Ekrem için yeni bir sayfa açılıyor-Bölüm 39

60 7 2
                                    

Manolya-Bölüm 39


Merhaba sevgili kardeşim,

Ahmet'in sınavı kazanamamasına çok üzüldüm, ama sanırım bunun nedeni, bizlerin dersler konusunda yeterli alt yapıyı alamamış olmamızdan olsa gerek. Seninle ders çalışacak olması Ahmet'in kazanma şansını arttıracaktır. Kızlara verdiğim program doğrultusunda çalışmaya devam edin, göreceksiniz ses getirecek bir başarı elde edeceksiniz. 

  Gelelim sana, yirmi beş mekik cezası verdiğim konuya. Kızım! Benimle bu kadar zaman beraber çalıştın, hâlâ beni tanımamışsın. Bunun için de yirmi beş mekik çekme cezası aldın. Ben birine mektup yazacak adam mıyım? Benimle mektuplaşmak isteyen arkadaş adresimi alır, kendisi yazar ne yazacaksa. Annemin komşusu olduğu için bu arkadaşa adresimi verebilirsin, yoksa benim kasıntı olduğumu düşünürler ve bunu duyarsa anneciğim üzülür. Unutma, takım idmanından önce yaptığın bu hatadan dolayı yirmi beş mekik çekecek ve bana bunu rapor edeceksin. Hepinizi sevgiyle öpüyorum. 

  Ekrem

Ekrem, mektubu yolladıktan sonra dinlenmek için yattığında olanları düşündü. Manolya hatırladığı kadarıyla güzel, sarı saçlı, renkli gözlü, düzgün fizikli bir kız- dı. Ayrıca kızın hiç, o akşam kendisine gülmesi dışında aykırı bir hareketini gördüğünü de hatırlamıyordu, yani efendi bir kızdı. Ayrıca sol görüşlü olduğunu biliyordu ve okulunu, kimsenin aklına gelmediği bir dönemde bilgi yarışmasına sokacak kadar aktif ve lider özellikli bir kızdı. Doğrusu ondan böyle bir teklifi hiç beklemiyordu. Ekrem İskenderun'da iken konuşmamış da, şimdi mi aklı başına gelmişti. Mektupta neler yazacağını merak ediyordu, ama tahmin de edebiliyordu. Herhalde basketboldan bahsetmeyecekti. Ayrıca bu iş Yeliz'in hoşuna gitmeyecekti. Bu nedenle kıza nezaketen cevap verip, işi baştan kesmek en iyisi olacaktı. Ama kızın yazacağı mektubu da merak etmiyor değildi. Hiçbir samimiyeti ve iletişimi olmayan birine ne yazılabilirdi ki? Onu, İskenderun'u, annesini, okulu düşüneyim derken uyuya kaldı... 

  Uykudan uyandığında, idman saatine daha epey vakti vardı. Oturup, Yeliz'e kısa bir mektup yazdı. Yeliz ona her gün, ama her gün mektup yazıyordu. Ekrem, onun yazacak bu kadar şeyi nasıl bulduğuna şaşırıyordu. Kendisi sadece cevap niteliğinde bir şeyler yazabiliyordu. Bazen de Yeliz sitem ederse, gün içinde yaşadıklarını yazardı. Mektubu bitirdikten sonra zarflayıp, yürüyerek Kadıköy'deki postaneye gitmek üzere yola çıktı. Bunu yapmak hoşuna gidiyordu. Dar Bahariye sokaklarında yürümek, antikacıları ve Apostol'un ailesine ait her türlü şarküteri malzemelerinin rahatlıkla buluna- bileceği Milka'nın dar vitrinini incelemek, As Sineması'nın afişlerine bakmak, Kadıköy Çarşısı'ndaki balıkçı, manav, fırın ve şarküterilerin gözleri kamaştıran tezgâhlarını izlemek çok hoşuna gidiyordu. Mektubu postaya verdikten sonra, eve dönüp idman eşyalarını hazırladı.



