Hasret

120 8 0
                                    

Bir anda ayağa fırladım ama ağzımdan tek kelime çıkmadı.İlk defa yüzüme direk bakıyordu.Başkalarıyla konuştuğu gibi. Nefret yoktu yüzünde. Sanırım ilk iletişimimiz oluyordu.Bense hiç birsey demeden bekliyordum,söyleyeceklerini .
Oldukça kalın ve tok bir sesle :
_Babanla konuştum biraz önce..Bakışlarımla cevap veriyordum sanki,yine ben de tek ses yoktu.Devam etti.
_Yarın yemeğe gideceğiz.Gözlerimin içine cevap beklermiş gibi baktı Ama ben sadece bir baş salladım.O yine devam etti.
_ Büyük bir yemek , herkes olacakmış.Babanın bütün çevresi.
Bilirdi o çevreyi. Herkesin güzel bir maske altında bütün yüzlerini sakladığı. Birbirlerinin herşeyini bilirler di.Ama yine de bilmeze yatarlar en küçük tökezlemelerinde bütün saklananlar bir bir etrafa saçılırdı.Herkesin bir başkası için kozu vardı. Onlarla en güzel annem oynardı.Kedinin fareyle oynadığı gibi.Herkes bir sonraki hamlesi için elini saklarken annem onları her seferinde şah mat yapardı.Onlar için ben, annemin en zayıf halkasıydım.Hep annemi benimle vurmaya çalısırlardı .
_Bizi baban bir yere aldıracakmış.Hazırlık için.(Burada istemediğini dudağının kenarını hafifçe yukarı kaldırarak belli etti)Daha sonra sizin eve gideceğiz.
Eminim itiraz etmiştir.Babamın onu aldırmasını istememiştir.Babam da reddetmiştir.Çünkü böyle ortamlarda hata yapmayı sevmez.O her zaman en güçlü olmalıdır.Babama karşı ne kadar savunmasız ki dediklerini kabul etmiş.Sonra elindekini bana uzattı. Anlamsızca eline baktım,sonra tekrar gözlerine.
_Burada benimle ilgili bilgiler var.Bunlara yarına kadar çalış.Bilmedigin konuları bana bırak.Zaten mümkünse hiç konusma.Yarin sadece yanımda dur.(Gözlerini gözlerime sabitledi.Icindeki öfke ve tehditkarlık
tekrardan yükselmeye başladı.
_Sakın bir temasta bulunduğunu görmeyim.Loubalilik ,yakın konuşmalar,yok sevgili numaraları.Sakın ,(bir daha baktı)sakın!! Sadece soru sorulursa konuş.Ama insanların meraklarını uyandıracak muhabbetlere girdiğini görmeyim.Sadece bir yemek yiyip geleceğiz.
En sonunda ağzımı açıp konusabildim.
_Tamam
Elindeki kağıdı aldım.Çatı katına şöyle hızlıca bir bakış attı.İlk defa yaşadığım yeri merak ettiğini hissettim.Arkasını döndü merdivenlerden inecekken Tekrar geri dönüp baktı:
_Benim bilmem gereken özel bir bilgi var mı ?
Benim hakkımda ne biliyorsun ki ,diyemedim.
_Bu akşam yazarım, yarın bakarsınız, dedim.
Başını salladı olur anlamında ve aşağıya indi.
Evet ilk konuşmamızı gerçekleştirmiş olduk.İlk defa beni insandan sayıp konuştu,soru sordu.Sanırım oyunumuz yeni başlıyordu.

Elime aldığım kağıdı yavaşça açtım.Yazısına baktım.Bunu o yazmıştı ve şimdi benim elimdeydi.Neden bu kadar etkileniyordum. Kafamdan her türlü düşünceyi attım.34 yaşındaymış. Benden 12 yaş büyük.Ne kadar da çokmuş. 28 Nisan doğumlu.Baharda doğmuş. Ben 15 Ocak .Kafasında bütün bilgileri kendisiyle karşılaştırarak gidiyordu.Onunla ilgili hersey. Ülkenin en iyi üniversitesine gitmiş.Makine mühendisliği okumuş Bir anda içine bir sıkıntı çöktü.Hayatı boyunca duyduğu en büyük eksiklik.Ve umutsuzlukla hayal ettiği şey.Üniversiteyi okumak.Babası hiç bir zaman okumasına izin vermemişti..Sebebi ne , hiç bilemedi. Hiç soramadı.Kendisine kızgınlıkla yasaklanmış olan yer.Babasını tarif etmek zordu Başkalarının hayatlarını o an ki ruhsal durumuna göre değiştirebilirdi Canı istemezse hiç bir şeye izin vermez.Eğer sinirliyse buluttan nem kapar.Olmayacak cezalar verir.Olmazsa olmazdı dedikleri.Üniversitede onlardan biriydi.Belki kendisine belki de annesine acı çektirmek adına Toyan ın hayatı yasaklarla mahvolmuştu.Ben kimim ki dedi biraz önce her bilgiyi kendisiyle karşılastırırken bir anda duvara toslamıstı. Makina mühendisi, ilgi alanları ne kadar farklıydı belkide hiç ilgisini çekmeyen ve çekmeyecek olan bir daldı.Kendisi edebiyat okumak isterdi.Yazarlık eğitimi almak ve reklamcılık okumak isterdi.Ama malesef hayatı boyunca istediği hic birseyi gerceklestiremedi.
Mantara alerjisi varmış.Benim alerjim olmadı bu zamana kadar evet evet bir alerjim yok diye onayladı kendini.Ve kendi işyeri varmış, hangi alanda çalışıyor?Geri dönüşüm, demir_ çelik ,otomotiv ve gemicilik sektörüne makina üretiyormuş.Bana ne kadar uzak bu konular.Çok yoğun bir iş olmalı.Onun için erken saatlerde başlayıp, geç saatlere kadar iş yerinde çalışıyordu Eve gelince telefon görüşmeleri hiç susmuyordu.Hep yorgun bir
hali vardı.Ne oldu da babasının eline düştü?İşleri kötü mü gitti,borç aldı.Kurtaramadı şimdi de işyerinin batmasını önlemeye mi çalisiyor? Benim karşılığımda borcunu silmiştir.Ancak denileni söylediği zamana kadar yapması şartında.Bakmıştır düzgün bir adam ,vasıflı. Bu olayı ancak kaliteli bir kişiyle kabul ettirebilirdi.Hoş kimse ağzını açmaya cesaret edemezdi ama yine de şanını en az zedeleyecek şekilde olmalıydı.
Bütün uykusu kaçmıştı.Yarın pazar günüydü.Nasıl olacaktı?Yan yana olacaktık.Insanlar bizi inceleyecekti.Fazla soru sormaya cesaret edemezlerdi ama onunla o ortamda olmak yeterdi heyecanlanmasina.Ya ters bir durum olursa,ya hersey anlaşılırsa offf düsünmemeliydi.Sabaha kadar döndü,durdu..
Aynadan karşısındaki adamı izliyordu . Nerdeyse bir saattir saçıyla uğraşıyordu.Yüzü temizlendi , tıraş edildi.maskeyle bakım yapıldı.Sanki artistlerdi de galaya hazırlanıyorlardı.
Ters yönünde o vardı onu göremiyordu ama sesini duyuyordu.Her yapılan
işlemde bir itirazda bulunuyordu.Kendisiyle ilgilenen adam oldukça nazik ve sabırlıydı.Ne kadar konuşsada sonunda hep aynı cümleyle bitiriyordu Bize verilen talimatlar bunlar efendim . Anahtar kelimeydi sanki bu.Bunu söyleyince susuyordu.Bense dilsiz gibi hiç ses çıkarmadan duruyordum. Onlarda bedenimle ne yapmaları gerekiyorsa yapıyorlardı .Geceleyin kendimle ilgili birşeyler yazmıştım.Sabah ilk fırsatta eline tutuşturdum.Baktı ve hemen cebine koyuverdi.O andan beri kendimde değildim.Yemeği düşünmeden edemiyordum. Aynı evlendigimiz gün gibi.Bütün gün ellerim titremisti.Ne zaman yapamayacağımı düşünsem anneme bakıyordum.Bir kişiyi daha hayatıma sokmaya hazır değildim.Olabilecek herşeyden korkuyordum.Yeniden birşeylere başlayamazdim.Birisinin bana bir daha dokunabilme ihtimaline bile dayamazdım.Ama olanlar yüzünden elim kolum bağlıydı.Babamın yapabilecekleri beni delirtiyordu. Öldürse kurtulurdum.Ama eziyetleri anneme tehditleri onun karşısında beni acizleştiriyordu.
_Tamam efendim.İçeriye geçip giyinebilirsiniz.
Aslında ikimizinde nasıl görüneceğini az çok biliyorduk.Çünkü evlenirken bunları yaşamıştık.Gerçi o zaman aynı ortamlarda değildik.Ama yapılanlar aynıydı.
Şoförün sürdüğü arabada , gergin bir şekilde arka koltukta oturuyorduk,yan yana.Zaman dursun,herşey bir an önce bitsin istiyordum.Çatı katında olmak ve uyumak istiyordum.
Araba , hayatımın geçtiği bu kocaman , çirkin binanın önünde durdu.Nedense hiç özlememiştim burayı.Sanki hiç bir anım yok gibi.Halbuki bu evin duvarları benim yalnızlığımı, gözyaşlarımı saklamak için yapılmıştı.Buyuk günahların işlendiği altından yapılmış bir hapishane .Ses geçirmez özelliği var mıydı bilmem ama benim o çığlıklarım kimse tarafından duyulmazdı sanki.Herkes üç maymunu oynardı.O kadar dayak yedikten sonra normal bir rutin gibi beni tedavi ederlerdi.Babama hizmet etmeye devam ederlerdi.Sanki babam antrenmandan çıkmış gibi. Herkes bir gardiyandı benim için. Doktor gelir muayene eder, önemli birsey varsa hastaneye alırdı.Malesef doktorun görevi buydu babamın parcaladığını düzeltmeye çalışmak. Kac kere kırıldı kemiklerim, kaç kere bayılana kadar dövüldüm.Vücudumdaki izlerle ev içinde dolaşırken, herkesin o ruhsuzca bakışı.Birisi tarafından acınarak bakılmaya bile razıydım. Sanki herkes bana sevgi gösterilmemek üstüne tembihlenmistiAma en büyük ceza bu zamanlarda annemle görüstürülmeme cezasıydı İkimize de verilen ceza.
_İnebilirsiniz efendim
Yavaşça süzüldüm.Hersey donuklasmaya başladı.Yine nefesimi kontrol edemez oldum. Tıkanıyordum hissediyordum.Kapıya doğru ilerledik evet yanımda yürüyordu.Ama onu bile düşünemiyordum artık.İçeri girdik ve kafamı kaldırdığımda annem merdivenlerden aşağıya yavaşça iniyordu.O anda gardım düştü onu o kadar çok özlemiştim ki kendime hakim olamadım ağzımdan anne sözcükleri düşmesiyle ağlamaya başladım.Hep konuşuyorduk ama haftalardır yüzünü görmemiştim. O hiç bir yere gitmeme izin vermiyordu.Anneme de babam izin vermiyordu. Onu görünce aslında ne kadar yalnız kalmış olduğumu hissettimHiç bu kadar uzun ayrı kalmamıştık.Annem ruh halimi hemen anlayarak adımlarını hızlandırdı hem nazikçe hem de kocaman bir kucaklama ile bana sıkıca sarıldı Kulağıma:
_Şiişt bebeğim , lütfen sakin ol hadi güzelim ,nefes al ver hadi sayalım beraber.(Biliyorum yani Dui herseyi duyuyordu, şaşkın bir şekilde daha ilk dakikadan herseyin bozulacağına inanamıyordu.
Sonra annem hiç bir şeyi bozuntuya vermeden sakince gülümseyerek Dui ye döndü
_Lütfen hemen solda lavabo var oraya götürün lütfen henüz kimse gelmedi. Bana döndü Elimi sımsıcak tuttu.
_Tamam mı bebeğim, hadi yapabilirsin.Git yüzünü yıka kendine gel.Bak burada bekleyeceğim sizi.
Omuzlarımdan bir elin beni yavaşça suruklediğini hissettim.Tuvalete girdiğimiz anda kapıyı kilitledi.
_ Ben lavaboya ellerimi dayamış zor ayakta duruyordum.
O da tedirgindi ama hiç konuşmuyorduNefesimi kontrol etmeye çalışıyordum ama panik atak geçiriyordum belli.Sayı saymaya başladım.Her sayıda derin nefes alıyordum .İçimden tekrar ediyordum.Tamam Toyan yapabilirsin.Yüzümü yıkadım. Gözyaşlarımı sildim.Ağladığım belli olmamalıydı.Bir vakit sonra toparlandım.Saçımı düzelttim.
Çıkabiliriz, dedim.
Büyükçe dikdörtgen bir masanın etrafında toplanmıştık.Yaklasik otuz kişiydik.Muhabbet yine babamın etrafında dönüyordu .İnsanlar babama yalakalık olsun diye her türlü dalkavukluğu yapıyordu.Annemse tartışmasız masanın en güzel kadınıydı.Kıyafeti , duruşu ve bakışları ile herkesi büyülüyordu .Ama herkesin aslında tek ilgi odağı bizdik.Gizli gizli herkes bizi inceliyordu.Her hareketimiz. Ben mümkün olduğunca insanlarla göz göze gelmemeye çalışıyordum.O ise o kadar havalıydı ki sadece yavaşça yemeğini yiyordu ama kendinden emin asil bir duruşuyla herkeste bir saygı oluşturuyordu.İçlerinden biri ona dönüp bir soru sorma cesaretinde bulundu
_Ne iş yapıyorsunuz? İnsanlara dönerek yavaşça ne is yaptığını hangi alanlara makine yaptıklarını, çalıştıkları firmaları kaç yıldır bu işi yaptığını anlattı.Anlattıkça kafalar sallanıyor.Büyük beye uygun bir kişi olduğunu onun icin böyle bir evliliği onayladığını düsündürttü. Büyük bey de yüzündeki o gülümsemeden memnuniyeti anlaşılıyordu Kendisine bir kaç soru daha soruldu ve muhabbet yine babama kaydı. İşte görevimiz sadece bu kadardı.Orada sadece yan yana oturup beraber yemek yemek.Ve insanlar ikimiz üzerinden kafalarından geçirdiklerini güya kendilerine saklıyorlardı.Ancak gözlerinde o ikimizi birbirine yakıştırma ya da yakıştıramama olduğu gibi okunuyordu.Tek emin oldukları.İster oyun olsun ya da olmasın böylesine bir adam benimle sadece babamın nimletleri için birlikte olabilirdi.
Yemek boyunca bana bir iki soru soruldu.Kısaca cevapladım Babam benimle hiç konuşmadı. Ama gözleriyle her hareketimi takip etti Annemle hep göz göze geldik.Herseyin yolunda olduğunu hissettiriyordu.Babam ona hayranlıkla bakıyor, ona sahip olduğunu hafifçe ellerine dokundurarak başkalarına hissettiriyordu.Annem her zaman ondan akıllı olduğunu konuşma ve tavırlarıyla hissettirirdi.Bir ara Dui nin de annemi incelediğini gördüm.Eminim babamla olan tezatliğını inceliyordu.Aralarindaki traji komik bir oyun gibiydi.Babam sadece onu elinde tuttuğunu hissettirir.Ancak gerçek şu ki ona ruhuyla hicbir zaman ait olmamıştı. Bunu bilmek bile babamı delirtmeye yetiyordu Yine de böyle günlerde onu yanında bir elmas gibi taşıyordu.
Gece bitmişti herkesle teker teker vedalastık .Annemle vedalaşırken ona sıkıca sarıldım.Ayrılmak istemiyordum.Kokusunu iyice içime çektim .Eve baktığımda annem dışında kimse yoktu vedalaşacağım.Çok yazıktı.Annemde bu evde çok yalnızdı.Annem yavaşça ellerimi çekti. Elleriyle Yüzümü avucuna aldı ve her iki yanağımdan öptü.
Sonra bana söylüyordu ama Dui ye bakıyordu.
_ Her zaman gelebilirsin oğlum burası senin yuvan tamam mı?Tamam mı?
Başımı salladım.Ama biliyordum böyle bir şeyin olmayacağını. Dui bitirin artık der gibi anneme elini uzattı
_ İyi geceler ..İkisi birbirlerine öylece baktılar.
Arabaya bindiğimizde artık hiçbir şey umurumda değildi. Başımı cama dayayıp sessizce ağlıyordum.Gözyaşlarım ardı sıra dökülüyordu. Sanki dövmüşlerdi beni öyle halsizdim .Yanımda olması da bana bakması da umurumda değildi.Kendimi koca evrende yapayalnız bırakılmış gibi hissediyordum.Hicbir şeydim.Hiç kimse tarafından değeri olmayan bir zavallı. Bir annem vardı onu da almışlardı elimden.Yağmur damlaları cama vuruyordu.Gözyaşlarımla bir yerde kesişiyorlardı...

DönüşümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin