MANOLYA-9
Yaşlı adam, uzun süre ayakta ve hareket halinde olduğu için perişan durumdaydı. Önde oturan polise su içmesinin mümkün olup olmadığını nazik bir şekilde sorunca, polis arabası biraz ilerideki açık bir büfenin önünde durdu. Ve genç polis memuru arabadan inerek, bü- feden adama ufak bir şişe su alıp arabaya bindi ve yaşlı adama uzattı. Adam parasını vermeye kalkınca:
"Bir şişe suyun lafı mı olur dayı, içmene bak" diyerek bu isteği geri çevirdi.
Adam cebinden acele ile bir kutu çıkartarak, içindeki haplardan birini çabucak ağzına attı ve suyu ağzına dayamadan içerek, elindeki hapı da yuttu. Hap midesine gittikten sonra, sudan yine ağzını değdirmeden bir parça daha içip, şişeyi suç ortağı genç adama uzattı. Adam başıyla teşekkür ettikten sonra suyu bir dikişte içip, şişenin kapağını kapatarak araca bırakmaktan çekindiği için elinde tuttu.
Araç kısa bir süre sonra karakolun kapısında durdu. Öndeki polis araçtan inerek arka kapıyı açtı ve zanlıları koluyla karakola yönlendirdi. İki polis ve iki zanlı karakola girdiklerinde içerideki polisler alışkın bir şekilde olayı sordular ve gezici ekipten zanlıları alarak, üzerindeki eşyaları zabıt ile teslim alıp, arka taraftaki nezarethaneye götürüp kapıyı üzerlerine kilitlediler.
Yaşlı adam ilk kez girdiği polis nezarethanesinin ka- pısı kapanır kapanmaz kendisini duvara monte, üzerindeki boyalar yıpranmış gri renkli tahta bankın üzerine atarak uzandı. Çok yorgun ve halsizdi, tek düşündüğü şey iyi bir uykuydu. Genç olan ise hiçbir şey söylemeden daha uzak bir noktaya hiç de memnun olmayan bir yüz ifadesi ile oturdu. Kafasındaki tek düşünce patronunun bu işi öğrenip öğrenmeyeceğiydi. Karakoldaki gezici ekipteki polislerden biri:
"Sanırım yaşlı adam hasta. Su ve yiyeceğe ihtiyacı olabilir, ayrıca adamı tanıyor gibiyim ama çıkartamadım" dedi.
Birazdan, sadece ikisinin olduğu nezarethanenin kapısına gelen genç bir polis memuru:
"Büfeye gidiyorum, karnı aç olan varsa söylesin."
Bitkin bir şekilde yatmakta olan yaşlı adam yavaşça doğruldu ve polisin bu nezaketi karşısında memnun olarak:
"Zahmet olmazsa iki büyük şişe su ile birkaç paket diyet bisküvi alırsanız memnun olurum" dedi. Bir yan- dan da genç suç ortağına bakarak onun ne istediğini anlamaya çalışıyordu. Genç adam sesini çıkartmayınca cebinden çıkarttığı parayı polise uzattı. Parayı alan genç polis, biraz sonra elindeki naylon bir poşeti onlara teslim etti. Bisküvilerin fazla olduğunu görünce iki suç ortağı da burada fazla kalacakları düşüncesine kapıldılar.
Gelen bisküvilerden iki paketini yiyip büyük şişe sudan da bol miktarda içince, yaşlı adam biraz kendine geldi. Bu kez yüzündeki yorgunluğun yerini derin bir huzur ifadesi almıştı. Hafif bir tebessüm ile tekrar pis olduğunu bildiği banka uzanarak, suç ortağının şaşkın bakışları arasında, mutlu bir şekilde tavanı izlemeye koyuldu.
"İfadelerini sabah amirim gelince alırız" diyen genç polisi karakoldaki diğer polisler sessizce onaylayınca, zanlıların ifadeleri sabaha kalmış oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manolya
RomanceO, inanılmaz bir aşkın, inanılmaz başrol oyuncusuydu ve Manolya bize bu kitapta aşkın ne olduğunu hüzünle öğretiyor...