İşler karışıyor-Bölüm 43

48 8 1
                                    

Manolya-Bölüm 43

 Yol boyunca diğer yolculuklarının aksine hemen hemen hiç uyumayan Ekrem, sürekli olanları düşündü. Öncelikle kendisini Yeliz'e karşı suçlu hissediyordu. Yaptığı şey kendisine hiç yakışmamıştı, bir ilişkisivarken yeni bir ilişkiyi başlatmıştı. Üstelik Manolya'ya ümit vermiş ve onu bırakmayacağını söylemişti. Kendini affetmesi için tek olumlu şey, yaptıklarını planlayarak yapmamış olmasıydı. Yani her şey bir anda, içgüdüsel olarak gelişmişti. Ayrıca Manolya diğerlerine benzemiyordu. Saf, temiz, sadakat ve itaat dolu hislerle kendisine bağlanmıştı. Eğer bu saatten sonra geri adım atarsa, kızı büyük bir bunalıma sokabilirdi. Zaten bunu yapmaya da niyeti yoktu. Zira o da Manolya'dan hoşlanıyordu. Derinden ve sevgi ile bakan okyanus mavisi gözleri, bembeyaz ve pürüzsüz teni, hafif dalgalı sarı saçları ve o inanılmaz güzellikte kokusu... Evet! Kokusu. Manolya'nın Ekrem'i en etkileyen özelliği vücudunun kokusuydu. Az çok deneyimli olan genç adam kızın banyodan sonra hiçbir koku sürmediğine emindi. Ama buna rağmen bambaşka kokuyordu. Tabii kızın Ekrem'e olan kayıtsız şartsız sevgisi de genç adamı etkilemişti. Manolya'nın soğuk görüntüsünün altında bu kadar sıcak bir sevginin var olması onu şaşırtmışı. Zavallı kız onu görür görmez heyecandan baygınlık geçirmişti. Öptüğünde ise heyecandan tir tir titremişti. Ekrem, onu ilk öpen erkeğin kendisi olduğuna emindi. Manolya, gerçekten yavru bir kuş gibi ona sığınmıştı. "Keşke ben İstanbul'a gitmeden başlasaydı" diye geçirdi içinden, Yeliz'i üzmekten korktuğu için...

  İstanbul'a oldukça yorgun ve uykusuz varan Ekrem, doğrudan eve giderek bir müddet dinlendi, birkaç saat sonra kalkarak ilk iş olarak, Manolya'ya geldiğini ve orada yaşadığı olayların kendisi için hem çok güzel, hem de tatlı bir sürpriz olduğunu anlatan fazla uzun ol- mayan bir mektup yazdı. Mektubu aşağıya Kadıköy'e inmeden Bahariye Postanesi'ne attıktan sonra, geldiği- ni haber vermek üzere Yelizlere gitti. Karışık duygulariçerisindeydi. Daha dün bu saatlerde Manolya ile sedirde öpüşürken, birazdan Yeliz'le öpüşüp, koklaşacaktı. Kendisini aşağılık biri gibi gördü. Başka ne yapabilirdi bilmiyordu. Her şeyi zamana bırakmak en iyisi olacaktı. Ama asla iki kızı bir arada idare etmeyi planlamıyordu, belki karar vermek için biraz zamana ihtiyacı vardı, o kadar.

Bir hafta sonra kulübe gelen mektubu daha istekle açtı. Zira artık yazan hakkındaki düşünceleri daha net ve olumluydu. Bulduğu bir koltuğa oturdu ve okumaya başladı.

  "Bir tanem, Aşkım, Her şeyim,

Mektubun için teşekkür ederim, salimen vardığına sevindim ve beni merakta bırakmadan bana yazdığın için sana minnettarım.

Biliyor musun? Henüz kendime gelebilmiş değilim, sanki rüya âlemindeyim. Tam artık beni istemiyor, bir mektubuna bile razıyım derken buraya geliyor, beni asla bırakmayacağını söylüyor, sevip okşuyor ve dudaklarımdan öpüyorsun. Seninle kısa da olsa aynı yatakta, göğsünde yatıyorum. Bu olanlar benim hayal dünyamın bile ötesinde. Zira ben seninle dün ya- şadıklarımızı en az iki yıl içinde gerçekleşebilecek şeyler olarak görüyordum. Bu yıl mektuplarıma cevap verecektin, daha son- ra mektuplarla bana biraz ısınacaktın, daha sonra da gelecek yıl ben İstanbul'a gelecektim ve senin beni beğenip sevmeni sağlayacaktım ve beni vapurla karşıya geçerken öpecektin. İşte benim hayalim böyleydi. Ama her şey bir anda gelişti.

Aşkım, olanlardan sonra uzun düşündüm. Şu anda dünyada kimsenin benim kadar mutlu olabileceğini sanmıyorum. Umarım, tüm sevenler benim yaşadığım bu muhteşem mutluluğu yaşar, sevdiklerine kavuşurlar. Sen, bu dünyada benim için her şeyden önemlisin, bunu sen gelmeden önce bu kadar iyi hissetmemiştim. Ama buraya gelip, beni güçlü kollarına alarak sevgiyle öpmen, bana sevecen ve koruyucu bir şekilde, 'Yavrum', 'Canım' diye hitap etmen, bana senin benim için ne denli hayati bir insan olduğunu daha iyi anlattı. Sen benim hayatımsın, sen hayatımın tek anlamısın. Seninle ders çalışıyor, seninle gülüyor, seninle yatıyor, seninle kalkıyor, kısacası her olayı seninle yaşıyorum. Tüm hücrelerimde sen varsın. Bazen aileme haksızlık yaptığımı düşünüyorum, zira beni bu hale getiren ve bana şekil veren onlar, ama onları da çok sevip saymama rağmen, onlara olan sevgimin seviyesi asla bu derece yüksek olmadı. Demek ki aşk buymuş ve bunu bana sen tattırdın.

Şimdi sakın dalga geçme, ama sen gittikten sonra bir hafta boyunca yüzümü yıkamadım, çünkü orada senin dudaklarının izleri ve sıcaklığı vardı. Ama nasıl olsa benim yakışıklı sevgilim yine gelir öper diye, iki gün önce yıkamaya başladım.

Sevgilim, Sevda doğal olarak bende olan değişikliği fark etti. Ama ben senden izin almadan onlara bir şey söylemedim. Eğer aşkımızı onlara söylememe izin verirsen söylerim, ama istemezsen, 'Sen söyle' diyene kadar kimseye bir şey söylemem. Okul başladıktan kısa bir süre sonra üniversite sınavı için çalışmalara başlamayı düşünüyoruz. Kendimi o kadar güçlü hissediyorum ki, bu sınavı üçümüzün de kazanacağından emin olabilirsin. Arkamda sen olduğun sürece her şeyi yapabilirim.

Benim yaşamım iki bölümden oluşuyor, Ekrem'den öncesi ve Ekrem'imden sonrası. Birinci bölüm, ailesinin nazlı kızı, çalışkan, gururlu, çevresinin hakkında olumlu konuşmasını sağlamaya çalışan efendi bir genç kız. İkinci bölüm ise, benim senin öpücüğünle başlayan yeni yaşamımdır. İkinci bölüm daha önce hiç yaşamadığım kadınsı bir özgüven, huzur, mutluluk ve ait olma duygusunu kapsıyor. Benim dünya görüşüme çok zıt olsa da sana ait olmak bana inanılmaz bir gurur veriyor. Galiba kadın olmanın en önemli duygusu bu olsa ge- rek. Daha önce böyle bir duygu yaşayacağımı söyleseler asla ciddiye almaz, güler geçerdim. Ama şimdi sana ait olduğumu düşünmek bile beni heyecanlandırıyor, kendimi gerçek bir kadın gibi hissediyorum. Zira beni seven, bana sahip çıkan ve beni mutlu eden bir erkeğim var.

Aşkım, özetleyecek olursak, sen benim için havasın, su- sun, yaşamsın. Sensiz yaşamam mümkün değil. Sen benim HAYATIMSIN. Mektubunu dört gözle bekleyeceğim.

SENİN Manolya'n"

Ekrem, mektubu okuduktan sonra hemen yanıtlamak istedi. Manolya'nın yazdıkları çok hoşuna gitmişti. Mektupta bir erkeğin duymak istediği her şey vardı. Sevgi, sadakat, itaat, espri.



Nihayet Manolya ile yeniden buluştunuz, iyi okumalar...


ManolyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin