Saat 9'daki dersim için uyanmış hazırlanırken kendi kendime şarkı mırıldanıyordum. Açelya'nın dersi benden daha sonra başladığından dolayı o prensesler gibi uyuyordu.
Fransız Dili ve Edebiyatı gibi hayatıma aşırı katkısı olacağını düşündüğüm bir bölümde olmak tabii ki de mutlu uyanmamı sağlıyordu.
Dalga geçiyorum.
Bu bölümden sonra işsiz kalırdım büyük ihtimal. Belki 2. bir üniversite? Ama Fransızca öğretmeni olmak da hoş olurdu. Aynı zamanda da tercümanlık yapardım. Artık Allah bilir.
Makyajımla çok uğraşmadan üstüme de rastgele bir crop ve geniş paça bir pantolon giyip odadan çıktım. Yurt zaten kampüsün içinde olduğundan dolayı erken varmama gibi bir ihtimalim yoktu.
Kulaklıklarımı takıp merdivenlerden indikten sonra bahçedeki güvenliğe selam vererek yurt sınırlarından tamamen çıktım. Aslında o kadar sıkı bir yurt değildi. Bazı arkadaşlarımın yurtları akşam 9'dan sonda gelirseniz almıyordu mesela. Bizimkinin saati 10'du ve cuma-cumartesi gibi günlerde 12'ye uzuyordu.
Kampüsün içinde sakince yürürken Ben Anlarım dinliyordum. Keyfimi yerine getiren bir şarkıydı melodisiyle.
Keyifli keyifli kampüsteki kafeden latte aldım ve okula doğru tekrardan yürümeye başladım.
****
Açelya dersten çıkmadığından Elis'le masalı bir bankta karşılıklı oturmuş onu bekliyorduk. Elis her zamanki gibi konuştuğu çocukları anlatırken ben bir şey anlatmadan onu dinliyordum.Genelde Açelya, Elis ve ben takılırdık. Şu ana kadar üçlü gruplarda olduğu gibi bir dışlanan vesaire olmamıştı.
Bugünkü 2. kahvem de bitmek üzereyken Elis'in flörtlerinden gına gelmişti.
"Yavrum, balım. Başka bir konu mu yok konuşacak?"dedim öfleyerek. Gözlerini devirdi.
"Sen anlat o zaman hanımefendi."dedi kızıl saçlarını savurarak. Gerçekten güzel bir kızdı.
Ona dünkü olayı anlattığımda kaşlarını kaldırarak dinledi bunu.
"Hangi Poyraz ki bu?"dedi şüpheli bir şekilde.
"Adını biliyorum sadece. Ama bak şu."dedim ve privini gösterdim.
kuzeydoguruzgari.
Elis yapmacık bir kahkaha attı.
"Ay tatlım... Sen çok umutlanma."dedi küçümser bir ifadeyle. Sinirlensem de çaktırmadan ben de güldüm.
"Niye ki canım?" Benim hiç bozuntuya vermememe biraz bozulmuş gibiydi. Sırıtması küçülüp gülümsemeye döndü.
"Bu çocuk böyle ya hep. Herkese yürüyor. Geçen hafta flörttük biz bununla. Sevgili olmak isteyince saldım." Omuz silktim. Yakın arkadaşımın eskisiyle zaten bir şey düşünmezdim.
"Ben de salarım o zaman."dedim mırıldanarak.
Tam o sırada Açelya ve Ekin yanımıza doğru gelmeye başladılar. Açelya sinirle tepinerek yürüyor, Ekin ise sırıtıyordu.
Açelya benim yanıma otururken Ekin Elis'in yanına oturup kolunu omzuna attı. Elis'in başka bir flörtü tabii, alışıldık bir şeydi.
Aslında Elis Ekin'i çok sevmezdi. Ekin ise Elis'in peşinde dolanıp dururdu ama her gece başka kızlarla olduğu da bilinirdi. Elis yüz vermedikçe Ekin kanka ayağına bizimkine yanaşırdı. Açelya'nın neden sinirli olduğu belliydi yani.
"Bu akşam Boran'ın evinde buluşulacakmış. Sinema gecesi gibi bir şey."dedi Ekin sinir bozucu bir neşeyle. Konuşurken bize hiç bakmadan direkt Elis'le muhattap oluyordu.
Elis ise ona hiç bakmadan bize döndü.
"Gitmek ister misiniz?" Açelya omuz silkti.
"Sınavlara daha var aslında. Olabilir." Başımla onayladım. Üstelik bugün cumaydı. Yani yurda 10'dan sonra gelebilirdik.
Elis, Ekin'e döndü.
"Ben bu akşam başka bir yere davetliyim. Ama sen çok centilmensin ya hani. Açelya ve Mina'yı götürürsün."dedi sahte bir gülümsemeyle. Ekin güldü.
"Götürürüm tabii de, sen nereye davetlisin güzelim?" Elis aynı gülümsemesiyle Ekin'in kulağına yaklaştığında Ekin'in umutlandığı yüzünden belliydi.
Fakat Elis'in sana ne diye fısıldamasıyla tüm havası bozuldu ve kolunu Elis'ten çekti.
"Sinemadan daha eğlenceli bir yerse seninle gelelim."dedi Açelya.
"Ay yok tatlım. Aile yemeği."dedi söylenerek. Telefonunu çıkardığında bize yazacağını anlayıp Instagram'daki privlerimizin olduğu gruba girdim.
Üç Çıtır
prenseselis: Ekin duymasın, partiye gideceğim. Bir çocuğun partneri olarak.prenseselis: Çocuk zorla peşimize takılır yeminle.
Kendimi tutamadan güldüğümde Ekin dik dik bana baktı.
"Ne bakıyorsun Ekinciğim?"dedim Elis'inki gibi bir gülümsemeyle. O da sahte bir gülümseme sundu bana. Cevap vermedi, şaşırtıcı.
izmirbombasi: Sinema daha iyi olur gibi.
Açelya'nın orda tüm gün Elis'in flörtleşmelerini izlemeye katlanamayacağını anlamıştım.
yokaMina: Aynen.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
profiterol
Genç Kız EdebiyatıBir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi. "Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.