Bölüm 4 - Kısım 4

1.4K 209 9
                                    

Biz kara büyücüler olmayanı yarattığımız için karşılığında özümüzü verirdik. Bir büyücünün özü onun kuvvetine göre hızlı bir biçimde kendini yenileyebilirdi, güçsüz bir büyücünün özünün tamamen yenilenmesi ise haftalar alabilirdi. Doğa ile yaptığımız bu ticarette dikkat etmemiz gereken tek bir şey vardı: özümüzü asla sonuna kadar tüketmemek. Çünkü bir kara büyücü özünü tamamen tükettiğinde bir daha asla yenileyemezdi. Bu gece büyükanneme olacak olan şey ise buydu ve ben bunu önleyecektim. Eğer onun yerine kapan büyüsünü ben oluşturursam büyükannem, babamlara yardım edebilirdi ve bu geceyi kurban vermeden atlatabilirdik. Ayrıca yaratıkların nereden saldıracaklarını bildiğimden ötürü büyü çemberini en stratejik yere çizecektim, bu sayede kule en az zararı alacaktı.

Kafamda planımı gözden geçirirken ufak bacaklarımla olabilecek en hızlı şekilde karşılama salonuna ulaştım. Buraya gelirken kulenin bir başka penceresinden saati görmüştüm. Gece yarısına on dakika kalmıştı ve bu bana neredeyse hiç zamanımın kalmadığını gösteriyordu. Karşılama salonuna vardığımda yere eğildim ve büyükanneminki gibi bir kapan büyüsü hayal etmeyi denedim. Ellerim hareket etmiyorlardı. Derin bir nefes alıp odaklanmaya çalıştım ve yeniden düşündüm. İhtiyacım olan yaratıkları hapsedecek bir kapan büyüsüydü.

Buraya kadar koşmuştum ve hala nefes nefeseydim, belki de bu yüzden odaklanıp büyüyü oluşturamıyordum. Nefesimi düzenlemeye çalışarak yeniden gözlerimi kapattım. Alnımdaki bir ter damlası yüzümü boylu boyunca dolaştı ama ben hala hiçbir şey çizemiyordum. Parmaklarımı birkaç kez açıp kapattım ve ellerimi taş zeminin üzerinde gezdirdim. Hadi Mine, hadi yapabilirsin, sen bu büyüyü çizemezsen henüz akraba olduğun insanlar ve kuleden sayamayacağın kadar asker ölecek. HADİ MİNE BİR ŞEYLER ÇİZMELİSİN!!!

Ellerim hızla yerde dolaşmaya başladı. Parmaklarımın neyi oluşturmak için bu denli hızla hareket ettiğini bilmiyordum çünkü zihnim bomboş hissettiriyordu. Büyükanneminki gibi güçlü bir kapan büyüsü oluşturabilecek miydim, yoksa bu gece tüm çabalarıma rağmen Kara Kule Trajedisi'nin yaşandığı gece olarak mı hatırlanacaktı? Parmaklarım taş zeminde o kadar hızlı hareket ediyordu ki tırnaklarımın parçalandığını hissettim. Parmak uçlarımdaki deri soyulmuş, kanıyordu. Ben ise acıyı görmezden gelerek minik bacaklarımla elimden geldiğince hızla hareket edip kocaman bir büyü çemberi oluşturmaya çalışıyordum. Çabalarım sayesinde dakikalar içinde büyü çemberinin yarıçapı bir metreyi geçmişti lakin istediğim büyüklüğe ulaşmış olmama rağmen vücudumu durduramıyordum. Artık parmaklarım taş zeminde kanlı izler bırakıyordu ama acısını hissedemiyordum. Buna rağmen gözlerimden yaşlar boşanmaya başlamıştı. Derim çoktan soyulmuş, parmaklarımın ucunda sürtünmeye bağlı olarak kanlı et parçaları oluşmuştu. Kendimi durdurmak için zorladım.

Nefes nefese durabildiğimde kabul salonun orta yerinde yarısı benim kanımla kaplı bir büyü çemberi vardı. Normalde bir büyü çemberinin çizimini göremezdiniz ama benim çizdiğim büyü çemberinde kanım resmen mürekkep görevi görmüştü.

Canavarların çoğunluğunun gireceği yer burasıydı. En güçlüleri prensin odasını hedefleyecekti ama Zeniel'i çoktan kilere kapattığım için endişelenmem gereken bir şey olmamasını umuyordum. Odada duyulan tek şey benim hızla alıp verdiğim nefeslerimin sesiyken aniden gece yarısı çanları çalmaya başladı.

Hızla dış kapıdan uzaklaşarak odanın ortasına geldim. Çizdiğim büyü çemberinin ne için olduğunu bilmesem bile o kadar büyük ve gösterişliydi ki işe yarayacağına dair umudum kuvvetliydi. İşin ironik tarafı ölmemek için sonuna kadar çabalayacağımı söylediğim bu dünyada daha henüz akraba olduğum insanları kurtarmak için canımı tehlikeye atıyordum. Anastasia bu halimi görse aptallığıma söylemediğini bırakmazdı ama eğer böyle yapmasaydım vicdanım yaşayacağım hayatı bana zehir edecekti.

MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin