Bölüm 16 - Kısım 2

946 142 52
                                    

"Sarayın bahçesi oldukça hoş değil mi, özellikle de bu vakitlerde?"

Beni onaylarcasına başını salladı Leydi Magnolya. Mağrur bir duruşu vardı. İnce zarif boynu pek fazla taş içermeyen ufak bir kolye ile süslenmiş, kolyeyle takım olduğu belli olan küpeler ise saçının yapılış biçimden ötürü tam manasıyla göremediğimiz kulaklarından sarkıtılmıştı. Parmakları boştu, ki Rezza'nın söyledikleri hesaba katılırsa bu ilginçti. Yine de bu ağırbaşlı görüntüye kanmayacak kadar romanı hatırlıyordum. Bu hanımla yakın ilişki içinde olmam şarttı.

"Müsait bir vaktinizde sizi başkentteki yerleşkenizde ziyaret etmek isterim. Ne zaman uygun olursunuz?"

Şaşırmış gözlerle bana döndü. Bu sefer gösterdiği duygu içerdekinin aksine samimiydi. Konuşmadan önce bir süre duraksadı ardından yumuşak bir sesle beni yanıtladı.

"Leydimin eğlence meclisimizde her zaman yeri vardır lakin hoşunuza gideceğinden pek emin değilim. Başkentte benzer eğlenceler sunan beyler tanıyorum. İsterseniz sizi onlara yönlendireyim."

Şalının üzerine koyduğu elini çekerek eldivenli ellerimin arasına aldım. Gözlerine uzun bir süre baktıktan sonra derin bir nefes çekip elini bıraktım. Hareketim onu yine şaşırtmıştı. Bu kadının samimiyetini ve arkadaşlığını kazanmak istiyordum. Romandaki gibi Vertice'ye hizmet vermesi benim kaybım olurdu. Leydi Magnolya, önceki hareketimi yanlış anlayarak yeniden konuştu.

"Leydimin niyetini henüz anlayabildim lakin size yardımcı olamayacağımı söylemeliyim. Başkentte size yönelik eğlencelerin olduğu ikametgah sayısı az olsa da kaliteleri oldukça yüksek. Neden korumanızdan araştırmasını istemiyorsunuz?"

Gözlerim büyürken ufak bir kahkaha attım. Leydi Magnolya'nın sahip olduğu çevre göze alınırsa bu tarz ufak davranışları yanlış anlaması olasıydı ya da bana aptal gibi görünmek istediği için böyle yapıyordu. Kitaptaki kişiliğini bilmesem bu performansa ben bile kanardım doğrusu.

"Anlaşılan ufak oyunlar oynamaya devam edeceksiniz Leydi Magnolya lakin benim içeriye dönmem gerekiyor o sebeple kısa keseceğim. Sizinle göz önünde yaptığınız iş dolayısıyla değil de gözlerden uzakta yaptığınız iş için bir buluşma talep ettim. Gizliliğinize o kadar güveniyor olmalısınız ki bir türlü "gerçek" niyetimi anlayamadınız."

Magnolya sözlerimle birkaç adım geri çekildi. Sonunda beni dikkate alabilmişti demek. Gözleri dediklerimi tartarcasına üzerimde dolandı ve bu sefer masumane çıkartmaya uğraşmadığı sesi ile konuştu.

"Size hizmet verebileceğimizi sanmıyorum Leydim. Yine de merakımı maruz görürseniz size bir şey sormak istiyorum. Bizden nasıl haberdar oldunuz?"

Beni ilk seferden kabul etmeyeceğini biliyordum fakat bu kadar kolay pes etmeyecektim. Bu insanların hayatlarını önceden okumuş biri olarak onların zayıflıkları konusunda oldukça bilgiliydim. Magnolya'yı ikna etmek benim için zor olmayacaktı.

"Pekala, öyleyse sizi ziyaret etmeyeceğim ama isteğimi ve bu istek karşısında size ödeyebileceğim ücreti söyleyeceğim. Eğer kabul ederseniz ne ala, etmezseniz de... Gerçi öyle bir durum olmayacak."

Magnolya bakışlarını benden çekip bahçeye çevirdi. Ay ışığı bahçedeki ufak ufak yapılmış pek çok göletin üzerine düşüyor, suların üzerinden yansıyan bu ışıklar bizlere görsel bir ziyafet çekiyordu.  Magnolya'nın bir şal almasını sağlayacak kadar etkili olan ama insanı tam manasıyla üşütmeye yetmeyecek bir biçimde esen rüzgar ise ağaçların kokusunu terasa taşıyordu.

Böylece ikimiz de bir süre sessiz kalarak bahçeyi izledik. O sırada büyükannem ve Vertice'nin salona girişi duyuruldu. Daha fazla burada oyalanamazdım. Bu sırada düşünmeye son veren Magnolya konuştu.

MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin