Bölüm 5 - Kısım 1

1.4K 204 18
                                    

Önce boğuk boğuk sesler duymaya başladım. Başım delicesine ağrıyordu. Elimden gelse yürüyen karıncayı bile ses çıkarmaması için ezerdim ama etrafımdaki sesler ben kendime geldikçe daha da artıyordu. Bilincim iyice açıldığında seslerin arasından biri diğerlerinden sıyrıldı. Büyükannem birileriyle konuşuyordu.

"Peki ya prensin durumu nasıl, şifacı Tummon'u en önce onu tedavi etmesi için yollamıştım hala uyanmadı mı?"

"Hayır leydim. Şifacı bilerek uyanmasını geciktirecek ilaçlar verdi. Prensin gözleri ışıktan dolayı oldukça zarar görmüş ve en az bir gün hiçbir surette açılmaması gerekiyor. Ayrıca kilerin kapısı parçalandıktan sonra kapıdan çıkan kıymıklar çocukcağızı birer ok gibi kesmiş. Şifacı elinden geleni yaptı ama onun yaşında birine fazla iyileştirme büyüsü uygulamak zararlı olabilir bu yüzden onu bugünlük uyutup yaralarının doğal bir şekilde iyileşmesini bekleyeceğiz."

"Anladım. Söyleyin, kraliçeye oğlunun sağlıklı olduğuna dair kuzgun yollasınlar. Ayrıca kocasının bedenini kendisi almak isterse saraya yollayabileceğimizi de belirtsinler. Aksi takdirde bedeni buradan direkt olarak Beyaz Kule'nin Lordları için olan mezarlığa yollatacağım. Şimdi beni torunumla yalnız bırak."

"Anlıyorum Leydim ama son bir husus var."

"Nedir?"

"Oğullarınızın cenazesi... Komutan Rezza tarafından nöbetçi askerlerin cenazeleri çoktan yapıldı ve cesetleri yakıldı. Bir kara büyücünün ölü bedeninin uzun süre dışarıda kalmasının kötü sonuçlar doğurabileceğini biliyorsunuz. Ne yapmalıyız?"

"Vertice ile annesine dün gece haber yollamıştım, birazdan kuleye varırlar. Cenazeyi onlar geldiğinde yapacağız. İnsanlarıma söyle ön bahçeyi bunun için hazırlasınlar."

"Elbette leydim. İzninizle."

Hizmetçinin odadan çıkmasıyla büyükannem yatağımın ucuna oturdu.

( Minel'in odası)Gözlerim açık olmasa da yatağın iyice içe gömülmesinden büyükannemin çökmüş bir duruşu olduğunu tahmin edebiliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Minel'in odası)
Gözlerim açık olmasa da yatağın iyice içe gömülmesinden büyükannemin çökmüş bir duruşu olduğunu tahmin edebiliyordum. Kral, babam ve amcam... Hepsi ölmüştü. Dün geceki tüm davranışlarım bir hiç uğrunaydı. O an azizenin Anastasia'nın bedenine girdikten sonra söylediklerini hatırladım: Ölümün kaderini değiştirmek çok zordur. Düşününce azize bile onca gücüne rağmen beni kaya mezarlarında gerçekleşecek olan ölümümden kurtaramamıştı. Gerçi kurtaramamıştı demek biraz iddialı bir cümle olurdu zira yüksek ihtimalle beni kurtarmak dâhi istememişti. Lakin benzer sözleri Anastasia'dan da duymuştum: Ölümün kararı çok güçlüdür, demişti belki de benim öleceğimi bile bile kaya mezarlarına götüren arkadaşım. Bu da demek oluyordu ki faydalı olacağına inandığım ufak değişiklikler yapmak ölümün kaderini değiştiremiyordu. Eğer ölümün kararını değiştirmek istiyorsam tüm hayatımı baştan sona değiştirmeliydim. Yine de bu çok zordu ve aklıma gelen soruları önleyemiyordum: Ya her şey boşunaysa? Ya ne yaparsam yapayım muhtemel ölümümü engelleyemezsem? 

MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin