Manolya- Bölüm-16
İstanbul'dan geldiği için okuldaki çocuklar anlaşılmaz bir nedenle ona biraz mesafeli duruyorlardı. O nedenle bu konuşmanın içeriğini merak ediyordu. Çabucak giyinip okul kapısına gelmişti. Ama beklediği türden bir konuşma olmadı. Zira Ekrem, ondan takımın lider oyuncusu olmasını istiyor ve bunun için takımın okul dışında da beraber olması gerektiğini, bu nedenle Sevda'ya büyük iş düştüğünü söylüyordu.
Sevda:
"Evet, ama Ekrem ben daha lise birinci sınıftayım, benden üst sınıfta olan ve büyük oyunculara nasıl liderlik yapıp onları okul dışında da bir arada tutabilirim?"
"Haklısın, ama insanlar yaşa değil oyunculuk kalitesine ve davranışlardaki olgunluğa ve tutarlığa bakarlar. Sen gelir gelmez kaliteni herkese kabul ettirdin, onları İstanbul'da yaptığınız idman ve ilginç maçlardan bahsederek etkileyebilirsin. Ayrıca senden üst sınıflarda okuyanlara birkaç ders sorusu sorar, onların yardımını istersin. Bu şekilde sana daha yakınlık duyacaklardır. Bu ortam oluştuktan sonra, her hafta sadece takım oyuncularının toplandığı günler yapabilirsiniz. Ben bu alışkanlığı bizim takımda oturttum ve biz bir bütün olduk ve başarılıysak, yaptığımız bu toplantıların payı oldukça fazladır. Zira her hafta birimizin evindeki yemekli toplantılardan sonra, artık takımda herkes birbirinin ruhunu tanıyor ve bu sahaya olumlu yansıyor."
Sevda, yakışıklı ama biraz da şımarık bulduğu Ekrem'in tahmininden daha aklı başında ve ne yaptığını bilen biri olduğunu anladı. Ekrem göründüğü kadar uçarı değildi. Bundan sonra ilk iş olarak kız takımının erkek takımının idmanlarını izlemesini kararlaştırdılar, sonra da Sevda'nın evinde ilk toplantı yapılmasına çalışılacaktı. Ekrem'in evinin önünde vedalaşarak ayrıldılar. Ekrem eve girerken, Sevda iyi bir dost bulduğunu düşünerek evine doğru yola devam etti.
Ekrem ve Sevda'nın aldığı bu ortak karar kız basketbol takımının daha iyi bir takım olmasında büyük rolü oldu. İstanbul'dan gelen ve çok iyi basketbol oynayan bu kızın ders ya da başka konularda kendilerinden yardım istemesi yaşça büyük sporcuların, onu daha çok benimsemelerine ve sevmelerine neden oldu. Böyle olunca da, onun her hafta bir evde toplanma önerisi çok kolay hayata geçti. Artık eskiden oluşmuş kıskançlık duyguları, yerini sevgiye, dostluğa bırakıyordu. Sevda İstanbul'daki takımında neden böyle yapıp başarılı olmadıklarını hüzünle düşündü ve Ekrem'in çok iyi bir koç olabileceğine karar verdi. Kız takımında işler yoluna girmişti. Artık tek yapılacak şey, sporcuların çok çalışarak tekniklerini geliştirmekti.
Ancak Ekrem'in kız takımına ayıracak fazla zamanı olmayacaktı. Zira takım Hatay Şampiyonu olunca, Bölge Şampiyonluğu için çok çalışmaları gerekiyordu. Onlar da öyle yapıyorlardı. Okuldan çıktıktan sonra sahile gitmiyor, her gün iki saat idman yapıyorlardı. Ayrıca hoca, spor odasının bir anahtarını kaptan Hüseyin'e vermişti. Böylece dersi boş olan sporcu isterse bu boş derste bol bol şut çalışması yapabilecekti. Takım o denli motive olmuştu ki artık teneffüslerde bile tek pota maç yapıyorlardı. Basketbol takımında olmayan, ancak basketbol oynamak isteyen öğrenciler de bu motivasyona katılmışlardı. Hiç kimse bu idmanlarda takıma katılma talebinde bulunmuyor, takımın ahengini bozmak istemiyorlardı.
Ekrem'in en büyük arzusu Mersin'de yapılacak şampiyonadan birinci dönmekti. Zira geçen yıl kendisinin yedek sporcu olduğu Masa Tenisi Takımı, Bursa'da yapılan Türkiye Şampiyonasında şampiyon olduktan sonra şehre girdiklerinde, tüm şehir onları otobüs terminalinde kahramanlar gibi karşılamıştı. Bu görkemli karşılamayı hiç unutamıyordu.
Ekrem bu muhteşem atmosferi tekrar yaşamak istiyordu, üstelik Mersin'de şampiyon olurlarsa bunda kendi payı da olacaktı. Çünkü Masa Tenisi Takımında yedek oyuncuydu ve hiçbir maça çıkmamıştı

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manolya
RomanceO, inanılmaz bir aşkın, inanılmaz başrol oyuncusuydu ve Manolya bize bu kitapta aşkın ne olduğunu hüzünle öğretiyor...