                                                                                                ***


   Merhaba Ekrem Bey,

Böyle hitap etmem ne kadar doğru bilmiyorum, ancak daha önce sizinle doğrudan konuşmadığımız için bu hitap şeklinin doğru olacağını düşündüm. Öncelikle size yazmama izin verdiğiniz için mutlu olduğumu söylemek isterim. Umarım size yazarak, sizi rahatsız etmiyorum. Sevda'ya söylediklerimden sonra, benim yazmam gerektiğinin daha uygun olduğunu söylediğiniz için ilk olarak ben yazmak istedim.

Belki, bir kez bile baş başa konuşmamış iki insanın birbirlerine ne yazabileceği konusu kafanızı meşgul etmiş olabilir. Ama benim size yazacak birkaç konum var. Birincisi, bundan iki yıl önce size, saat yirmi iki otuzda bizim evin balkonunda gülerek yaptığım kabalık. O gün inanın sizin sporcu olduğunuzu dahi bilmiyordum. Daha sonra sizin ne kadar üstün sporcu olduğunuzu ve büyük başarınızın bu disiplinli yaşama borçlu olduğunuzu anlayınca yaptığım kabalığın ne denli büyük olduğunu anladım. Umarım bunun için beni affedersiniz, ama bilmenizi isterim ki ben kendimi asla affetmeyeceğim. Çünkü bu dünyada isteyebileceğim son şey size kabalık yapıp, sizi üzmektir. İkinci olarak kendimden bahsetmek istiyorum. Bunları sizin gözlerinize bakarak söylemek isterdim, ama olmadı. Ben ülkemi, doğayı, dostluğu, sporu seven bir insanım. Hep sporcu olmak istememe rağmen ya babamın tayinleri nedeni ile, ya da ailemi incitirim endişesi ile hayatım boyunca hiç spor yapamadım. Tek şansımı, siz Sevdaları çalıştırırken basketbolcu olmak istememe rağmen, sizin takımdaki sporcu sayısının fazla olması ile reddetmeniz üzerine kaybettim. Ama buna artık eskisi kadar üzülmüyorum, zira sizin gazetelerden ve radyolardan takip ettiğim başarı haberleriniz bana yetiyor. Burada havalar çok sıcak ve annenizle hemen her gün görüşüyorum. Çünkü onu çok seviyorum.

Vaktinizi aldığım için özür dilerim, eğer bana havadan sudan da olsa bir şeyler yazarsanız gerçekten çok memnun olurum. Tüm başarı dileklerim ile.

 Manolya 

Adres: Kurtuluş Mah. Okçu Sok. No:1811 / İskenderun 

  Sevda'ya yazdığı mektuptan bir hafta sonra, evine gelen kokulu zarfı açtığında okuduğu bu mektup karşısında Ekrem oldukça şaşırdı. Öncelikle o kızdan böyle samimi ve içten bir ifade beklemiyordu. İkincisi, kızın ifadeleri tam bir teslimiyetti. Kendisi bile çoktan unuttuğu o balkondaki gülme olayı kızı fazlası ile etkilemişti, hatta saatini bile anımsıyordu, bu da Ekrem'e verdiği değeri gösteriyordu. Ayrıca demek ki Sevda, Ekrem'in kızın takıma girmesi konusundaki duyarsızlığını, onu kırmamak için takımda yeteri kadar oyuncu var diye savuşturmuştu. Genç adamın kafası karıştı. Hiç önem ver- mediği bir kız için bile olsa, ne denli değerli olduğunu görmek onurunu okşadı. Zavallı kız ona "siz" ve "bey" diye hitap ediyordu. Uzun uzun düşündükten sonra cevap yazmaya karar verdi. Zira Yeliz ile çıkıyordu ve iyi bir beraberliği vardı ve Yeliz'e âşık olmak üzere olduğu- nu hissediyordu. Ayrıca iki kişi ile aynı anda beraberliğe karşıydI


116


Bakalım Ekrem yeni bölümde ne yapacak?


ManolyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin