Bölüm 10 - Kısım 1

1.4K 182 28
                                    

Rezza ile birlikte tapınağın arka bahçesine yöneldik. Pelerinimi çıkarıp odamda bırakmış daha rahat hareket edebilmek için ince pamuktan yapılma kıyafetler giymiştim. Morgan çoktan odasına yerleşmiş olmalıydı. Bense başkente gitmeye hazırlanmak yerine burada durmuş Rezza ile yapacağım yakın dövüş eğitimine hazırlanıyordum..

Bahçedeki açık alana doğru ilerlerken kendi eğitmeniyle egzersizine çoktan başlamış olan Rasolen'i fark etmemle aklıma hoş bir fikir geldi. Rezza'ya sessiz olmasını işaret ederek tepelerine dikilmiş güneşe aldırmadan hareket eden ikiliyi inceledim. Rasolen son on üç yılda oldukça değişmişti. Aşırı derecede fazla boy atması bir yana omuzları genişlemiş, çenesi keskinleşmiş ve yüz hatları oturmuştu. Yine de ona her baktığımda ilk karşılaştığım kırgın gözlere sahip olan o on iki yaşındaki çocuğu görüyordum.

Ellerimi havada gezdirirken Rezza ne yaptığımı anlamış olacak ki sinsice gülümsedi. Yaptığım büyüyle Rasolen hızla eğitmeninin üzerine düşerken tecrübeli adam oldukça sağlam reflekslere sahip olduğunu belli edercesine Rasolen'i belinden yakaladı. İki erkeğin bu ani yakınlaşması egzersiz yapmaktan ötürü hızla inip kalkan kıyafetten yoksun göğüslerini birbirine yapıştırdı ve izleyenleri yani bizi gülümsetecek bir görüntü oluşturdu.

Rasolen eğitmeninden çevik bir hareketle ayrılırken yana döndü ve beni görmesiyle kaşlarını çattı.

"Ha ha Minel. Yine oldukça komiksin."

Bana kalırsa komikti ama aynı espriye belki de sekseninci kez maruz kalmış Rasolen için bezdirici olması normaldi. Etrafa bakınıp Rasolen'in uzun gömleğini bulmamla kıyafeti yerden alıp ona fırlattım. İdmandan dolayı terlemişti ve inatla terini emmesini sağlayan kıyafetler giymeyi reddettiği için sürekli hasta oluyordu. Kutsal Toprakların bu güzel havasında üşütüp hasta olmayı başarması da ayrı bir ilginçti doğrusu.

Rasolen attığım kıyafeti tutarken uzun saçlarını tek eliyle ensesinde toparladı. Benim oldukça sağlıklı ve gür olan saçlarımı bile kıskandıracak kadar hoş olan saçlarını ona engel olacağını bilmesine rağmen idman yaparken toplamıyor, egzersiz süresi boyunca da oradan oraya savurarak bana göre komik diğer tapınak çalışanlarına göre ise büyüleyici bir görüntü sergiliyordu.

"Biz de idmana başlayalım mı Minel? Zaten yeterince geciktik."

Rezza'ya dönerek kafa salladım. Dediklerinde haklıydı. Morgan ile olan karşılaşmamdan sonra toparlanmam uzun sürmüştü ve derse gecikmiştim. Rasolen'e döndüğümde üzerine pamuklu gömleğini geçirmiş bir biçimde bahçedeki iskemlelerden birine oturmuş bize baktığını gördüm. Anlaşılan bugün benim zannettiğim kadar fazla evrak işi yoktu genç yüce cenaplarının.

Rezza ile karşılıklı yerlerimizi alırken bu sefer havayı bizim tekmelerimizin ve yumruklarımızın sesi doldurmuştu. Karşımdaki kişi bedenen benden daha yaşlı olsa da benden çok daha çevikti. Hareketlerimi ben daha onları düşünmeden tahmin eden ve vücudunu benim bile fark edemeyeceğim bir hızla hareket ettiren Rezza'ya karşı herhangi bir dövüşü kazanmamın mümkün olmadığını biliyor ama inatla ondan eğitim almaya devam ediyordum.

Rezza'nın oldukça ince bir vücudu vardı ve bu sebeple dışarıdan bakıldığında bu kadar güçlü olmasını beklemezdiniz ama o, dövüş sanatlarını kara büyü ile birleştirmiş nadir bir askerdi. Size yumruk atarken pek çok şeyi hesaplardı. Örneğin yumruk atacağı bölge ile eli arasındaki havayı yok eder sürtünmeden ötürü oluşabilecek kuvvet kaybını sıfıra indirirdi. Vücudundaki kas gücünü ise yine kara büyü kullanarak tek bir noktaya odaklaması da işin cabasıydı tabi.

Anlattığım büyüler ufak gibi görünse de bunu yakın dövüş sırasında dikkatinizi rakibinizin üzerinde tutarak yapmak seneler süren bir eğitim gerektirirdi. Ben bile en güçlü kara büyücü olarak bilinmeme rağmen Rezza kadar doğal bir biçimde bu tarz büyüleri yapamıyordum.

MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin