"SİZ BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUNUZ?"
"Sessiz olun! Neden sizle dalga geçeyim? Büyükanneniz ya da anlaşmanın diğer taraftarı vekil kral anlaşmayı bozmadığı sürece bu söze bağlı kalırsınız. Ebeveynlerin çocukları üzerindeki hakimiyeti yaşadığımız evrende hafife alınmayacak kadar fazladır. Sizin ya da Prens Zeniel'in bu konu hakkında söz sahibi olabileceğinizi düşünmeniz saflık olur. Vekil kral da anlaşmayı bozamayacak kadar ölü olduğuna göre ve büyükannenizin sizi evlendirmeye niyeti bu denli barizken kendinizi öldürmek istemiyorsanız kararlaştırılmış tarihte evlenmenizi tavsiye ederim."
Şok içinde kalmıştım. Kelimeler ağzımdan dökülmek istiyordu ama ne desem manasızdı sanki. Tonlarca yeni düşünce beynimin içine hücum ederken bariz olan ve avaz avaz bağırmak istediğim bir tanesi hepsinin üzerine basıp en yukarıdan beni izliyordu: Ölümümü değiştirmek için kolayca halledebileceğimi düşündüğüm şey aslında o kadar da kolay değil miydi?
"A-ama bu benim alabileceğim karar olmalıydı. Yetişkin olduktan sonra yoluma ben karar vermeliydim."
"En azından birisi sizinle böyle bir karar verebilecek kadar yüksek rütbede Leydi Minel. Olayı kavradığınıza göre kuzeniniz Vertice ve benim neden böyle bir şeye sahip olamayacağımı fark etmişsinizdir."
Daha fazlasını söylemek istercesine ağzını açmasına rağmen konuşmaktan vazgeçerek arkasına yaslandı. Bir elini başının üstüne doğru uzatarak alnını sıvazlarken hareket eden elmacık kemiği sayesinde yutkunduğunu anlamıştım. Ağlayacak mıydı? Sırf Vertica ile birlikte olamayacağı için mi bu haldeydi? Şimdiden Vertice'ye aşık mı olmuştu? Ne zaman tanışmışlardı ki? Al yanak pembe dudak kuzenimin henüz taşradan çıkmadığından emindim ve şu anda Vertice sadece beş yaşında bir çocuktu. Ergenliğe adım adım yaklaşmakta olan önümdeki kişinin ondan hoşlanmasına imkân yoktu. Belki büyüdüklerinde aralarındaki yaş farkı garip durmazdı ama şu an ikisini aynı kareye bile koyamıyordum.
"Galiba ikimizin de canını sıkan bir mevzudan söz ettik. Henüz altı yaşındayım bu sebeple cahilliğimi maruz görmenizi rica edeceğim. İsterseniz konuyu değiştirelim. Mesela... Siz kaç yaşındasınız?"
Rasolen elini alnından çekip perdelere baktı. Yine göz temasını kaybetmiştik anlaşılan. Cevap vermeyeceğini düşünürken cılız sesi sorumu yanıtladı.
"On iki, henüz doldurmadım ama yakında dolduracağım."
Onun acınası derecede zayıf sesini duyunca kendimi kötü hissetmiştim. Yirmi iki yaşındaydım ve on iki yaşındaki bir çocuk sırf benle dalga geçercesine konuştuğu için fark etmeden de olsa onun en derin ailevi problemlerinden söz açmıştım. Bazen Minel'in bedenine girmenin benim hissettiğim yaşı küçülttüğünü düşünüyordum. Yine de karşımda ağlamamak için kendini zorlayan çocuğu yeniden gülümsetebilirdim elbette. Bu amaçla şen tutmaya çabaladığım sesimle yeniden konuştum.
"Vay canına... Demek ki benim yaşadığımın iki katı kadar yaşadınız ha? Oldukça tecrübeli olmalısınız. Belinizdeki kılıç gerçek mi?"
"Evet, Yüce Cenapları beni evlatlık aldığı gün hediye etmişti."
Derin bir nefes, ufaktan titreyen elleri birbirine kenetleyerek gözleri uzaklara odaklama ve ardından cümleyi tamamlama...
"Üzerinde bir de not vardı: Torunuma sevgilerimle..."
Mayınlı araziden uzak durmaya çalışsam da dönüp dolaşıp farklı bir bombaya dokunuyordum. Rasolen ile çocukça şeylerden bahsedemeyeceğimizi anlamıştım. Karşımdaki kişinin görünüşü bir çocuk olabilirdi lakin benim hiç yüzleşmediğim zorlukları atlattığından ötürü benden çok daha olgun duruyordu. Bu farkındalıkla birlikte ciddi şeyleri konuşursam bu kişinin bildiği şeyleri öğrenebilme şansım olduğunu da kavradım. Bu sebeple yeniden konuyu değiştirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/300287170-288-k772379.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]
Fantasía🌸Wattys2022yarıfinalisti🌸 🌸Watty Uzaktan Kopup Gelenler Listesi🌸 Yetişkinliğe yavaş yavaş adım atarken para kazanmak ve sorumluluklarınızı yerine getirmek için hayatınızın istemediğiniz bir yöne savrulduğunu hayal edin. Mine hayatının bu dönemin...