Bölüm 13 - Kısım 6

1K 154 61
                                    

Kraliçeyi yazarken üstteki şarkının nakaratına odaklanıyorum hep, sizler için de bırakayım dedim. Dinlerken okuyabilirisiniz🌸
Evil, I've come to tell you that she's evil, most definitely (Şeytani, Sana onun bir şeytan olduğunu söylemeye geldim, buna şüphe yok)
Evil, ornery, scandalous and evil, most definitely (Şeytani, inatçı, lekeleyici, buna şüphe yok)

Kraliçe çiçeklere işkence etmeyi bırakıp ellerini karnına koydu. Hamileliğini hatırlıyor olmalıydı. Hikaye düşündüğümden de karanlık çıkacak gibi duruyordu...

"Onu hissettiğim andan itibaren evren benim için bambaşka bir yere dönüştü. Artık ondan başka hiçbir şeyin önemi yoktu, doğduğu andan itibaren isteyebileceği her şeyi ona sunacaktım, karnımdaki çocuk bu evrenin seçilmişi olacaktı."

Kraliçe Belisima'nın sesindeki şefkatle karışık hırsı seçmemek imkansızdı. Ben sessizce onu dinlerken kendini kaptırdığını fark eden kraliçe hafifçe öksürerek boğazını temizledi.

"Ve kızım doğdu Minel. İnanılmaz bir şeydi. Sürekli yumruk halinde olan elleri ve büzülü ağzı ile gördüğüm her şeyden daha güzeldi ancak bir sıkıntı vardı."

Kraliçenin sesi burada titremişti.

"Kızım ağlamıyordu, yemiyordu, gözlerini açmıyordu. Yaşayan bir bedendi ancak içi bomboştu. Elbette o zaman bunu bilmiyordum. Yüce Cenaplarının saraya getirilmesini emrettim. Kızım kutsanırsa düzeleceğini umuyordum ama o alçak herif kızımı öldürmeyi denedi."

Demek prensesin ruhunu çalan kişinin Yüce Cenapları olmadığı anlaşılmıştı. Yine de Kraliçe onu hapsetmişti çünkü prensesi öldürmeye çalıştığını da fark etmişti. Bu durumda büyükannem Leydi Eliza'nın olaydaki parmağının anlaşılmaması ilginçti. Bana kalırsa anlaşılmamasından çok onu direkt olarak suçlayabilecekleri bir şey bulamamışlardı zira karşımda hesapçı pırıltılarla beni izleyen gözlerin sahibinin o denli saf biri olacağını düşünmek zordu.

Kraliçe sanki bütün bu olaylar dün yaşanmış gibi öfkeliydi. Ablasını öldürmesinden bahsederken yüzünde mimik kıpırdamayan kadından garip tepkilerdi.

"Gelgelelim sana bunları neden anlatıyorum. Kutsal Topraklardayken iki büyü konusunda uzmanlaştığını duydum: hapsetme ve çağırma."

Tek kaşım benden istemsizce havalanırken çay bardağını önüme bırakıp, "Doğru duymuşsunuz," diye yanıtladım. Demek Kraliçe Kutsal Topraklardaki düşünce taşlarından kaçınmayı başarabilen birilerini beni gözetlemesi için tutabilmişti. Durum bana zarar vermek olsaydı o kişinin Kutsal Topraklarda nefes bile alamayacağından emindim ancak iş ufak çaplı gözlemlemeye girince bir yolunu bulmuşlardı.

"Senden istediğimi anlamışsındır o halde," diye sakince konuştu Kraliçe Belisima. Tam manasıyla anladığım söylenemezdi ancak başımı salladım. Ondan gelecek herhangi bir isteği yerine getirirsem büyükannem mezarımı kendi elleriyle kazardı. Siyah Leydi'nin bu öfkesinin sebebini hala çözebilmiş değildim fakat bu olayın etrafında oldukça uzaktan bile hissedilebilen pis bir koku vardı ve bunun tek sebebi kraliçenin önceden Zeniel'i öldürmeyi denemiş olması değildi kesinlikle.

"Size yardım edebileceğimi zannetmiyorum, Kraliçem. Benden çok daha tecrübelisiniz ve oldukça da iyi bir büyücüsünüz. Probleminizin ne olduğunu tamamen anlayamasam da yardımcı olabileceğimden emin değilim."

Söylediklerim doğruydu. Kraliçe odaya girdiğinden beri hissettiğim özün gücü karşısında nefes almak bile zorlayıcıydı. Karşımdaki kadının özü o denli büyük bir ihtişam yayıyordu ki kara büyücülerin özünü fark etmek konusunda oldukça hassas olan ben, boğulacak gibi hissediyordum.

MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin