Bölüm 16 - Kısım 1

986 139 20
                                    

Ufak bile olsa taç takmak hiç bana göre bir şey değildi ancak Siyah Leydi, kraliçenin bana on sekizinci yaş günümde hediye olarak gönderdiği minik tacı takmam konusunda oldukça ısrarcı olduğu için başımda hafif ancak oldukça fazla rahatsızlık veren bir takı ile katılıyordum nişana. Zeniel'in kendisi, prens olarak bilinmesine rağmen ufak bir mevki bronşu haricinde hiçbir şey takınmayı tercih etmezken henüz resmi olarak kraliyet ailesine katılmamış benim, taç ile salona giriş yapmam bana göre komik, Leydi Eliza'ya göre ise gerekliydi.

Elbisemi düzelterek kapıdaki görevliye başımla işaret verdim. İçeriye adım duyulurken yüzümü düz bir ifadede sabitlemek için çabaladım. Başkente geldiğimden beridir Zeniel ile resmen evlenmemiş olmama rağmen o kadar fazla vekil prenses olarak çağırılıyordum ki sonunda hiç istemediğim birine patlamak zorunda kalacaktım.

"Leydi Minel Purity, Purity hanesinin ikinci leydisi ve vekil prenses."

Hızla salona göz attım. Kraliçe ya da onun bu işle alakalı görevlendirdiği kişi her kimse, benim doğum günümde de umarım bu denli büyük bir zevksizlik sergilemezdi. Oldukça kötü duruyor diyemezdim ama o kadar fazla parlayan şey vardı ki insan bir süre sonra bakmaktan yoruluyordu. Yüksek ihtimalle gerçek elmastan yapılmış ve aydınlanmadan sorumlu olmaları için içlerine parlayan ışıklar yerleştirilmiş lambalar, insanların ayakta iken kollarını dayayarak destek aldıkları uzun ufak masaların üzerine yine parlayan gümüşi ilmeklerden oluşturulmuş örtüler, tüm bunlara ek salonda yer alan her hanımın nasıl taşırken boyunlarının kırılmadığını merak ettirtecek kadar büyük mücevheratları...

Gözüm alıştığında hızla Rezza'yı aradım. Onu etrafı incelemesi için önden yollamıştım. Aradığım kızıl saçları salonun kalabalığına rağmen hızlı bir biçimde bulduğumda onun çoktan bana bakıyor olduğunu fark etmemle gelmesini işaret ettim.

Rezza salondaki pek çok gösterişli hanımın aksine oldukça sade olmasına rağmen onu ilk defa görev kıyafetleri içinde görmediğim için ufak da olsa şaşırmıştım. Yanıma geldiğinde beni minik bir baş hareketiyle selamladı. Rezza ile aramda bu tarz formaliteleri gereksiz bulsam da o, başkente geldiğimizden beridir yerine uygun bir reverans ya da baş hareketiyle beni selamlamaktan geri durmuyordu.

"Pekâlâ, bilmem gereken ilginç bir şey var mı?"

" Buradaki her bir kişi oldukça ilginç leydim. Sizi bütün ayrıntılarla sıkmak istemem. Eğer ilginizi cezbeden biri varsa onunla başlayalım."

Salona hızla göz attım. Kara Kule'den büyükanneme eşlik etmek için gelmiş olan tanıdık yüzler anında ilgimi çekti ve uzaktan göz göze geldiğimizde karşılıklı selamlaştık. Birkaç masa ilerimizde boynunda mavi taşlardan oluşmuş kolyesiyle dikilen hanımı inceledim. Mavi taşlar oldukça nadir çıkan bir madendi ve buna rağmen bu kadının kolyesi bu gerçekten habersizmişçesine onlarla bezeliydi. Rezza'ya eğilip fısıldadım.

"İlerideki koyu mavi elbisenin içindeki yaşlı hanım, kim o?"

Rezza bakışlarımı takip ederek kast ettiğim kişiyi buldu ve uzun süre incelemeden yaşlı hanımı arkasında bırakacak şekilde bana doğru döndü. Anlaşılan ona baktığımızın anlaşılmasından Rezza'nın çekineceği kadar güçlü bir kadındı.

"Kermet Hanesinin yaşlı hanımı, Lord Utrav'ın eşi, ismi Oliv. Bir nevi nişanın sahibi yani. İki adet oğlu var. Birini zaten tanıyorsunuz: Efendi Morgan, diğeri ise büyük oğlu Lord Paren yani bugün nişanlanacak olan lord. Leydi Oliv'in yaşına göre oldukça keskin bir zekası olduğu söyleniyor lakin bunu eşiyle birlikte yaptıkları ticareti yönetmekte kullanmak yerine bu tarz kutlamalarda genç leydilerin zayıf yönleri keşfedip onların canını sıkmakta kullanıyormuş. Sözcükleri çoğunlukla can yaktığı için uzak durmanızı tavsiye ederim. Siyah Leydi ile geçmişe dayanan bir hukukları olduğundan ötürü size karşı saldırgan olmayacağını düşünüyorum lakin dikkatli olmakta fayda var."

MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin