İşler sarpa sarıyor-Bölüm 40

53 7 0
                                    

Manolya-Bölüm 40


Yaklaşık bir hafta Manolya'nın mektubu hakkında düşünen Ekrem, muhtemelen kendisine âşık olan kıza birkaç mektup yazdıktan sonra işi yavaş yavaş soğutarak, başlamadan bitirme kararı aldı. Zira sevmemesine rağmen Yeliz ile mutluydu ve Yeliz ona her şeyi ile bağlanmıştı. Yazmaya başladı.


"Merhaba Sevgili Manolya,Mektubunu okuduktan sonra uzun süre düşündüm, seninle tabii ki mektuplaşabiliriz, zira biz iki komşuyuz. Ama öncelikle bana, 'siz' ve 'bey' demekten vazgeç, arkadaşlar birbirlerine 'isimleri' ile ve 'sen' diye hitap ederler. Balkonda bana güldüğün günü çoktan unuttum, o nedenle sen de kafana takma, olur böyle şeyler. Sevda'dan sınavlara beraber hazırlanacağınızı öğrendim, bence iyi fikir, eğer bu işi ciddi yaparsanız sınavı kazanamamanız için bir sebep yok. Anneme uğramana sevindim, artık onu daha az merak edeceğim. Buradaki yaşam yorucu geçiyor, ama hedeflerim için bu gerekli. Arkadaşlara ve ailene selamlar."

Ekrem

Ekrem komşuluğu ön plana çıkartarak, kızın duygularına yön vermeyi planlamıştı. Böylece kız da onu sevgili olarak değil de komşu çocuğu olarak görebilirdi. Ama işler planladığı gibi gitmezse de, o zaman Manolya'ya başka birini sevdiğini ve kendisini sadece komşu kızı olarak gördüğünü söyleyecekti. Ama on beş gün sonra aldığı mektup, planlarının pek de tutmayacağının sinyallerini veriyordu.

"Merhaba Ekrem,Size, sen demek ne kadar hoş bir duygu, bunu ancak ben anlayabilirim, hele Ekrem diye hitap edebilmek...Mektubuma cevap verdiğin için sonsuz teşekkür ederim. Ayrıca sana güldüğüm için bana kızgın olmaman da beni çok mutlu etti. Ama bundan sonra sana olan davranışlarımı hep kontrol etmeye, seni üzmemeye, kızdırmamaya çalışacağım. Yaptığım bu hatada bana hoşgörü gösterip, affettiğin için de teşekkür ederim. İnan ki mektubunu onlarca kez okudum ve hep yanımda taşıyorum. Şu anda üniversite sınavını kazanmış kadar mutluyum, zira sen İstanbul'a gittiğinden beri seninle mektuplaşmak tek hayalimdi. Sana duygularımı yazmak, sorunlarımı seninle paylaşmak, sorunlarımı çözerken senin vereceğin fikirleri uygulamak, her şeyimi sana anlatmak. Nihayet bu dileğim gerçekleşti ve umarım diğer dileklerim de gerçekleşir.

Sen daha yeni gittin, ama sana biraz buralardan söz etmek istiyorum. Sen gittikten sonra gerek sokağımız, gerekse okul, suyu çekilmiş deniz gibi kupkuru kaldı. Artık okul maçlarına gitmiyorum, zaten birçok kişi de gelmiyor. Çünkü maçlar renksizleşti. Senin yaptığın müthiş hareketler, maçlardan önce sahanızda arkadaşlarını yumak gibi toplayıp, motivasyon konuşması yapman, top sürerken arkadaşlarına elinle işaret ederek verdiğin talimatların güzel görüntüleri, sayı attıktan sonra sol elini yumruk yapıp, havaya kaldırışın yok artık. Sen ve o güzel hareketlerin olmayınca da saha ve basketbol renksiz ve sıradan bir hâl aldı. Başkalarını bilmem, ama ben artık basketbol maçlarına gitmiyorum, hatta Sevdaların maçlarına bile gitmiyorum. Hâlbuki sen buradayken idmanlarına bile giderdim.

Gece yataktayken zaman zaman bunun nedenini düşündüm, sonunda vardığım sonuç şu oldu, sanırım sen olmadığın için gitmiyorum. Zaten Sevda da öyle düşünüyor ve benimle dalga geçiyor. Ama umurumda değil, içimden gitmek gelmiyor, sanki basketbol sahaları senin için yapılmış ve sen olmazsan o sahaların hiçbir anlamı yok.Neyse, duygularımla seni daha fazla rahatsız etmeyeyim. Anneciğine sürekli olarak uğruyorum, beni, 'Canım kızım' diye sevmesi çok hoşuma gidiyor. Ne kadar tatlı bir insan, tabii bu çok normal çünkü o, Ekrem'in annesi. Emin ol ki onu çok, ama çok seviyorum. Zaman zaman beni yemeğe çağırıyor, ben de ona yardım ediyorum. Aslında sana yazacak o kadar şeyim var ki! Ama seni bıktırmamak için yazmıyorum. Mektubunu dört gözle bekleyeceğim. Hoşça kal."

Manolya

Ekrem, mektubu okuduktan sonra kafası iyice karıştı. Manolya onun yaptığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar takip etmişti. Sayı attıktan sonra sol elini yumruk yapıp kaldırdığını Funda ağabeyi söylemese kendisi bile bunun farkında olmayacaktı. Ama Manolya bu hareketini iki yıl önce fark etmişti. Sonra kız onu adeta bir ba ketbol ilahı gibi görüyordu. Hâlbuki o, takımında bile yedekti. Artık işin komşu muhabbeti ile yürümeyeceğini anladı. Kıza samimi bir şeyler yazsa iş daha da sarpa saracaktı. Yeliz'e ihanet etme düşüncesi içini sızlattı. Zira Yeliz buna layık biri değildi. Ama bu tarafta da saf, gururunu korumaya çalışan ve büyük bir ihtimalle hayatında ilk kez bir erkeğe böyle mektuplar yazan bir genç kız vardı. Onu kırmadan işi bitirmeliydi. İlk kararı, mektuba hemen yanıt vermemek oldu.


119

ManolyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin