Bölüm 13 - Kısım 1

1.1K 186 66
                                    

Hizmetli masaya taze oldukları her halleriden belli meyve dolu tabağı bıraktıktan sonra odadan ayrıldı. Ellerimle gözlerimi ovuşturarak kahvaltı masasına göz gezdirdim. Kutsal Topraklarda az yemeye alışmıştım, elbette gerçek bir tapınakçı olmadığım için oradakiler gibi sade beslenmem şart değildi ama insanların bana farklı bakmasını istemediğim için durumu kabullenip ben de onlar gibi yemiştim. Gerçi bu sabahki iştahsızlığımın yeme alışkanlıklarımla hiçbir ilgisi yoktu.

Çatalımla meyvelerden birine uzanıp pembe renkli hoş kokulu meyveyi önüme çektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çatalımla meyvelerden birine uzanıp pembe renkli hoş kokulu meyveyi önüme çektim. Ufak bir ısırıkla ağzıma dolan sulu tat kötü olmasa da bu sabahki huysuzluğum için fazla şekerliydi. Masada sırf süs olsun diye konulmuş olan altın kaşıklara takıldı gözlerim istemsizce. Pencereden giren gün ışığı bu kaşıkların üzerine düşmüş ve gözlerimi onlardan çekemeyecek kadar yoğun bir ışıldamaya sebep olmuştu. Kendimi tutamayarak burukça gülümsedim. Minel'in yerinde şimdi ben vardım ve gerçekten de altın kaşıkla doğmuş biri haline gelmiştim, ancak bana bu altın kaşıklarla birlikte almam için dayatılan yemek maalesef ki zehirliydi.

Ben düşüncelere dalmışken yemek odasının kapısını ardına kadar açarak içeri giren Rezza, "Günaydın, Leydi Minel," diye beni selamladı ve ona bakışlarımla işaret etmemle masada bana en yakın sandalyeye kuruldu. Normal leydiler muhafızlarıyla aynı sofradan yemek yemezlerdi ancak ben normal bir leydi olmadığım için "düşük tabaka" olarak kabul edilen biriyle aynı yemeği paylaşmanın aşağılayıcı bir şey olmayacağının gayet farkındaydım. İçimdeki boşluk hissine rağmen dolu dolu gülümsediğimi umarak Rezza'ya döndüm.

"Büyükannem hâlâ dönmedi. Bana leydi diye hitap edip etmediğine takılacak tek kişi o, bu yüzden ünvanları kapının dışında bırakalım."

Rezza başını sallarken zorla da olsa meyveden ikinci ısırığı alıp yuttum ve devam ettim,

"Senin için bazı işlerim var."

Önüne biraz yumurta ve ekmek çeken Rezza meraklı bakışlarını bana yöneltti ve konuştu.

"Başkente ayak basalı yirmi dört saati yeni tamamladın ve benim için bir görevin mi var? Merak ettim doğrusu."

Gülümsedim, bu seferki içtendi.

"Zeniel'in emrindeki kişilerden biri bizim evin etrafında dolanıp ona rapor veriyor. Adamı ya da kadını bulmanı istiyorum."

"Bulmamı ve?"

Sorusuyla düşündüm. Eğer Zeniel'in emrindeki kişiyi bulup öldürürsek başımıza bela açılabilirdi ve yüksek ihtimalle yerini yeni biri hızlı bir biçimde doldururdu. Zaten istesem kimse benim eve giriş çıkışlarımı kontrol edemezdi.

"Bul ve öyle bırak. Belki birden çok kişi olabilirler ya da günlük olarak değişim yaşanıyor olabilir. Sabahtan bulup bana kim olduğunu göstermen yeterli. Eğer meşgulsem üzerlerine büyüyle onların göremeyeceği bir şey bırak."

MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin