadaşım vasıtası ile tanıştık."
"Arkadaşın değilse ne diye adam için mezar açıyorsun birader, bunun suç olduğunu bilmiyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manolya
RomanceO, inanılmaz bir aşkın, inanılmaz başrol oyuncusuydu ve Manolya bize bu kitapta aşkın ne olduğunu hüzünle öğretiyor...